☾ BÖLÜM 27 ☽

Începe de la început
                                    

Ayaklarımı yataktan sarkıtıp uyuşuk bir şekilde dolabın önüne geçtiğimde kendime birkaç parça kıyafet ayarladım. "Vaktimiz varsa ben hızlıca bir duşa giriyorum." Dolabın önünden ayrıldım.

"Bu bir davet mi?" Yatakta hala uzanıyorken kollarını başının altına koymuş yüzünde beliren ifadeyle bana bakıyordu.

"Anlamadım," derken kaşlarım çatılmıştı.

"Duşa gireceksin ya haber vermeni seninle girmem için davet olarak algıladım," deyip uzandığı yerden kalktı. "Geçen beraber girdiğimize göre yine girebiliriz."

"O sen girmediğin içindi!" dedim sert bir tavırla ne demek istediğini sonradan anlarken yanaklarıma kor bir alev yükselmişti. "Pislik yapma!"

"Sen yine de banyoda dikkat et de sakarlığın tutmasın," dedi keyifle. "Düşme sakın."

Banyonun kapısının önüne geldiğimde, "O bir kere olur," dedim.

"Umarım tekrar olur da içeri girmem için bahane olur." Sesinden eğlendiği belliydi.

"Kapıyı kilitlersem biraz zor girersin."

"Kapı benim için engel değil Marin, hâlâ öğrenemedin mi? Kırmam saniyelerimi almaz." Sesinden anladığımda kadarıyla oldukça ciddi duruyordu. Kapı onun için engel değildi birkaç kere kırmak zorunda kalmıştı.

"Bütün kapılara çelik kapı şart." Onun uzatmasına izin vermeden kendimi banyodan içeriye attım. Üzerimdeki kıyafetlerimden kurtuldum, küvetin içine girip ayarladığım sıcak suyla bedenimi buluşturdum. Çok fazla oyalanmadan sıcak bir duş aldım. Onun içeriye girmesine neden olacak hareketlerde bulunmazken vücudumu kurulayıp kıyafetlerimi giydim. Saçlarımı tarayıp kuruttuktan sonra tamamen kendime geldiğimi hissederken buhar olmuş banyonun içerisinden çıktım.

Benden sonra Karan duşa girdi. O da bir süre sonra duştan çıktıktan sonra, "Suyu boşa harcadık," dedi. "Beraber girseydik vakit de kaybetmezdik."

"Başka zaman artık..."

"En azından kapıları tamamen kapatmıyorsun," derken muzip bir tavırla baktı.

Teninden süzülen damlalara bakarken iç çektim. Belinde havluyla çıkmıştı. Bilerek yapıyordu. "Neden kapatayım ki? İkimiz de olgun ve ne istediğini bilen insanlarız. Elbet o günler de gelir."

"Hemen gelmesi için ne duası etmem gerekiyor?"

"Çok dua etmen gerekiyor çok."

İkimiz de hazırlandığımızda Karan takım elbise giymişti. İşe başladığından beri daha resmi kıyafetler giyiyordu. Kahvaltı için aşağıya inerken koridordan geçip merdivenlere yöneldiğimizde avludan sesler yükselmeye başlamıştı.

"Seninki hemen uyum sağlamış yerleşik hayata." Karan bakışlarıyla avludaki çardakta oturan Elfida'yı ve yanına aldığı ikizleri işaret etmişti.

"Öyledir o girdiği kabın şeklini alır." Onların iyi bir şekilde anlaştığına şahit olurken onlar Elfida'yı sevmiş, Elfida da onları sevmiş gözüküyordu. Elfida sıvı gibiydi, nereye koyarsan koy hemen adapte olur hiç yabancılık çekmezdi. Kendini çok çabuk sevdirir, benim aksime sıcakkanlıydı.

"Çabuk kabullendi durumu," dedi Karan böyle olmasını beklemezken. Çünkü dün ona sorun çıkartabilir demiştim Elfida için.

"Herkes gibi öyle olmak zorunda. İyiliğimi istiyor sadece ve benim iyi olacağımı anladı, kendi gözüyle de görmek için de bir süre daha buralarda kalacak. Elfida benim kız kardeşim gibi."

DÜŞLER AĞIDIUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum