Ateşin Kurbanı

Da Elizabethstark1

510K 32.2K 36K

TAMAMLANDI! THE WATTYS 2020/TARİHİ KURGU KAZANANI Tarihikurgu #1 Tarih #1 Aşkın, iktidarın ve gücün savaşı! B... Altro

2020 Watty Ödülleri Kazananı
♦Bilgilendirme - Ülkeler♦
Bilgilendirme-Karakterler ♦
Bilgilendirme: Şahlar&Şahbanular
Bilgilendirme: Haritalar
Yeni Kitap!-2020/2021-Gazap Tanrısı'nın Çocukları♥♥♥
Resim & Şah ♦
Korkular & Altın ♦
Vekil & Düğün ♦
Zafer & Onur ♦
Işık & Hazine ♦
Uyanış ♦
Zafer Alayı & Aile ♦
Güven & Kızılcık Sopası ♦
Cezalandırma & İçgüdü♦
Sarhoş & Cariye ♦
Hırçın & Tutku ♦
Sorumluluk & Değişmek ♦
Buluşma & Etkilemek ♦
Odak & Kardeşler ♦
Uyuyan Güç & Zalim, Şarap♦
Masumiyetin Sorgusu & Adaletin Vicdanı ♦
Sessizliğin İnfazı & Acıyı Kucaklamak ♦
Basit & Sıradanlık ♦
Kılıç Düellosu & İhanet ♦
Müttefik & Kelime Oyunu ♦
Güç Yolu ♦
Korku Deliliği & Zalimlik Bedeli♦
Anka Kuşu & Ejderha ♦
Merdiven & Hükümdar Eşi ♦
Kuralsız Şah♦
Nemdas'ın Ruhu ♦
Aşkın Gücü♦
1. Kısım Ateşin Kurbanı Yapay Zeka Görselleri ♦
İkinci Kısım:Ateşin Işıltısı - Karakterler ♠
Tutkuyla Sevmek ♠
Gösteriş ♠
Canavar ve Küçük Kız♠
Kara Hırs♠
Maskeyi Kırmak ♠
Sen Kimsin?♠
Kırmızı İp♠
Şımarık Kız♠
Tecrübesizlik ♠
Beklenilen Kişi ve Haber♠
Sapheda'nın Gözyaşları♠
Anka'nın Çığlıkları♠
Özgürlüğü Öğrenmek♠
Gölgelerin Oyunları♠
Ufak Tefek Sohbetler/Notlar/Duyurular
Hiçliğin Zehri ♠
Şahbanu Anjali♠
Karanlık Ateş♠
Söz♠
Suyun Kızı♠
Korku ve Felaket♠
Merhamet ve Zalimlik♠
Boğmak♠
Ayna Kırıkları♠
Anka Hırsı♠
Yıldızlarla Dans♠
Acıdan Delirmek♠
Tutkunun Ölümü♠
Derin Yaralar♠
Yaşamak ♠
Diz Çöktürmek♠
Aşk Suç Mu?♠
Zamanı Gelince & Kraliçenin Ateşi♠
2. Kısım Ateşin Işıltısı Yapay Zeka Görselleri ♠
Üçüncü Kısım:Ateşin Hükmü Karakterler❦
Masumiyetim Silahım❦
Gizli Bir Sorun❦
Canavarın Hükmü❦
Oyun❦
Kurdun Adaleti❦
Yeniden Yükseliş❦
Kristal Oyunlar❦
Işığı Bul❦
Bencillik ❦
İki Kılıç❦
Medarat Yılanı❦
Karşılıklı İhanet❦
Delinin Yıldızı❦
Kendini Öldürmek❦
Şahbanu Acısı❦
Benim Hükmüm ❦
Özgür Bırakılan Kuş ❦
Çöl Köleleri❦
Güç Savaşı ❦
Zalimlik ve Kan❦
Tufan❦
Kaderi Değiştirmek❦
Kış ve İsyan❦
Işığın Teslimiyeti❦
Siyah, Mor ve Altın❦
Çölün Kızı❦
Acı Uçurumu❦
Hükümdar Hazırlıkları❦
Ateşin ve Suyun Uyumu❦
Eskisi Gibi Olmayacak❦
Delinin Savaşı❦
Yenilginin Zaferi❦
Ejderha Tacı❦
3. Kısım Ateşin Hükmü Yapay Zeka Görselleri ❦
4. Kısım : Ateşin Çığlığı - Karakterler♣
Kalplerdeki Savaş♣
Benim♣
Morun Etkisi♣
İçe Bakmak♣️
Planlar ve Gelecek♣
Hükümdar ve Baba♣
Sevgim Yetmedi♣
Orta Yol♣️
İspatlama♣
Baba Katili & Zincirler♣
Düşmanlık İçin Dostluk♣
Ölümü Düşünmek♣
Vicdan Kafesi♣
Soğuk Kibir♣
Zayıf Noktalar♣
Karanlıktaki Fısıltılar♣
Kraliçe Taşı♣
Gücün Dikenleri♣
Elimi Tut♣
Ufak Tefek Sohbetler/Sorular🔥🥀
Dikenli Gül♣
Ateşkes♣
Hüküm Bedelleri♣
Savaşçı Kalbi♣
4. Kısım Ateşin Çığlığı Yapay Zeka Görselleri ♣
5. Kısım:Ateşin Yazgısı♥
Hükümdarlık Naibi♥
Güneş'in Kızı♥
Meydan Okumak♥
Artangallı Şahbanu♥
Güzel Bir Hata♥
Düşünceler♥
Hassas Kalp♥
Tehlikeli Delilik♥
Ejderha Ateşi♥
Güç Kaybı♥
Hükümdarın Geleceği♥
Priya Tutkusu♥
Parçalanan Hayaller♥
Bilinmeyen Sızı♥
Geç Gelen Adalet♥
Bir Şahran♥
Rezil♥
Fırtına Öncesi♥
Zaferi Müjdelemek♥
Kan Yağmuru♥
Maute'nin Nefesi♥
Sashibai'nin İyiliği♥
Kendini Kaybetmek♥
Sönmeyen Ateş♥
Buzun Kıvılcımı♥
Savaş Öncesi♥
Yanan Şahbanu♥
Krisnae'nin Düşü♥
Banuşah♥
Son Emir♥
Gölge ile Savaşçı♥
Sapheda'nın Hüznü♥
Kan Oyunu♥
Krisnae&Sapheda(FİNAL)♥
5. Kısım Ateşin Yazgısı Yapay Zeka Görselleri Part-1 ♥
5. Kısım Ateşin Yazgısı Yapay Zeka Görselleri Part-2 ♥
♦♣♠♥Yeni Kitap♦♣♠♥
Kapaklar♦♣♠♥
❤Ateşin Kurbanı The Wattys2020 Özel Kapağı, 2020 Sohbet❤
Gölgenin Aşkı Yayında!

Gelecek İçin Hayaller♥

1.2K 100 161
Da Elizabethstark1

BÖLÜMÜ OYLAMAYI VE YORUMLAMAYI UNUTMAYINIZ!

Bölüm Şarkısı : Dusk Till Dawn || Zayn ft. Sia

Yayımlanma Tarihi: 25.01.2019 (00:01)

Aşağıda Lajit, Saorah var.

İyi Okumalar!

Sashibai Şahlığı - Ghunda - Kılıç Sarayı

Devilal

Güzün başlangıcıydı. Yapraklar sararıyor ve dökülmeye hazırlanıyordu. Güzün tatlı ve hüzünlü esintisi ise üzerimizdeydi. Güz mevsimi bana bir ömrün sonunu hatırlatıyordu. Yaşamın sonu gibiydi. Evet, açan çiçekler soluyordu. Yeşeren ağaçlar yaprak döküyor. Kuşlar daha sıcak yerlere göç ediyordu ve kışın karamsarlığı yavaş yavaş geliyordu. Kış oldukça melankolik bir mevsimdi. Depresifliği ile insanları intihara sürükleyebilirdi. Yavaş yavaş kendi içinde öldürürdü.

Eski Kılıç yolundaki gölün kenarında oturmuş ve kuğuları izliyordum. Burada oturmak, düşünmek beni mutlu eden bir şeydi. Kendi kabuğuma çekiliyordum ve kuğuların zarif yüzüşünü izliyordum. Narinlerdi, oldukça narinlerdi ama hayata karşı oldukça güçlü durabiliyorlardı. Narin olan, hassas olanda güçlü olabilirdi değil mi? Narin, hassas olan da sertçe ve zalimce davranabilirdi? Hayat onu bu hale getirebilir olması lazımdı. Üzücü olan şey ise masumiyet denilen çiçeğin elimizde solmasıydı. Onu kaybetmek, üzüyordu. Asla olmam, asla yapmam dediğim şeyleri ise yapıyordum.

Omzuma dokunan el ile baktım. Lajit idi. Yanıma oturmuştu. Ayarlaması gereken şeyler vardı ve onunla uğraşmıştı. Yüzüne baktığımda ise her şeyin sorunsuz olduğunu görmüştüm ve bu beni rahatlatmıştı.

"Her şey ayarlandı mı?" dedim hissizce.

Lajit "Evet, ayarlandı Devilal. Şahten Parinita'nın gönderdiği yabancı suikastçileri sarayın içine sızdırdım. Devşirme askerler olarak buradalar ve seni koruyormuş gibi kayıtlardalar."

"Fakat amaçları farklı olması çok garip değil mi?"

"Amaçları yine sensin ki! Yalan yok. Senin şimdini değil geleceğini koruyorlar. Her şey iyi olacak, Devilal. Buna mecbursun, mecburuz farkında mısın?"

"Buna mecbur kalacağımı asla düşünmedim, biliyor musun? Böyle bir şeyi kendime de yakıştıramazdım."

"Fakat şu an koşullar değişti, buna mecbursun. Yukarı topraklardan olduğunu da göstermiş oluyorsun. Aynı soğukluk, aynı sertlik sende de var."

"Aynı soğukluk, aynı sertliği oradan aldım diyelim ama zalimliği nereden aldım Lajit? Bu kadar zalim olabilmek benim kanımda var mıydı?"

"Babanın kim olduğunu unutuyorsun." dedi alaycı bir şekilde.

"Şah Naresh Krisnae. Sence böylesine güçlü bir isim unutulur mu? Merak ediyorum. İleride yaşadığımız hayatla mı hatırlanacağız yoksa sonumuzla mı? Sonu korkunç olan birisinin ihtişamı, gücü unutulmaya mahkum mudur?"

"Bu hayatta ne kadar güçlü olursan o kadar çok hayatınla hatırlanırsın."

"Peki güçlü olan ama sonu korkunç olan birisi ne olacak?"

"Sonunun korkunç olma nedeni başka bir güçlü tarafından olacağı için sonu ile hatırlanacak. Yaşarken istediği kadar güçlü olsun. Sonunda başka bir güçlü tarafından korkunç bir sona sahip olduğu görülecek."

"Zayıf isen ve korkunç bir sona sahip isen zaten sonunla hatırlanırsın. Dedem Şah Abhay gibi." diye mırıldandım.

"Kaygılanma, Devilal. Her şey çok güzel olacak, inan bana."

"Her şey güzel olacak mı gerçekten? Ben kendimi büyük bir alçak ama zalim hissediyor iken güzel olacak mı?"

"Buna mecburuz! Ayrıca tarihte ilk defa yapan sen değilsin, öyle davranmaktan vazgeç. Lütfen, seni böyle gördükçe ben parçalanıyorum."

"Bana verdiğin değeri görmek, güzel Lajit." dedim sessizce.

"İnan bana, ben ne yapıyorsam senin için yapıyorum. Hayallerinin gerçekleşmesini istiyorum. Aklımda geleceğe dair bir şey var."

"Ne var?"

"Sen şah olmuşsun. Baban gibi zalimlik ve kanla değil, bilgelik ve merhamet ile yönetiyorsun. Manisha şahbanu olmuş ama yönetime karışmıyor, sadece çocuklarla ilgileniyor."

"Şahbanu olarak devletle ilgilenmesi gererkir, Lajit. İşi sadece çocuk olamaz." dedim gülerek ama o umursamışa benzemiyordu.

"Onun yapacağı şeyleri bende çok güzel yaparım. Onun ilgilenmeyeceği makamla ben ilgilenirim. Nasıl olur?"

"İlginç bir hayal açıkçası. İmkansız mı değil mi, görmek isterdim."

"Sen yöneteceksin ama ben arkanda durarak destek vereceğim. Çok güzel bir ülke ama daha da güzel olacak"

"Hayalini sevdim açıkçası." dedim ona bakarak ve o da bana bakıyordu.

"Seveceğini biliyordum çünkü biliyorum ki bazı hayallerimiz ortak ve bunun için çabalıyoruz. Bir şeyi kazanmak istiyorsan her şeyi yapmalısın anlıyor musun? Mesela benim babamı kaybetme sebebi buydu. Elinden gelen her şeyi yapamadı ve senin baban onu yendi. Çünkü baban kazanmak için her şeyi yapan birisi."

"Bende onun oğlu olduğumu kanıtlıyorum. Kazanmak için her şeyi yapıyorum."

"Evet, benim küçük tatlı hassas Devilal'im." diye fısıldadı ve elini yanağıma koydu. Elini nazikçe geri çekmek istesem bile yapamamıştım. Bir süredir görmezden geldiğim duygular vardı ve bastırmak istiyordum. Ona da zarar verebilirdim tıpkı Manisha'nın hayatını mahvettiğim gibi bunu yapardım.

"Küçük tatlı hassas Devilal'in öyle mi?" dedim gülerek.

"Değil misin? Hala içinde kırılgan bir çocuk var ve ben en çok bunu seviyorum. Onu gördükçe kaybettiği çocukluğum aklıma geliyor. Baban kazanmadan önce o kadar iyi bir halde değildik çünkü. Kraliyet ailesinden olsan bile sorunluyduk. Bu yüzden çocuk yaşta büyümek zorundaydım."

"Ben ise büyümek için sabırsızım ama sen çocukluk istiyorsun." diye mırıldandım.

"Keşke çocukluğundan beri yanında olsaydım.Geç karşılaştığımızı düşünüyorum."

"En azından erkenden kaybetmedik değil mi? Geç bulup, erken kaybetmek çok kötü olurdu. Bundan istemsizce korkuyorum." 

"Kötü bir son olmayacak, göreceksin. Korkma, yanında ben varım ve hep olacağım. Söz veriyorum, olacağım."

"Biliyorum. Senin dışında beni içten seven birisi var mı?" dedim sessizce ve bu kaçmaya çalıştığım gerçeği yüzüne vurmamdı. Lajit ise hüzünle bakmıştı.

"Yok. Tanrıça Parsmet ve Soğuk Ruhlar şahidim olsun ki, yok. Seni sevdim ve sevmeye devam edeceğim Devilal. Ne olursa olsun bu gerçeği kimse değiştirmeyecek." dedi ve yüzüm yüzüne yaklaştı. Dudaklarına ufak bir öpücük kondurdum. Şaşkınca bana bakmıştı. Gözleri iri iri olmuştu. Bu yüz ifadesini genelde Saorah'ın ona dalga geçer gibi dil çıkardığında görüyordum ve eğleniyordum. Şimdi de komik gelmişti.

"Seni şaşırtmak çok ilginç ve komik. Sanırım bir daha yapmaya cesaret etmeyeceğim bir şeyi yaptım ama  pişman değilim. Kuzeyin o güzel soğukluğunu dudaklarında kısa bir süreliğine hissetmek güzeldi."

"Galiba bende Priya ateşini hissettim değil mi? Şu meşhur olan Priya tutkusunu görmüş oldum." dedi ve omzumu silktim.

"Bir daha görmeyeceğin bir şeydi ve emin ol Priya tutkusunu daha görmedin." dedim alaycı bir şekilde ve Lajit güldü.

"Eh, onu da görürüz. Sonuçta bir kıvılcım var değil mi? Kıvılcımlar büyür ve ateş olur." dedi gülerek.

"Neyse neyse burada çok oyalandık. Gitmeliyiz."

"Ben halimden memnundum."

"İyi o zaman, kal burada. Ben gidiyorum." dedim ve ayağa kalktım. Lajit de ayağa kalkmıştı ve bana bakıyordu.

"Gidelim."

"Gel bakalım, ördek yavrusu gel." dedim ve beraber saraya dönmüştük. Farklı konulardan konuşmuştuk.

Akşam yemeğinde ise Matsyana ve Yadraj'ın köşkünde yiyecektik. Saray arazisi içindeydi. Savaşçı bir şahrana ait olan eski bir köşktü ama şimdi Yadraj'a verilmişti. İsmi Saklı Ay Köşkü idi. Köşk temizlenmiş, bakımı yapılmıştı. Küçük bir saraydı. Bahçesi geniş ve bakımlıydı. Mavi güller karşılıyordu. Güller oldukça özenliydi. Beyaz rengindeki köşke farklı bir hava verdiği kesindi.

Yemeği köşkün arkasındaki bahçede yiyecektik. Burası ön bahçeye göre daha gösterişliydi. Çeşit çeşit çiçek vardı. 2 farklı masa kurulmuştu. Ev sahiplerimiz ise güler yüzle bizleri karşılamıştı. Matsyana oldukça sadeydi. İnce askıları olan beyaz ipek bir elbise giymişti. Belinde gümüş ince kemer vardı ve elbisesi yırtmaçlıydı. Koyu kestane saçlarını ise açıktı ve inci bir taç takmıştı. Sadeydi ve kesinlikle onu gören hanedan gelini olduğunu demezdi. Yanında duran Yadraj ise gerçek bir şahran giymişti. Gömleği, pantolonu ve işlemeli gri yeleği vardı. Kendinden emin duruyordu.

Yemekler güzeldi. Yemekten sonra masamıza Matsyana ve Yadraj gelmişti. Annemler kendi aralarında çoktan konuşuyorlardı. Babam ile Vilraj dayım Medarat hakkında konuşuyordu ve annemin arkadaşı Lepika onlara farklı işlerin döndüğüne dair bilgiler veriyordu. Onların sohbeti ev sahiplerimiz için sıkıcı gelmiş olmalıydı.

Matsyana "Nasıl buldunuz bakalım? Oldukça güzel değil mi?" dedi heyecanla.

"Bahçeniz oldukça hayranlık verici." dedim.

"Yadraj ile sanırım en çok özendiğimiz kısım bu oldu."

Saorah "Kendinize ait bir evinizin olması nasıl bir şey?" dedi merakla. Zanay ile yan yanaydı ve Zanay tek kolunu onun omzuna atmıştı. İkisi de oldukça rahatlardı.

"Harika! Kimse karışmıyor, kimse evden kaçtığın için sana kızmıyor ve kendin burayı yönetiyorsun." dedi neşeyle.

Yadraj "Kafamızı dinliyor gibiyiz. Baş başayız." dedi gülerek.

Zanay "İnanın bana, bende kendi evimde kafamı dinliyorum. Küçük baş belası ikizim evde değil ve benim hançerlerimi çalmıyor. Laivna ile çok mutluyuz." dedi alaycı bir şekilde ve Matsyana gözlerini kıstı.

Matsyana "Beni özlediğini bal gibi biliyorum ama hiç söylemiyorsun, Zanay. Ben olsam kiminle eğlenirsin? Laivna bize göre daha oturaklı bir kız." dedi ve Laivna ile konuşan kardeşim Vasant'a baktı.

Yadraj "Zanay istediğin zaman kalabilirsin, evimizin kapıları sana sonuna kadar açık."

Saorah "Bende gelirim değil mi?" dedi hevesle ve Matsyana güldü.

Matsyana "Zaten evimde bir tek cilveleşmediğiniz kalmıştı değil mi? Tanrıçam, bunu görmek istediğimden şüpheliyim." dedi alaycı bir şekilde.

Manisha "Evinizin eksiklikleri var mı, Matsyana?" dedi merakla.

"Açıkçası kalmadı. Birkaç tablom eksikti istiyordum ama sayende o açığı kapattım. Çok güzel tablolar. Çok sanatkar ruhlusun, Manisha." dedi ve Manisha gülümsedi.

"Beğenmene sevindim, o tabloların sana ve Yadraj'a uyduğunu düşündüm. Maviler ve siyahlar."

"Bende sizin köşkünüz için oldukça yardımcı olacağım. Beraber içerisi ile ilgileniriz, Manisha ve tatlı Saorah ile mızmız Chamsha da bizimle olur."

Chamsha "Ben mızmız değilim sadece bu tarz şeyler ilgimi çekmiyor. Sende bir korsansın ama yerleşik hayata geçmeye bakıyorum çok hevesliymişsin." dedi huysuzca.

Saorah "Korsan olabilir ama müthiş bir zevki var! Senden daha zevkli olduğu kesin." dedi ve Manisha gülerken Chamsha kızgınca Saorah'a bakmıştı.

Manisha "Chamsha'yı kızdırmayın!"

"O bunu hakkediyor, inan bana! Evet, sizin düğününüz ne zaman? Manisha'yı sonsuza dek bekletmek mi istiyorsun abi?" dedi ve ona baktım.

"Acelesi mi var?" dedim ve Zanay'ın gözleri Lajit'de idi. Şüpheyle ona bakıyordu.

Zanay "Bence evlenin, bakın evlenenler çok mutlu. Yadraj ve Matsyana'nın mutluluğunu paylaşın."

Lajit "Neden sende evlenmiyorsun? Gören seni yıllardır evli sanır, Zanay." dedi ve Zanay ona gülümsedi.

"Bence hepimiz evlenelim, ne dersiniz? Toplu nikah töreni olsa fena olmaz mı? Lajit için kim olur bilmiyorum ama bulunur tatlı birisi değil mi?"

"Kesinlikle bulunur, sen bile buldu isen değil mi?" dedi ve Zanay kahkaha attı.

"Sana katılıyorum, Lajit. Şerefine!" dedi ve önündeki kadehi havaya kaldırıp, yudumladı.

Saorah "Bence Lajit'e biz bulalım, ne dersin Lajit? Bildiğim kadarıyla kadınlardan da hoşlanıyordun değil mi? Seni anlayacak birçok devşirme sarayda mevcut istemez misin?" dedi hevesle.

Lajit "Neden uğraşıyorsun? Şimdi de arabuluculuğa mı merak sardın, Şahten?"

"İyiliğini düşünüyorum! Bu masada sevgilisi olmayan tek kişi sensin, en azından bildiğimiz şey bu. Sakladığın birisi varsa bilemem." dedi ve Saorah'ın ela gözleri bendeydi. Onun bu bakışları beni germişti. Bir şeyler mi biliyordu yoksa şüpheleri mi vardı, emin değildim. 

"Chamsha'ya bul sonra sıra bana gelsin."

"Chamsha asker bir çocukla konuşuyor, bildiğim kadarıyla. Bak onun da var. Sen bekarsın! Belki hayatına birisi girer ve sevimlileşirsin. Zaten sevimlisin ama bal olursun, bal!" dedi sırıtarak.

"Ah, Saorah! Sana hayranım. İnan bana senin kadar bal olacağımdan şüpheliyim. Seni hep bu halinle hatırlayacağım biliyor musun?" dedi alaycı bir şekilde.

"Ne güzel! Yaşlandığımızda eğer karşımda olursan beni nasıl hatırlıyorsun, Lajit diye soracağım."

"Sormana fırsat olacak mı merak ediyorum." dedi ve derin bir nefes aldım. Saorah'ın bu ışıltılı halleri içimi karartıyordu. Bu anları iyice ezberlemek istiyordum. Bir daha bu masadakilerle bir arada olamayacağımın farkındaydım. Manisha bana dokununca irkilmiştim. Ona baktım. Gözlerinde kuşkucu bir merak vardı. 

Manisha "İyi misin, Devilal? Bardağı çok sıkmadın mı?" dedi sessizce ve Yadraj'ın dediği şeye gülen Saorah'a baktım.

"İyiyim, iyiyim bir şeyim yok." dedim ve kadehimdeki şarabı hızla içtim. Kadehi tekrardan doldurmuştum.

"Sevindim." dedi ve Matsyana'ya baktım.

"Matsyana bu şarap nereden olduğunu sorabilir miyim? Çok güzel, çok lezzetli."

Matsyana "Medarat şarabı ama daha farklı bir çeşidi. Medarat'ın aşağı taraflarından üretilmiş. Bu gece çok özel konuklarımız olduğu için ikram ettim."

Yadraj "Bende bayıldım! Belki bir gün oraya gideriz, Matsyana. Ne dersin?"

"Belki bir gün beraber korsanlık yaparız, buna ne dersin?" dedi cilveyle ve göz kırptı.

Chamsha "Korsanlık mı? Yadraj abim hayatta böyle bir şey yapmaz! Bu kadar soğuk birisinin denizlerde ne işi olur?" dedi gülerek.

"Ciddi misiniz?" dedim.

Matsyana "Evet, ciddiyiz! Saorah tahtına çıktığı zaman bir süreliğine denizlerde olacağız. Planımız bu yönde."

Yadraj "Evet, benim içinde değişik olur ama ilk önce Saorah'ın sorunsuzca yönetimi devralması lazım. Matsyana ile bunu istiyoruz."

Lajit "Güzel hayalmiş."

"Evet güzel ama gerçek, hayal değil. Matsyana ile bir süre denizlerde olacağız sonra buraya geri geleceğiz, yönetime destek vereceğiz." 

"Nerede, ne olacağı asla belli olmaz." dedi ve Saorah  ona parmağındaki veliaht yüzüğünü gösterdi. Kırmızı yakut göz kamaştırıcıydı.

Saorah "Lajit, tatlım farkında mısın? Veliaht benim ve gelecek benim. Geleceğin hükümdarıyım ve ben hükümdar olacağım. Ben hükümdar olunca abimlerde istedikleri gibi korsanlık yapacak. Bunun neyi belli değil acaba?"

"Kendine her zamanki gibi çok güveniyorsun. Zanay'ın bu yaz başına gelenler seni akıllandırmadı mı?"

"Akıllandırdı, canım. Gerektiğinde ne kadar sert olabileceğimi öğrendim, ne kadar zalim olabileceğimin farkına vardım ve gerektiğinde ne kadar direndiğimi bir kez daha kanıtladım. Şimdi o küçük kafana sok bunları. Pis işler karıştırma, anlıyor musun?" dedi sertçe.

"Saorah, ortada bir şey yok iken Lajit'e esip gürlemen seni haksız yapmaz mı?" dedim.

"Yapmaz! Lajit'i buradaki herkes tanıyor anlaşılan onun ne yaptığını biliyorsun. Merak etme, yakında bulacağım."

Lajit "Geç kalma yoksa yazık olur. Herkesi kendin gibi sanıyorsun, üzülüyorum." dedi ve Saorah kedi gibi gözlerini kısmıştı. Daha sonra konu değişmişti.

Saraya geri döndüğümüzde ise odama girmiştim ve içim huzursuzdu. Bugün son kez birarada olduğumuzun farkındaydım. Bu yüzden anın tadını çıkarmıştım. Doya doya gülmüştüm, doya doya eğlenmiştim. Son kez gibi değil de ilk kez gibi olmasına dikkat etmiştim. Bundan sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının farkındaydım. Fakat bunu yapmam gerekiyordu. İsteklerimin gerçekleşmesi için, hayallerim uğruna vazgeçmem gereken ve ödemem gereken kurbanlarım vardı. Kurbanlarımla beraber hayallerime kavuşacaktım.

Gün doğmadan dinç bir şekilde kalkmıştım. Oldukça rahattım. Kahvaltıdan sonra giyinmiştim ve toplantıya katılmıştım. Düşüncelerimi özgürce dile getirmiştim. Bunu yaparken korkusuzdum, özgüvenliydim. Saorah'ın düşüncelerini bastırmak gibi derdim olmamıştı, onu desteklemiştim. Toplantı sonunda ise babam beni durdurmuştu. Yeşil gözleri benim üzerimdeydi. Dikkatle bana bakıyordu.

Babam "Bugün beni şaşırttın, Devilal. Olduğundan daha farklı geldin, daha çok güveniyordun kendine." dedi ve gülümsedim.

"İçimden geldiği gibi davrandım, baba abartacak bir şey yok bana göre." dedim.

"Hayır, hayır bugün daha iyiydim. Böyle gidersen seni erkenden vali olarak bile gönderirim, oğlum."

"Gerçekten mi?" dedim şaşkınca.

"Evet!"

"Baba inan ki, ben bunun için kendimi hazır hissetmiyorum." dedim ve yutkundum.

"Neden? Yadraj askeri alanlarda iyi, valilik ile alakası yok gibi. Chamsha 17 yaşında ve onun için başka planlarımız var. Vasant ve diğer kardeşlerin düşük. Fakat sen pişiyorsun ve vali olabilirsin."

"Şah Babam, inan ki ben böyle düşünmüyorum. Saorah hükümdar olmalı ve burada görmeliyim."

"Düşüncende samimi isen tamam diyorum. Ama her an fikrini değiştirirsen sana uygun bir yer bulacağıma şüphen olmasın."

"Teşekkür ederim, baba çok teşekkür ederim." dedim ve babama sarıldım. O da sırtımı okşamıştı. Ben onun oğluydum ve bunu ona da kanıtlayacaktım. Bu saraydaki herkese kanıtlayacaktım. Bu yüzden burada kalmalıydım.

Öğleden sonra birkaç ufak mesele ile uğraşmıştım. Lajit ile bunu ayarlamıştık. Sarayın yedek anahtarlarını Lajit ustaca ele geçirmişti. Kopyalamıştı. Bunlar çok lazımdı. Beni durdurmak isteyenleri kilitleyecektim ve yoluma kimse engel olamazdı. Kolayca baskı altına alabilirdim değil mi? Kilit altında, kafes altında hangi vahşi hayvan zarar verebilirdi? Nasıl saldırırdı? Tek tek hapsedecektim. Bunda kararlıydım.

Babaannem çağırdığında ise gitmiştim. Odasına girdim. Yeşil gözleri ile beni süzmüştü ama sakindi. Genelde gülümseyerek karşılırdı. Şimdi ise donuktu. Karşısındaki koltuğa oturdum ve kiraz şerbetinden bir bardak kendime doldurmuştum.

"Beni çağırdın, babaanne. Ne oldu?" dedim.

Babaannem "Çağırdım çünkü burnuma hiç iyi kokular gelmedi. Yaramaz bir durum varlığını seziyorum." dedi ve güldüm.

"Yaramaz bir durum mu?"

"Evet! Bana sormadan bir şeyler mi yapıyorsun?" dedi gülümseyerek ve derin bir nefes aldım.

"Babaanne, seni seviyorum ama ben büyüdüm. Her daim sana bir şeyler mi soracağım? Genç bir erkek olarak kendi kararlarımı alabilirim." dedim ve gülümsemesi soldu.

"Kendi kararlarını alacak bilgelikte değilsin." dedi ve güldüm.

"Bırak öğreneyim o  zaman değil mi? Yolumu bırak kendim bulayım. Hata yapa yapa bilgeliğimi kazanırım."

"Baban gibi yanlışlar içinde mi yüzmek istiyorsun?"

"Hayır! Kendi doğrularımla ilerlemek istiyorum. Madem sordun, evet bir şeyler yapıyorum.Artık çok sıkıldım. Hakkım olan bana verilmedi ise söke söke alacağım."

"Güz ortasında istediğini alacaksın."

"Ah, çok geç! Beklemekten sıkıldım, yoruldum ve devletimi bir isyanla zarar verecek halde değilim. Bunun yerine daha keskin bir çözümüm var. Babamın izinden gideceğim bir çözüm."

"Ne?" dedi ve derin bir nefes aldım. Dudaklarımdan çıkacak olan bu cümle ile birçok şey değişebilirdi.

"Kan ve zalimlikle!"

"Nasıl?" diye fısıldadı.

"Şah Naresh ve Şahten Saorah'ın ölümleriyle olacak, babaanne. Halam Parinita'nın yardımıyla olacak. En kesin  çözüm bu. Babamda bunu yapmadı mı? Şah Abhay'ı öldürdü ve başa geçti. Veliaht Şahranı da öldürttü." dedim soğukça  ve babaannem dehşete düştü. Gözleri iri iriydi.

"Ne dedin sen? Benim, benim oğlumu mu öldüreceksin?" dedi sessizce.

"Şah Naresh'i öldürteceğim, evet."

"Bunu yapamazsın! Hayır, hayır bunu yapamazsın." dedi öfkeyle.

"Neden?"

"Çünkü sen Naresh değilsin, canavar değilsin! Haklı olan davanı bu şekilde mi lekeleyeceksin? Bu çok alçakça!"

"Babaanne, anlamıyorum. Beni desteklemiyor musun? Neden bunları yapıyorsun? Neden? Hani babamdan soğumuştun, neden bunları diyorsun?"

"Sen canavar olamazsın! Babandan daha beter hale geliyorsun, farkında mısın?"

"Beni siz bu hale getirdiniz! Yıllardır dediklerinizle büyüdüm ve şimdi meyvesini alıyorsunuz, Şahana Anjali! Kendinize gelin." dedim sertçe.

"Sen babandan bile korkunçsun, Devilal. Kendi ellerimle asıl canavarımı yaratmışım ve haberim olmamış!" dedi ve güldüm.

"Her şey iyi olacak, inan. Temiz bir çözüm, temiz ölümler olacak."

"Bunu yaparsan senden desteğimi çekerim, Devilal! Bana muhtaçsın."

"Belki de artık ihtiyacım kalmamıştır. Babam yaşasın veya ölsün, ben isyan edecektim. Olmayan gücünle bana destek sunacaksın, babaanne? Asıl sen bana muhtaçsın. İstediğin iktidar için, güç için bana muhtaçsın."

"Küstah!" diye bağırdı.

"Gerçeği söylüyorum. Desteğini çekmen bile umurumda değil. Eğer beni gider, babama söylersen senin delirdiğini veya hastalandığını  söylerim. Hayal görüyor, kullandığı gizli ilaçları var ve anı defterleri tutuyor derim. Sence sana mı inanır yoksa bana mı? Arkasından oyunlar çevirdiğin, yalanlar söylediğin açık iken bana inanması en mantıklı olay değil mi? Hadi, sana inandı. Bu sefer babaannemde benimleydi, isyan planladık derim ve ölüme seni de sürükledim." dedim soğukça ve gözleri iri iri öfkeyle bakarken, titriyordu.

"Sen babandan bile korkunçsun Devilal!"

"Evet, korkuncum ama beni bu hale getiren kimler onu düşünmek lazım. Şimdi güzelce arkana yaslan ve izle. Emin ol, her şey çok güzel olacak."

"Bundan sonra seninle değilim." dedi nefretle.

"Ben vefalıyım, nankör değilim. Şimdi tatlı dilini tut, tamam mı?" dedim ve ayağa kalktım.

"Defol, Devilal! Defol!" dedi bağırarak ve gittim. Onu titreyerek bıraktım.

Gerçekleri dediğim için pişman değildim. Kendimi açmıştım ve bunu o istemişti. Desteğimi çekerim cümlesi de umurumda değildi. Ben pişman olmayacağımı bile bile bu kararları almıştım. Babam gibi olacaktım. Yapacak ama pişman olmayacaktım. Babamın oğluydum ben. Bu şekilde yapmak bana yakışırdı.

Akşam yemeğine inmemiştim. Tek başıma yemiştim, annem kontrol ettiğinde ise iyi olduğuma ikna etmiştim. İyiydim, neden kötü olmalıydım ki? Olacaklar içimi karartsa bile sakindim. Krisnae'nin ruhuydum. Krisnae'nin karanlığı bu saraya bir kez daha yayılacaktı. Krisnae'nin karanlığı yayılacaktı ve Sapheda'nın ışığı sönecekti. Saorah Sapheda'nın ışığı ise ben Krisnae karanlığıydım. Işık sönecek ve karanlık sarayı kaplayacaktı.

Kendimi düşüncelerimde boğulmamak için kadeh kadeh içkiye vermiştim. İçiyor, içiyor ve kafam daha güzel oluyordu. İçimi karartan düşüncelerden kurtuluyordum. Kapım açıldığında Lajit gelmişti. Yanıma oturdu ve ona gülümsedim.

"Ne oldu?" dedim.

Lajit "Merak ettim, iyi misin değil misin diye. Her şeyi hallettim. Geriye sadece emrin kaldı, Devilal. Her şey kusursuz şu an." dedi ve güldüm.

"Kusursuz öyle mi? Babaanneme bilgi verdin mi?"

"Hayır."

"Güzel, güzel. O artık benimle değilmiş çünkü. Oğlunu öldürüyorum diye bana sırtını döndü ama bu onun eseri değil mi? Ben onun eseriyim, Lajit nasıl beni terk eder? Delirmiş olmalı." dedim gülerek.

"Bizi söyleyebilir!"

"Hayır demeyecek. Onu tehdit ettim ve sustu."

"Emin misin?" diye mırıldandı.

"Canını seviyor, babamı tanıyor. Bu yüzden susacaktır. Susması en güzel şey olacak."

"Peki, ne zaman olacak?"

"Pek yakında, sevgilim pek yakında. Tanrıçam! Ben çok berbat birisi oldum. Kendi babamı ve canımdan çok sevdiğim kız kardeşimi şu taht için kurban ediyorum."  dedim ve Lajit üzgünce bana baktı.

"Buna mecbursun! Büyük hayaller, büyük kurbanlar ister Devilal." diye fısıldadı.

"Her şey daha farklı olabilirdi! Beni seçselerdi her şey daha güzel olabilirdi, bir gelecek vardı ama bunu seçmediler. Beni buna onlar zorlardı." dedim ve derin bir nefes aldım.

"Sakin ol, sakin ol." dedi ve ona baktım.

"Beni bu hale sen getirdin aslında. Babaannem ile ortaklaşa çalıştınız. Eserinle gurur duy." dedim ve  Lajit gerildi.

"Devilal!"

"Evet, gerçek bu. Tanrıça dua et ve kazanalım yoksa ölümümün sorumlusu olacaksın. Bundan zevk alır mısın, merak ediyorum."

"Ölümüne dayanamam, bunu biliyorsun! Sen yaşayacaksın, her şeye rağmen yaşayacaksın bu şekilde konuşma. Onlar ölecek sen yaşayacaksın, biz yaşayacağız."

"Bunu bana kanıtlar mısın?" dedim ve dudaklarıma baktı.

Dudaklarıma yöneldiğinde ona karşı koymadım, direnmedim. Bir şeyler yaşamam lazımdı, farklı bir şeyler. Keşke yapsaydım dememek istiyordum. Lajit'in keşkem olmasını istemiyordum. Priya ateşini hissetmesi lazımdı değil mi? Evet, hissetmişti. Her öpücükte, her dokunuşta hissetmişti. Priya tutkusunu o da tatmıştı. Ne kadar ölümcül bir güzellikte olduğuna onu ikna etmiştim. Kollarımda, yatağımda olmaktan memnun olmuştu. Her ismimi seslendiğinde kendimi kaybetmiştim. Ne diyebilirdim ki?

Yatağımda yatan Lajit'e baktım. Gözleri tavandaydı ve gülümsüyordu. İçten içe inanmaya devam ettiği Soğuk Ruhlara kendi dilinde teşekkür ediyordu. Ardından mavi gözleri bendeydi. Nazikçe dudağımdan öpmüştü.

Lajit "Benim küçük tatlı Devilal'im. Bu geceyi asla unutmayacağım." diye fısıldadı.

"Bende unutmayacağım, sevgilim. Seni seviyorum ve bu sevgiden kaçamam. Keşkem olmanı istemezdim." dedim.

"İçini ferah tut, karartma."

"Bu gece yanımda kalmanı isterdim ama kalırsan bir kez daha sarayın diline düşeriz."

"Haklısın ama gün doğmadan ayrılırım. Bırak senin yanında olayım."

"Şah olduğumda da böyle olur muyuz?"

"Bilmem."

"Neyse o zamanlar gelsin önce değil mi? Ben şah olacağım ve sen benimle olacaksın. Yönetimde bana yardım edeceksin."

"Evet, bu olacak." diye fısıldadı.

"Bu hayaller gerçekleşecek, gerçekleşmek zorunda." 

"Priya'sın sen ve bu gece de kanıtladın. Priya ateşini hissettim, tüm bedenimdeydi ve ruhum kavruldu."

"Priya tutkusunu gördün ve buna sahipsin."

"Evet, sahibim. Gelecek bizim, küçük Devilal. Gelecek bizim." dedi ve tavana baktım.

Haklıydı. Gelecek bizimdi. Hayallerimiz gerçekleşecekti. Her şey çok güzel olacaktı. İktidar için kurbanlarımı sunduktan şah olacaktım. Ardından merhametle ve bilgelikle yönetecektim. Lajit benimle beraber olacaktı ve yardım edecekti. Bu saf hayallere ulaşmama az kalmıştı. Kanlı bir başlangıç olacaktı ama geri kalan saftı. Babamdan farkımda buydu. Ben saf bir şekilde devam edecektim onun gibi karanlığa boğulmayacaktım. Sahi daha ne kadar karanlığa boğulabilirdim ki?

Saorah

Lajit

♥Devilal'in bu planı hakkında düşünceleriniz ne? Nasıl bir planı var? Sizce başarılı olur mu?

♥Matsyana-Yadraj'ın evindeki konuşmayı nasıl buldunuz? 

♥Anjali sizce buna engel olacak mıdır? Gerçekten desteğini Devilal'den çekti mi?

♥Devilal'in bu hale gelmesinin sebepleri ne sizce? Bu hale gelmesini bekliyor muydunuz?

♥Lajit sizce ileride bu yaptıklarından dolayı pişman olur mu? Onun Devilal ile sevgili olmasını bekler miydiniz?

Bir dahaki bölüm Naresh olacaktır! Sevgilerle!

Continua a leggere

Ti piacerà anche

111K 8.6K 190
''Boşanmayı kabul ediyorum.'' Sovieshu yarı rahatlamış, yarı pişman bir ifadeyle bana baktı. Maskaralık mı yapıyordu, yoksa samimi miydi? Şu ana kada...
AŞIK CİNİM Da Gece....

Narrativa Storica

57.6K 2.6K 32
Nefret ettiği bir insanoğluna aşık olmuş bir cin aşık bir cini olan kız Peki sizce bu aşka ne olacak başlamadan bitecekmi yoksa büyük bir yasak a...
VAZİFE Da ALGON

Narrativa Storica

13.4K 745 30
Osman bey Alaeddine vazife vermişdir. Ama bu vazife onların planladığı gibi olmaz ve başka kötü şeyler olur
986 125 6
"Jungkook ile tanışmış mıydın?"