☾ BÖLÜM 10 ☽

297K 19.9K 31.3K
                                    

10. BÖLÜM
CAN YAKAN

Bedenimdeki yorgunluk hissi beni terk etmiyordu.

Bünyem zayıf olsa da, bu kadar uzun süredir hasta olduğumu annem vefat ettiğinden beri hatırlamıyordum. Hücrelerimin arasında beni içten içe bitiren bir şey var gibiydi. Yediğim yemeğin, içtiğin suyu tadı bile artık değişik geliyordu. Başta hava değişikliği, hastalık demiştim lâkin farklı bir şey vardı. Mardin'in bana iyi geleceğini düşünürken, günden güne soluyormuş gibiydim.

Karan'ın telefon konuşmasından bu yana iki gün geçmişti. Kocamın bir mafya olduğunu öğrenmiştim. İki gün boyunca konağa gelmediğini yemeklere katılarak onun olmayışıyla görmüştüm. Konak yaşamına biraz daha alışmış, Mardin'in kuru havasına adapte olmuştum.

Dolabı açıp yeni aldığım kıyafetleri Karan'ın tarafına dokunmadan eşyalarımı askılamış ve güzel bir düzene oturtmuştum. Yaklaşık bir saat sonra odayı istediğim şekle sokmuştum. Odanın kapısı sertçe tıklandığında işittiğim gürültüden ötürü irkildim. Oturduğum yerden kalktığımda kapıya doğru yanaştım.

Kapının ardından oldukça kinayeli gelen ses, "Prenses hazretleri," dedi. "Kalkmayı düşünmüyor musunuz?"

Kapıya dövercesine vuran Gülnarin Hanım'dı. Sabah gözünü açar açmaz beni özlemiş olmalıydı ki, hemen kapıma dayanmıştı. Gülnarin Hanım tiz çıkan sesiyle, "Kime diyorum yeni gelin!" diye bağırdığında gözlerimi devirdim. "Saat kaç oldu konak halkı kahvaltı bekliyor! Uykuya mı düştünüz?"

Dişlerimi birbirine bastırdıktan sonra kendime sakin olmam gerektiğini telkin edip kapının kilidini açtım. Kulpu aşağıya indirip kapıyı az açarak, "Size de günaydın Gülnarin Hanım," dedim. Yüzümde yapmacık bir gülümseme vardı. "Kapıyı alacaklı gibi çalmanızın bir nedeni var mı?"

Beni baştan aşağıya süzdüğünde üstümdeki kıyafetlere rahatsız edici bir şekilde baktı. Kollarını göğsünde birleştirdiğinde sorgulayıcı bakışlarının esiri oldum. "Karan Ağa nerede?" diye sordu.

"Erken kalktı kendisi, şu an odada değil." Herkes bu evliliğin gerçek olduğunu bilmeliydi. Buna en çok Gülnarin Hanım dahildi.

Baştan aşağıya beni alayla süzdü, nazik olmayacak şekilde beni itip içeriye geçerken, "Çekil şuradan," dedi. "Karan Ağa?" diye seslendi. Odanın her yerine bakmış, ışığı sönük olan banyoyu kontrol edip köşe bucak koskoca adamı aramıştı. "Odasında değilse nerede bu adam? Yok olup gitmedi ya?!"

Sakin tutmaya çalıştığım sesimle, "Bilmiyorum, nerede olduğunu çok merak ediyorsanız kendisini arayıp öğrenebilirsiniz," dedim. Kapının arkasında ona şaşkın gözlerle bakarken, bu kadının gerçekten deli olduğunu düşündüm.

''Ne demek bilmiyorum gelin hanım, kocanızdan da mı haberiniz yok?''

''Benimle işiniz yoksa lütfen odadan çıkın, odaya da bir daha bu şekilde girmeyin. Burası benim odam," derken bedenimden akan sinirle birlikte dış kapıyı işaret ettim.

''Burası Karan Ağa'nın odası, senin odan değil gelin hanım! Senin yerin ağa nerede yatarsa orada yatmaktır, yatağını sıcak tutmak zorundasın!" diye bağırdığında ona dehşet verici bir ifadeyle baktım. Bir yatak ısıtıcı olmadığım kalmıştı. Sakin ol Marin. Bilerek yapıyor.

Kayadan daha sert kelimelerimle, "Burada ağanızın ısıtıcısı yok," dedim. "Yatak ısıtıcısı mı sanıyorsunuz siz beni? Karşınızda kim olduğunu sakın unutmayın!"

DÜŞLER AĞIDIOn viuen les histories. Descobreix ara