☾ BÖLÜM 88 ☽

Start from the beginning
                                    

"Merhaba, Sudenaz Hanım." dedim, soğuk çıkan sesimle istemsizce mesafeli duruyordum. Artık herkese ve her şeye karşı güvenim fazlasıyla zedelenmişti.

"İlk emzirmenizi yaptınız değil mi?" diye sorduğunda, bakışlarını bebeklerimden çekip bana çevirdi.

"Evet, doktor yardımıyla yaptık." dediğimde, doğum hemen sonrasında bebekleri onun göstermesiyle yapmıştım. Sonrasında uykuya yatırmıştık. O süredir uyuyorlardı ve aradan yaklaşık olarak iki saat geçmişti.

"Şimdi beraber tekrar yapalım." dedi Sudenaz Hanım, sakin bir şekilde. Sırtımı yasladığım yerden ayırırken Karan bebeklerin olduğu küçük ayaklı yatağa ilerledi. "Hem ufaklıklar acıkmıştır."

"Ben size birini vereyim Karan Bey," dedi Sudenaz ve arkasından devam etti. "Tutuş ilk aylar için çok önemli. Bu şekilde kolunuzu açın," dediğinde Karan onun gösterdiği gibi kolunu açtı. "Boyunları çok esnek olur, o yüzden kafalarını bizim sabit tutmamız lazım. Ağırlıkları kafalarında olduğu için bebekler hep kafasının üzerine düşer. Tutuşlarınızda boyunu önemli alın yoksa kucağınızda bile yere düşebilirler."

Bir bebeği Sudenaz, birini Karan alırken bana doğru yaklaştılar. Bakışlarımı Sudenaz'a çevirdiğimde tam olarak ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Annelik içgüdüm güvensizliğimden dolayı tamamen kapanmıştı. "Teker teker mi yapacağız?" diye sorduğumda önce kucağımı Okyanus'u aldım. Bebeklerim birbirine benzemiyordu fakat ikisi de o kadar küçüktü ki ayrım yapmak zordu. Kıyafetlerinde bir süre isimleri yazacaktı.

"Sütünüz ikisine de yeter." dedi Sudenaz. Deniz'i de güzel bir tutuş biçimiyle bana uzatırken kollarımı onun gibi yapıp iki bebeğimi de kucağıma aldım. "Aynı anda ikisini emzirmek ister misiniz? Hem sizin içinde kolaylık olur hem de onların uyum süreci hızlanmış olur."

Kafamı salladım. "Olur, öyle yapalım." dediğimde ikisi de göğsüme yaslı duruyordu. "Eşit gidelim. Biri emerken biri bakmasın, ikisininde varlığına alışmalıyım."

Sudenaz Hanım göğüslerimi açarken bebeklerini pozisyonunu bozmadan göğüs uçlarımı minicik ağızlarına dayamıştı. Bir anda huylanırken ikisi de doğal oluşumdan ötürü emmeye başlamışlardı. "Şu an çok uysal gözüküyorlar." dedi Sudenaz Hanım. Karan öylesine biri seçmemiş olmalıydı ki, bilgisiyle beni kendine yaklaştırıyordu. "Hep böyle olmazlar." diye devam etti. "Bu vakitlerinizi iyi değerlendirmenizi tavsiye ederim. Seslerinize alışmaları lazım, ninni söyleyerek size aşinalığı atar, sesinizi duydukları zaman ağlamazlar tam aksine susarlar."

İkimizde dikkatlice dinlerken Sudenaz bize ilk günler için bütün her şeyi açıklığıyla anlatmıştı. Pür dikkat bir şekilde dinlediğimizde Okyanus'un emmediğini göğüs uçumu çekiştirmediğinden fark ettim. Başını düzeltip onu göğsüme yaklaştırırken bedenini okşayarak rahatlattım.

"Ben sizi yalnız bırakacağım," dedi Sudenaz Hanım, dakikalar sonra. "Besleme zamanı bitince geleceğim rahat olabilirsiniz."

Eğilip ikisine de öpücükler bahşederken burnuma dolan hoş kokuyla ciğerlerimde çiçekler açıyor gibiydi. Bedenimdeki rahatlamayla kokularını içlerime defalarca çektim. "Çok güzel kokuyorlar." dedim, hoşnut bir ifadeyle. Sütü de süt kokusunu da sevmezdim ama bebeklerim öyle buram buram süt kokuyordu ki sevmemek elde değildi. "Süt kokuyorlar."

Karan yaklaştığında bedenini yatağa yasladı. "Bakayım nasıl kokuyorlar." diye merakla sorduğunda yüzünğ yaklaştırıp onların bedenine gömdü. "Benim bebeklerim, süt bebeklerim." İçine seslice kokularını çekiyordu. "Offfff," dedi, istekli bir şekilde. Benden ayırıo kucağına almamak için onları zor duruyordu. "Aynı anneleri gibi kokuyor, biraz daha kalsaydınız ben çıkartacaktım sizi."

DÜŞLER AĞIDIWhere stories live. Discover now