☾ BÖLÜM 3 ☽

Start from the beginning
                                    

Teyzem oturduğu yerden kalktı. "İyiyim kızım," diyerek mırıldandı. "Seni Elfidalar da kalıyorsun sanıyorduk ama orada değilmişsin. Neden yalan söyleyerek evden çıktın Marin? Oğuzla, abin seni aramaya çıktı! Telefonları da açmıyorsun!"

"Gideceğim yeri söyleseydim büyük ihtimalle izin vermeyecektiniz," dedim kararlı bir sesle. "Hem bir şey olmadı. Geldim işte."

"Ben getirdim seni!" dedi Mahir kızgınlıkla.

"Biraz abilik yapmış oldun fena mı Mahir Ağa?!"

"Bak Marin," dedi abim elini yumruk yaparken. "O gittiğin yer senin için çok tehlikeliydi. Kimsenin seni bilmediğine emin misin?"

"Oğuz halletti," dedim yarım bir ağızla. "Kimse Marin Alakan olduğumu bilmiyor. Tıpkı sizin gözünüzde olduğum gibi görünmezim merak etme, abiciğim."

Teyzem, ''Marin de geldiğine göre artık konuşabiliriz,'' dedi. Abim ayakta dikilirken yanındaki kadın kaçamak bakışlar atıyordu.

"Evet," dedim kafa karışıklığını gidermek adına. "Bu kadın kim oluyor ve neden evde, abimle birlikte?"

Abim sıkıntıyla yanındaki kadını belinden tutup kendine çekti. ''Yengen." İrislerim şaşkınlıkla büyürken kız başını yere eğdi. ''Berivan. Kendisi karım olur.'' dedi, kendinden emin bir sesle.

''Ne!'' diyerek çığlık attım. ''Ne dedin, ne dedin sen? Karım mı?"

"Şşş," dedi teyzem. "Sessiz ol Marin. Komşular duyacak!"

Yaşadığım şaşkınlığı attığım ilk an, "Teyze," dedim. "Abim evleniyor ve bundan nasıl en son benim haberim oluyor? Abim evleniyor ya abim!" Bakışlarımı Mahir'e çevirdim. "Ne ara evlendiniz siz?''

''Evlenmedik,'' dedi, sıkıntı içerisinde. Abimi yirmi üç yıllık hayatım boyunca ilk defa bu kadar çıkmazda görüyordum. ''Kaçırdım, Berivan bana kaçtı. Henüz karım olmadı ama olacak.''

Kendimi yıkılmış bir halde koltuğa attığımda, duyduklarıma inanamıyordum. ''Senin ne dediğin kulağını duyuyor mu Mahir Alakan?! Ne demek kızı kaçırdım, hangi devirde yaşıyoruz biz?'' dedim, sertçe ikisine doğru bağırırken. Kız korku dolu gözlerle bana bakıyordu, gözleri dolmuş ağlamamak için kendini zor tutuyordu.

''Vermediler,'' derken, gözlerinde beliren hüznün aşk olduğundan bihaberdim. ''Ne yapsaydım? Başkasıyla evlendireceklerdi. Başka çarem yoktu. Bizi buna mecbur kıldılar. Töreye hükme karşı gelerek büyük bir suç işledik.''

''Ne töresi be? Ne hükmü! Saçmaladığının farkında mısın?" Bütün kanım çekilmiş gibiydi. "Ne olacak şimdi? Bana, aşiret bizim peşimizde, bizi arıyor de şuracıkta bayılırım!"

''Söylememe gerek yok Marin," dedi mahcup bir tonda. "Başımıza büyük bir bela aldık. Bizi öldürmeden bırakmazlar. Bizim oralarda her sorunu yalnızca kan çözer.''

Parmaklarımın arasından saçlarımı geçirirken, hiçbir şey anlamıyordum. Mardin'e o kadar uzaktım ki, ne saçmaladığını bile bilmiyordum. ''Ne olacak şimdi?''

Mahir abim, ''Olayın büyümemesi için ortak bir noktaya varırlar büyük ihtimalle," dediğinde oldukça ciddi görünüyordu. "Sabaha kesin bir karar verilir. Ölüm olduğunu hepimiz biliyoruz, yine de babamlar deneyecekler.''

''Öleceksin yani?'' diye sorduğumda gülmeden edememiştim. O kadar normal bir şeymiş gibi konuşuyordu ki, beni sinir etmeyi başarmıştı.

DÜŞLER AĞIDIWhere stories live. Discover now