☾ BÖLÜM 72 ☽

166K 11.8K 17.5K
                                    

72. BÖLÜM
MERT

"Karan!" dedim sert bir tavırla kaburgalarımda ağrı hissederken benden ne sakladığını deli gibi merak etmiştim. Az önceki hali tüylerimi diken diken etmişti. Bu denli davranışının nedenini öğrenmek istiyordum. "Soruma cevap ver önemli olup olmadığını sormadım!"

Karan bir süre öylece yüzüme baktıktan sonra bakışlarını benden çekip biraz ötemizde duran Emrullah'a çevirdi. "Emrullah siz geçin konağa biz geliriz."

Emrullah bey başını tamam anlamında sallayıp yanımızdan ayrıldığında arabasının olduğu tarafa ilerleyip kısa bir süre sonra otopark alanından çıkıp gitmişti.

Arabanın sürücü tarafındaki kapısını açtığında, "Geç hadi," dedi. Bakışları gözlerimde durduğunda bana hafifçe kaşlarını çatarak baktı. Öylece duruyor olmama karşılık tekrar konuştu. "Geçsene güzelim."

Hareket etmedim.

"Marin arabaya bin anlatacağım." dedi sakin bir sesle kolumdan tuttuğunda beni kendine doğru çekti. Ona kaşlarımı çatarak baktığımda alnımda derin çukurlar oluşmuştu. Burnumdan solur bir halde arabaya geçtiğimde günün yorgunluğunun vermiş olduğu hisle birlikte karşı çıkmayıp koltuğa yerleştim.

Kapımı kapattıktan sonra Karan kendi tarafına geçtiğinde koltuğa yerleşti. Arabayı çalıştırmak üzereyken, "Seni dinliyorum." dedim içimde kaynamaya başlayan öfkeyle bakışlarımı ondan ayırmadan konuştum. Benden bir şeyler saklaması hiç hoşuma gitmiyordu. Bunu fark ettiğimde de üstünü kapatmasını hiç istemiyordum ama şu an Karan tam olarak bana bunu yapıyordu.

Şirketin otoparkından çıktığımızda konağa giden yola doğru girmiştik. Karan kasılan çenesiyle dikkat arabayı sürerken kaşları çatık bir vaziyette duruyordu.

"Sakin olmanı istiyorum senden." dedi bakışlarını yoldan çekip kısa bir anlığına bana çevirdi. "Sinir stres yapmaman gerektiğini biliyorsun. Anlatacaklarım büyük ihtimalle seni üzecek üzülmeni istemiyorum ama herkes hak ettiğini buldu."

"Tamam sakinim ben," dedim ve oturduğum yerde dikleştim. Derin bir nefes aldığımda ciğerlerime ulaştıktan sonra dışarıya geri saldım. "Yani ne olabilir ki?"

Karan arabanın yükselen hızını azalttığında sağ şeride geçti. Elini çenesine götürüp kısa sakallarında dolaştırdığında sıkıntılı bir şekilde nefes aldı. Bana söylemek istemiyor ama mecbur olduğunu için söylemek zorunda olduğunu her halinden belli ediyordu.

"İkizlerin annesi Gülnarin öldü."

Duyduğum kelimeler beni bozguna uğrattığında kaşlarım havaya doğru kalkmıştı. Kulağıma ilişen cümleyi algıladıktan sonra kaşlarım normal haline dönerken aniden çatılmıştı. Yanlış duymamıştım. Kalbim teklemeye başladığında aldığım soluğun beni boğduğunu fark ettim.

Yutkunduğumda, "Ne?" döküldü dudaklarımın arasında. Vücudumdaki sıcaklık yükselmeye başladığında kolumu koyduğum yerden tuşa basıp arabanın camını aşağıya inmesini sağladım. Yüzüme vuran soğukluk beni kendime getirmeye başladığında titrediğimi hissettim. "Dur bu çok ani oldu..."

Kalbim ağrırken kaburgalarımın üzerine yoğun bir ağırlık çöktü. Yaşadıklarım gözlerimin önünden birer birer geçerken dudağım titriyordu. Kirpiklerimde eş zamanlı titrerken Karan'ın endişe dolu bakışları beni buldu. Arabayı tamamen sağa çektiğinde frene basıp durdu.

Bakışlarımı yola çevirdiğimde dolan gözlerimi görmesini istemedim. Kendime gelmek için birkaç saniye verdiğimde sesimin titremesine aldırmadan dudaklarımı araladım. "Onlar neredeydi ve yaşıyordu muydu bunca zaman?" diye sordum, bakışlarım açık camın dışına bakarken Karan yanda duran elimden tuttu ve parmaklarına kenetledi. Onun sıcaklığıyla ve sıcaklığından yayılan güven hissiyle birlikte bakışlarımı onun olduğu tarafa çevirdim.

DÜŞLER AĞIDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin