☾ BÖLÜM 23 ☽

379K 21.2K 26.2K
                                    

23. BÖLÜM
OYUN

Karan Milan, yüreğimin sızısı olan adam; babamın kovmasına rağmen tekrar gelmişti. Benden vazgeçmeyeceğini, boşanmayacağını, nerede olursam olayım bulacağını söylemişti.

Aşiretimizin adamları bana doğru hamle yaptıklarında daha çok hızlandım. Sanki ben koştukça Karan benden uzaklaşıyordu. Avlu büyük de değildi. Açlığım, yorgunluğum, kırgınlığım gözümde her şeyi büyütmeme neden oluyordu.

"Jan," diye fısıldadım nefes nefese bir halde. "Dur! Gitme sakın! Konuşacağız!"

Karan bana doğru geldiği an, bağcığıma takıldım ve dengemi tam olarak sağlayamadım. Yere kapaklanmak üzereyken tutulduğumu hissettim. İki farklı kişi tarafından tutulduğumda ne olduğunu idrak edemedim.

İlk olarak babamı ve öfkeli olan gözlerini gördüm.

İkinci ise kocamı.

"Sakar..." diye mırıldanışıyla dudaklarında buruk bir tebessüm belirdi Karan'ın.

"Sen ne hakla kızımı tutuyorsun?" diyerek anı mahveden babamla Karan'ın azıcık olan gülümsemesi de silindi. "Bırak kızımı! Ona yaptıklarını daha sineye çekmedim!"

Karan kaşlarını çatarak, "Mervan Ağa," dedi. "Sana saygımı bilirsin, beni bunu bozdurmak için zorlama."

Babam, onun varlığını reddederek bana doğru yöneldi. "Niye odandan çıkıyorsun Marin?" dedi hesap sorarcasına. "Neden benim sözümü dinlemiyorsun kızım sen?"

"Onunla konuşacağım," dedim baş gösteren inadımla. "Buna asla engel olamayacaksın. Konuşmak istiyorsam konu kapanmıştır."

Babam gözlerini kıstı. "Seni konaktan gönderen adamın lafını mı dinleyeceksin? Sana kocalık yapmayan, seni kabul etmeyen..." Babam da benim gibi Karan'ı lafıyla dövmeyi tercih etmişti.

Etraf kalabalıktı. Bu kadar kişi içinde ne babamı ne de kocamı bozmak istemiyordum. Diğerlerine doğru bakarak, "Herkes dağılsın," dedim. Hiç kimsenin kıpırdamamasıyla, "Dağılın!" diye tekrar bağırdım. Kimse lafımı yine dinlememişti. Babam ve Karan kendi adamlarına kafalarıyla işaret ettiğinde herkes el mahkum uzaklaştı.

Babam, "Kızımı bırak," dedi.

O diyene kadar Karan'ın beni sıkı sıkıya tuttuğunun farkında değildim. Yere düşmemem için tuttuğunu biliyordum lâkin hâlâ tuttuğundan bihaberdim.

"Ben kendi babamın lafını bile dinlemiyorum," dedi Karan anlam veremediğim nefretiyle. "Senin demenle bırakacak değilim, Mervan Ağa."

Babam, "Sana kızımı bırak dedim!" dedi.

Karan ise, "Yalnızca karımın lafını dinlerim," dedi.

İkisinin de kolumu tutan ellerini yavaşça tenimden ayırdım. Karan cidden öfkeliydi. Babam ondan daha öfkeliydi. Birinin bu iki adama su olması gerekiyordu. Lâkin bu kişi ben olmayacaktım. Yangına körükle gidecektim.

"İkinizin de karşımda konuşmaya hakkınız yok," diyerek araya girdim. "Ben konuşacağım." İkisine de sert bir bakış attım. "Siz dinleyeceksiniz."

Karan dişlerini sıktığında çenesi kasıldı. "Marin," dedi sert olmayan bir tonda. "Sen ağzını açmadan önce bırak baban konuşsun," diye devam ettiğinde kaşlarımı çattım. "Bize her şeyi teker teker anlatsın."

"Ne anlatacakmışım Karan Ağa?" dedi babam tehlikeli bir ifadeyle gözlerini kısarak.

"Sen daha iyi bilirsin," dedi Karan kafasını hafifçe sallarken. "Nereye kadar saklayacağınızı düşünüyordunuz? Nereye kadar bunu sürdürecektiniz?"

DÜŞLER AĞIDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin