☾ BÖLÜM 83 ☽

En başından başla
                                    

"Çok küçük bunlar..." dedi Karan, benden aldığı sessiz yanıtla birlikte yüzünde uğradığı bozgunun izleri vardı.

"Evet." dedim, aynı fısıltıyla. "Çok küçükler."

Karan, uzun boyundan dolayı dizlerinin önüne çöktüğünde kızlarla aynı boya gelmeye çalıştı. Onlara dokunmadan mesafesini koruduğunda, "Deniz kızını hasteneye götüreceğim. Kontrolleri yapılacak, o zamana kadar sizden ayrı kalacak ama sonrasında sizin yanınızda olacağız." dedi, güven verircesine.

Suna kafasını salladığında diğerlerinin yanına ilerledi. Karan dizlerinin üstünden ayağa kalktığında gözlerini kısıp etrafı kontrol etti. "Yasmin!" diye bağırdı. Yasmin ismi tanıdık gelince onun baktığı yere baktım. İki kadın yan yana dururken bakışları bize dönmüştü. İkisi de daha önce yanımıza sızmaya çalışan kadınlardı onları görmüştüm. "Devin'le birlikte buraya gelin!"

Beray ve Devin yanımıza geldiğinde, bakışları bizde gezdikten sonra Karan da durmuştu. "Psikolog ayarlayın." dedi Karan. "Bir de kadın hastalıkları ve çocuk doktoru getirin. Bizim işlerimiz bitene kadar bu kızlar size emanet. Erkeklerden biraz korkuyorlar mümkünse yanlarından hiç ayrılmayın."

"Tamam gerisi bizde." dedi Yasmin, bana gülümsediğinde aynı şekilde ben de ona gülümsedim. "Bir şey olursa haberleşiriz."

Kızlarla teker teker konuşup güvende olacaklarını söylediğimde sorun çıkarmadan iki kadınla birlikte gitmişlerdi. Onları siyah lüks minibüs tarzı olan arabaya bindirdiklerinde çok geçmeden alandan uzaklaşmışlardı. Keşke Ezgi de onlarla birlikte olabilseydi ama ne yazık ki o pisliklerin yüzünden toprağın altındaydı.

"Buyur yenge." dedi daha önce görmediğim takım elbiseli adam. Gözünde siyah gözlük, altında beyaz spor ayakkabılar vardı. Siyah camlı gözlüğünden gözlerini göremiyordum ama kafasını Karan'a doğru çevirdi.

"Bronz'un evine mi gideceğiz Safa?" dedi Karan, elimden tutup beni de kendisiyle beraber helikopterin merdivenlerinden çıkardı.

"Evet abi." dedi, elinde bantlarla gelirken kaşlarım çatılmıştı. Arkasında saçları üç numara olan bir adam belirdiğinde ondan daha kaba saba bir tipteydi. O adamı daha önce Bronz'un yanında görmüştüm. Yakın korumasıydı sanırım.

"Karımın gözünü kapatmayın. Koynumda yaslı kalacak etrafa bakmaz. Benim gözümü bağlayabilirsiniz." dedi Karan, çatılan kaşlarımla onları dinlerken Safa'nın arkasında olan adam kafasını iki yanına salladı. Karan beni bırakıp arka koltuğa geçtiğinde ortadakine oturdu.

"Neden bağlıyorsunuz?" diye sorduğumda hiçbir şey anlamamıştım.

"Bronz'un evi gizli bir yerde. Koruması Zorlu ve kendi dışında kimse bilmiyor. O yüzden oraya gidenler gözü kaplı gitmek zorunda." dedi Karan bana açıklamak istercesine. "Oraya gideceğiz çünkü şu an güvenli bir ortamda olmamız gerekiyor olabilecek tehlikelere karşılık. Şu an İstanbul'un en güvenli yeri onun evi."

"Anladım." diye mırıldandım.

Safa ve diğer adam birbirlerine baktığında, "Abi yengeninde bağlasak?" diye sordu.

"Hayır Safa." dedi Karan, sert bir tavırla. Bakışları beni bulduğunda kucağını işaret etti. Olanları anlamadığım için sessiz kalırken bir şey yemeden Karan'ın açmış olduğu kucağına oturdum. "Kafasını kaldırmayacaktır zaten hali yok. Uyur birazdan kucağımda duracak."

Safa, Karan'ın yanına geldiğinde bana dikkat ederek gözlerini bağladı. Geriye çekildiğinde bir önümüzdeki koltuğa oturdu. Kemerlerini bağlayıp yerleştikten sonra diğer adam da Safa'nın gözlerini bağlamıştı. "Zorlu'dan dayak mı yiyeyim illa abi onu mu istiyorsunuz?" dedi Safa.

DÜŞLER AĞIDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin