Ateşin Kurbanı

Elizabethstark1 tarafından

510K 32.2K 36K

TAMAMLANDI! THE WATTYS 2020/TARİHİ KURGU KAZANANI Tarihikurgu #1 Tarih #1 Aşkın, iktidarın ve gücün savaşı! B... Daha Fazla

2020 Watty Ödülleri Kazananı
♦Bilgilendirme - Ülkeler♦
Bilgilendirme-Karakterler ♦
Bilgilendirme: Şahlar&Şahbanular
Bilgilendirme: Haritalar
Yeni Kitap!-2020/2021-Gazap Tanrısı'nın Çocukları♥♥♥
Resim & Şah ♦
Korkular & Altın ♦
Vekil & Düğün ♦
Zafer & Onur ♦
Işık & Hazine ♦
Uyanış ♦
Zafer Alayı & Aile ♦
Güven & Kızılcık Sopası ♦
Cezalandırma & İçgüdü♦
Sarhoş & Cariye ♦
Hırçın & Tutku ♦
Sorumluluk & Değişmek ♦
Buluşma & Etkilemek ♦
Odak & Kardeşler ♦
Uyuyan Güç & Zalim, Şarap♦
Masumiyetin Sorgusu & Adaletin Vicdanı ♦
Sessizliğin İnfazı & Acıyı Kucaklamak ♦
Basit & Sıradanlık ♦
Kılıç Düellosu & İhanet ♦
Müttefik & Kelime Oyunu ♦
Güç Yolu ♦
Korku Deliliği & Zalimlik Bedeli♦
Anka Kuşu & Ejderha ♦
Merdiven & Hükümdar Eşi ♦
Kuralsız Şah♦
Nemdas'ın Ruhu ♦
Aşkın Gücü♦
1. Kısım Ateşin Kurbanı Yapay Zeka Görselleri ♦
İkinci Kısım:Ateşin Işıltısı - Karakterler ♠
Tutkuyla Sevmek ♠
Gösteriş ♠
Canavar ve Küçük Kız♠
Kara Hırs♠
Maskeyi Kırmak ♠
Sen Kimsin?♠
Kırmızı İp♠
Şımarık Kız♠
Tecrübesizlik ♠
Beklenilen Kişi ve Haber♠
Sapheda'nın Gözyaşları♠
Anka'nın Çığlıkları♠
Özgürlüğü Öğrenmek♠
Gölgelerin Oyunları♠
Ufak Tefek Sohbetler/Notlar/Duyurular
Hiçliğin Zehri ♠
Şahbanu Anjali♠
Karanlık Ateş♠
Söz♠
Suyun Kızı♠
Korku ve Felaket♠
Merhamet ve Zalimlik♠
Boğmak♠
Ayna Kırıkları♠
Anka Hırsı♠
Yıldızlarla Dans♠
Acıdan Delirmek♠
Tutkunun Ölümü♠
Derin Yaralar♠
Yaşamak ♠
Diz Çöktürmek♠
Aşk Suç Mu?♠
Zamanı Gelince & Kraliçenin Ateşi♠
2. Kısım Ateşin Işıltısı Yapay Zeka Görselleri ♠
Üçüncü Kısım:Ateşin Hükmü Karakterler❦
Masumiyetim Silahım❦
Gizli Bir Sorun❦
Canavarın Hükmü❦
Oyun❦
Kurdun Adaleti❦
Yeniden Yükseliş❦
Kristal Oyunlar❦
Işığı Bul❦
Bencillik ❦
İki Kılıç❦
Medarat Yılanı❦
Karşılıklı İhanet❦
Delinin Yıldızı❦
Kendini Öldürmek❦
Şahbanu Acısı❦
Benim Hükmüm ❦
Özgür Bırakılan Kuş ❦
Çöl Köleleri❦
Güç Savaşı ❦
Zalimlik ve Kan❦
Tufan❦
Kaderi Değiştirmek❦
Kış ve İsyan❦
Işığın Teslimiyeti❦
Siyah, Mor ve Altın❦
Çölün Kızı❦
Acı Uçurumu❦
Hükümdar Hazırlıkları❦
Ateşin ve Suyun Uyumu❦
Eskisi Gibi Olmayacak❦
Delinin Savaşı❦
Yenilginin Zaferi❦
Ejderha Tacı❦
3. Kısım Ateşin Hükmü Yapay Zeka Görselleri ❦
4. Kısım : Ateşin Çığlığı - Karakterler♣
Kalplerdeki Savaş♣
Benim♣
Morun Etkisi♣
İçe Bakmak♣️
Planlar ve Gelecek♣
Hükümdar ve Baba♣
Sevgim Yetmedi♣
Orta Yol♣️
İspatlama♣
Baba Katili & Zincirler♣
Düşmanlık İçin Dostluk♣
Ölümü Düşünmek♣
Vicdan Kafesi♣
Soğuk Kibir♣
Zayıf Noktalar♣
Karanlıktaki Fısıltılar♣
Kraliçe Taşı♣
Gücün Dikenleri♣
Elimi Tut♣
Ufak Tefek Sohbetler/Sorular🔥🥀
Dikenli Gül♣
Ateşkes♣
Hüküm Bedelleri♣
Savaşçı Kalbi♣
4. Kısım Ateşin Çığlığı Yapay Zeka Görselleri ♣
5. Kısım:Ateşin Yazgısı♥
Hükümdarlık Naibi♥
Güneş'in Kızı♥
Artangallı Şahbanu♥
Güzel Bir Hata♥
Düşünceler♥
Hassas Kalp♥
Tehlikeli Delilik♥
Ejderha Ateşi♥
Güç Kaybı♥
Hükümdarın Geleceği♥
Priya Tutkusu♥
Parçalanan Hayaller♥
Bilinmeyen Sızı♥
Geç Gelen Adalet♥
Bir Şahran♥
Rezil♥
Fırtına Öncesi♥
Zaferi Müjdelemek♥
Gelecek İçin Hayaller♥
Kan Yağmuru♥
Maute'nin Nefesi♥
Sashibai'nin İyiliği♥
Kendini Kaybetmek♥
Sönmeyen Ateş♥
Buzun Kıvılcımı♥
Savaş Öncesi♥
Yanan Şahbanu♥
Krisnae'nin Düşü♥
Banuşah♥
Son Emir♥
Gölge ile Savaşçı♥
Sapheda'nın Hüznü♥
Kan Oyunu♥
Krisnae&Sapheda(FİNAL)♥
5. Kısım Ateşin Yazgısı Yapay Zeka Görselleri Part-1 ♥
5. Kısım Ateşin Yazgısı Yapay Zeka Görselleri Part-2 ♥
♦♣♠♥Yeni Kitap♦♣♠♥
Kapaklar♦♣♠♥
❤Ateşin Kurbanı The Wattys2020 Özel Kapağı, 2020 Sohbet❤
Gölgenin Aşkı Yayında!

Meydan Okumak♥

1.4K 113 215
Elizabethstark1 tarafından

Bölümü yorumlamayı ve oylamayı unutmayınız!

Aşağıda Manisha, Devilal, Yadraj, Chamsha, Saorah, Zanay, Matsyana var.

Bölüm şarkısı: EDEN - Wake Up

Yayımlanma Tarihi: 06.01.2019 (00:00)

İyi Okumalar!

Sashibai Şahlığı - Ghunda - Kılıç Sarayı

Anjali - Yaş:62

Önümdeki deftere bakıyordum. Kalemim elimdeydi ama bir türlü yazacağım şeyi hatırlayamıyordum. Tanrıçam, neyi yazacaktım? Hangi parçamı unutmuştum? Beni ben yapan hayatımda yaşadıklarımdı. Bu saraya girmem, Yashila'nın yanında olmam gibi birçok şey  vardı. Abhay ile tanışmamı hatırlıyordum değil mi? Ne olmuştu? Yashila'nın üzerine yürümüştü ve ben onu savunmuştum. Evet, Yashila'yı savunmuştum. Ben bunu yapmıştım. Bundan emindim.

Deftere baktım ve kalemi bıraktım. Hala hatırlayamıyordum ve daha fazla canımı sıkmaya gerek yoktu. Defteri alıp, çekmeye koymuştum ve kapım tıklandı. Gel sesimle içeriye Manisha girmişti. Manisha benim için özeldi, benim seçmiş olduğum şahbanuydu. Sadece şahına aşkla bakacak gerisine hiç karışmayacaktı. Parinita'nın dediği gibi bu kız sadece bana uyacaktı. Zaten buna göre yetiştirilmişti. İkinci bir Sandhya vakası istemiyordum.

Manisha saygıyla başını eğmiş ve karşımdaki koltuğa oturmuştu. Yüzü üzgündü. Bir şey canını sıkmışa benziyordu.

"Ne oldu, Manisha?" dedim merakla ve kahverengi gözler bana baktı.

Manisha "Şahana ben kötü birisi miyim? Şahran Devilal'e layık değil miyim?" dedi ve şaşırdım.

"Bu nereden çıktı? Elbette layıksın." dedim ve Manisha ellerine baktı.

"Şahten Saorah'a göre değilim. Bugün kendisi beni tehdit etti. Beni durduracağını söyledi ve bu beni çok üzdü. Oysa onunla iyi anlaşmak isterdim." dedi ve derin bir nefes aldım. Saorah çocuklar içerisinde en başa bela isimdi. Gözüne kestirdiğini alır, kafasına koyduğunu yapardı. Kendisine dair özgüveni çoktu ve bu özgüven her yaptığı işte belli ediyordu. Zeki bir kızdı, kurnazdı. Manisha'yı tehdit etmesi ise hiç işime gelmemişti. Ah, Saorah! Boyundan büyük laflar ediyorsun. Karşında benim olduğumu unutuyordu. Gencecik yaşına rağmen büyük işlere kalkışmamalıydı.

"Saorah'ı umursama. Konuşmaktan başka bir şey yapamaz." dedim ve bana baktı.

"Gerçekten mi?"

"Evet çünkü ben varım. Seni, Devilal'i o küçük tatlı Saorah'dan korurum."

"Benim masum olduğumu anlamak istemiyor. Şahran Yadraj ile şans eseri tanıştım ve onun benden hoşlanacağını nereden bilebilirdim ki? Oysa ben arkadaşça yaklaşmıştım, kötü bir niyetim asla olamaz. İki şahranın arasını açmak istemem."

"Yadraj'ı boşver, güzelim sen Devilal'e odaklan." dedim ve arkama yaslandım.

"Bundan emin misiniz?" diye mırıldandı ve güldüm.

"Elbette! Devilal'e kendini ispatlamalısın ve Yadraj'dan uzak dur. Biraz zaman tanırsak sana olan hisleri sönecektir. Hem çevresinde başka kızlarda var, onlar mutlaka senin izini siler."

"Şahran Devilal ile konuşun, sizi çok sevdiği belli oluyor. Benim iyi birisi olduğumu söyleyin, lütfen. Bana olan bakışları hiç iyi değil."

"Korkma, Manisha! Priya erkekleri zordur ama sevdikleri zaman deli gibi severler, tutkuyla bağlanırlar." dedim ve aklıma Abhay gelmişti. Belli belirsiz yüzünde ela gözleri belirgindi. Beni sevmişti, hakkettiğimden daha fazla sevmişti.

"Bende buna inanıyorum. Şahran Devilal beni sevecek, beni öyle çok sevecek ki tarih bunu unutmayacak. Şah Azeadin ve Şahbanu Nemdas gibi olacağız veya Şah Naresh ve Şahbanu Sandhya. Büyük bir aşk yaşamak çocukluğumdan beri en büyük hayalim." dedi gülümseyerek.

"Bu hayalin Devilal ile gerçek olacak. Sen onun güzel şahbanusu olacaksın ve o da sana aşık şah olacak."

"Şah olacağından emin misiniz? Sonuçta diğer adaylar da var. Üstelik bu sefer şahtenlerde aday." dedi ve güldüm.

"Şahtenler aday olabilir, bu Devilal'in varis olacağı gerçeği değiştirmiyor tatlım. Devilal, Şah Naresh'in veliahttı. Bunu aklına bu şekilde kazımalısın. Sakın Devilal'in yanında da böyle konuşma, sana kızar."

"Şah olması için ailem her türlü desteği size sağlayacaktır. Şahten Parinita'da tüm desteğini sağlayacağını söyledi. Dileriz ki sorunsuz bir şekilde Şahran Devilal hakkettiği makama ulaşır."

"Sence bir sorun mu olacak?" dedim gözlerimi kısarak onu süzdüm.

"Ben Şahten Saorah'a güvenmiyorum, Şahana. Şahten çok tehlikeli birisi, Şahran'ın veliahtlığını veya hükümdarlığını kabul etmeyeceği açık bir gerçek. Bu kadar hırslı birisi sadece şahtenlik makamıyla yetineceğini düşünmek aptallık olur." dedi ve derin bir nefes aldım. Saorah hakkındaki gözlerimleri doğruydu. Saorah'a şahtenlik makamı yetmezdi. Daha fazlasını arzuladığı ise bilinen bir gerçekti.

"O zaman Şahten Saorah acı bir sonla karşılaşır, elindekilerle yetinmeyi bilmeli değil mi?"

"Şahran Devilal kız kardeşini durdurabilir, değil mi?"

"Elbette! Saorah kim ki? Onun arkasında kimse yok ama Şahran Devilal'in arkasında ona gönülden bağlı birçok insan var. Şahten Saorah veya diğerlerinin başları kolayca ezilir bundan şüphen olmasın."

"Bence de. Şahten Saorah kimsesiz. Fakat Şahran Devilal değil. En önemli güç olarak siz varsınız sonra ben varım. Şahten Parinita'yı ve diğer Sashibai güney şehirlerini de unutmamak lazım. Gördüğünüz gibi biz güçlüyüz." dedi inançla ve ne kadar doğru bir seçim yaptığımı anlamıştım. Manisha çok işe yarayan bir kız olacaktı.

"Aslında Devilal'in rakipleri bile değil onlar. Senin dediklerini düşününce Devilal'e rakip olacak güçte değiller."

"Yine de Şahran Devilal şah olsun veya olmasın, umurumda değil. Ben onu çok seveceğim her şeye rağmen çok seveceğim."

"O da seni çok sevecek!" dedim gülümseyerek ve içimden Parsmet'in beni duymasını istedim. Tanrıça lütfen Devilal bu kızı sevsin yoksa bu evlilik bir işkenceye dönüşürdü. Abhay ve Yashila en güzel örnekti. Dışarıdan sorunsuz ama içeriden ne kadar çürümüş bir evlilik olduğunu biliyordum.

"Şahbanu Sandhya beni sever mi sizce? Onunla da iyi anlaşmak isterim. Kendisi bana çok örnek oluyor. Yabancı topraklardan gelmiş birisi ve kendisini kabul ettirdi, Sashibai'nin gördüğü en güçlü şahbanulardan birisi oldu." dedi hevesle ve gülümsemem soldu. Sandhya bu kızı sırf bana inat olsun diye istemezdi, Manisha bunu görmüyor muydu?

"Ah, Manisha! Sence Şahbanu Sapheda senin gibi bir kızı ister mi? Sen ona rakipsin, gücüne ve tacına göz dikiyorsun. Hayatta seni kabulleneceğini sanmıyorum."

"Ben iyi anlaşacağımızı düşünmüştüm." diye mırıldandı. Dediklerimin onda hayal kırıklığı etkisi yarattığı gerçekti ama mecburdum. Sandhya ile Manisha asla iyi anlaşmamalıydı aksi takdirde tüm planlarım alt üst olurdu.

"Sandhya eminim ki kendi gelinini kendisi seçecektir. Ayrıca kendisinden öne çıkan birisini istemez. Sonuçta o koskoca Şahbanu Sandhya Sapheda değil mi? Sen ise ondan  daha çok öne çıkacak birisin."

"Bu beni üzüyor." dedi sessizce.

"Üzülmene hiç gerek yok, tatlım. Ben varım ve seni Şahbanu'nun kaprislerinden korurum." dedim ve bana baktı.

"Beni kabullenmez ise Devilal ile evliliğimi de onaylamaz."

"Korkma, korkma o iş bende. Aynı zamanda Devilal seninle evlenmeyi istedikten sonra kim karışabilir ki? Priya erkekleri sevdiklerine sahip çıkmasını bilir. Eminim ki Devilal zamanı gelince seninle evlenmek için babası Naresh gibi herkesi karşısına alacaktır."

"Buna inanmak istiyorum."

"Eh, tatlım birazcık çaba göster. Devilal'i kendine bağla. Güzelliğini, cazibeni kullan. Hoş bir sohbet, cilveli ve davetkar bakışlarla kendini çok güzel bağlarsın." dedim ve Manisha'nın yanakları kızardı.

"Gerçekten olabilir mi? "

"Elbette! Bir an önce kendine bağlaman lazım. Veliahtlık açıklamadan Devilal ile evlenmeni istiyorum."

"Haklısınız. Çok geç olmadan Şahran Devilal ile evlenmeyim ve ailem, güney şehirleri destek verebilsin."

"Evet! Bak birçok şeyi görebiliyorsun, zeki bir kızsın." dedim ve ayağa kalktı.

"Sizden tek ricam, Şahran ile konuşmanız ve onu ikna etmeniz. Ben onun için en doğru kişiyim."

"Korkma, o işi halledeceğim. Devilal seni üzmeyecek." dedim ve bana gülümsedi.

"Bende size sonsuz bir sadakatle bağlı olacağım, Şahana." dedi ve başını eğdi. Daha sonra odamdan gitmişti.

Evet, bu evlilik gerçekleşecekti. Kimse engel olmayacaktı, kimse bozamayacaktı. Manisha ile evlendiği zaman Iyeka ve çevresindeki şehirlerin desteği Devilal'e geçmiş olacaktı. İsyan durumunda güneyin desteği bizimle olacaktı. Böylece kazanma ihtimalimiz fazla olacaktı. Gerçi  kuzey şehirlerine güvenmiyordum. Tarafsız kalma olasılıkları yüksekti ama taraf tutarlarsa işler çığırından çıkardı. Tutacakları kişi ise direk hükümdar olurdu. Tarafsız olmaları daha çok işime gelirdi. Bizden yana olurlarsa güney şehirlerini küstürebilirdim. Güneyi kaybetmekten ise kuzeyi kaybetmek daha kolaydı.

Belki de isyana gerek kalmazdı. Naresh ve Sandhya direk Devilal'i seçerdi, olay biterdi. Peki o zaman diğer çocuklar isyan ederse ne olurdu? Başları devlet için ezilirdi. Devlet için kan akıtılırdı. Bu yılların yazısız kuralıydı. Devilal kardeşlerini bastırmakla yükümlüydü. Bu çocuklar içinde en çok kim isyana yatkındı? Yadraj soğuktu, bu soğuklukta isyan ile uğraşamazdı çevresindeki insanları heyecanlandıramazdı. Chamsha ise kendi halinde olmaktan mutluydu. Fazla cesurdu aynı zamanda. İsyanda kendisini kurban etmesi çok daha olasığıydı. Çevresindeki insanlardan ziyade kendisi en önde giderdi ve sonu olurdu. Saorah! Saorah isyana daha yatkındı. Ateşli, tutkulu bir yapısı olduğu gözle görünen bir gerçekti. Çevresindeki insanları tatlı diliyle yönlendirir, onlarla omuz omuza isyan ederdi. Peki bu isyanında ne kadar güçlü olurdu? Neler yapabilirdi bundan emin değildim. Çıkardığı isyan ateşi ile tüm ülkeyi yakacağı gibi başarısız olursa kendisi de yanabilirdi. Belki de isyanla uğraşmazdı. Sonuçta çevresinde kimse yoktu. Onun yanında kimse olmayacağı için isyan dahi  çıkarması güçtü. Evet, evet Devilal her türlü şah olacaktı. Tüm ihtimaller bunu gösterirken endişelenmeye gerek bile yoktu. Tek yapılması gereken şey sabretmekti.

Akşam yemeği sakindi. Çocuklarla beraberdim. Prihan baş ağrısından dolayı gelmemişti, Dakiah ve Ashvini ise anneleri ile kalmak istemişti. Yemekte konuşulan konular sabitti. Devlet işleri, çocukluk anılarıydı ama dikkatimden kaçmayan şey Yadraj'ın ve  Devilal'in birbirlerine ters ters bakmasıydı. Aralarında en ufak şeyden dolayı kavga çıkacağı belliydi. Saorah ve Chamsha abilerini dengelemekte oldukça iyilerdi. Bana bile gerek kalmıyordu ama birbirlerine laf sokmalarına engel olamıyorlardı.

Yemekten sonra Saorah'ın hazırlattığı gölge oyunlarını izlemiştik. Daha sonra ise odalarımıza çekilmiştik. Saray beni yoruyordu. Eh, eskisi gibi olmadığımın farkındaydım. Yaşlanmıştı bedenim. Ruhumu hala genç hissetsem bile bedenim bana yaşlı bir kadın olduğumu her daim hatırlatıyordu.Yorulmam, bel ağrılarım buna en güzel örnekti. Birde bu unutkanlığım da vardı. Anılarımı tek tek kaybediyordum. Bugün bile ne yazacağımı hatırlayamamıştım. Defterde yazdıklarım  karmaşık anılardı. Bazen isyandan bir parça yazmıştım, bazen de daha öncesine dairdi. Fakat her okuduğumda bunları ben mi yaşadım yoksa bir yabancı mı diye sorgulamadan edemiyordum. Sanki bir yabancının yaşadıklarını okumuştum, bunları ben yaşamış olamazdım.

Defteri kime bırakacağımdan da emin değildim. Sadece unutmamak adına yazdığım bir gerçekti. Defteri vereceğim kişinin kim olduğuna karar verememiştim. Kızlarıma mı verseydim yoksa Naresh'e mi? Belki de Vilraj'a verirdim. Ah, hayır! Hiçbiri bu deftere layık değildi ki. Beni anlayacak birisine vermem lazımdı.

İlaçlarımı almıştım ve kendimi rahat hissediyordum. Herhangi bir anormallik yoktu. Sakince uyuyabilirdim, dinlenebilirdim.Uyandığımda ise yanı başımda beni izleyen Abhay'ı görmüştüm. Ela gözleri dikkatle bendeydi.

Abhay "Günaydın, zümrüt gözlüm!" dedi ve alnımdan öptü.

"Sen ne zamandır buradasın?" dedim ve şaşkınca bana baktı.

"Ben hep buradayım, sevgilim unuttun mu?" dedi ve parmağıyla kalbime dokundu.

"Burada olup, olmaman gerektiğinden emin değilim." diye mırıldandım.

"Benim burada olmam lazım, Anjali. Benim senin yanında olmam lazım aşkım. Sen çok yalnızsın, birileri yalnızlığına son vermeli."

"Ben yalnızlığımı seviyorum, Abhay. Ölümlerden sonra yalnızlığımı sevmeyi öğrendim." dedim sertçe ve Abhay güldü.

"Gerçekten mi? Ben buna inanmak istemiyorum. Sen yalnızsın, Anjali. Sen bu yalnızlığı da sevmiyorsun. Ama seni anlıyorum."

"Beni anlıyor musun?" dedim alaycı bir şekilde.

"Evet, anlıyorum. Ben olsam bende yalnız kalmayı tercih ederdim. Bu saraydaki herkes birer tehlike, öldürmek için an bekliyorlar. Özellikle senden kurtulmak isteyen çok kişi var iken elbette yalnız kalacaksın."

"Beni öldürmek mi istiyorlar? Ben onlara bir şey yapmadım ki, neden beni öldürmek istesinler?" diye mırıldandım.

"Sen onlar için bir engelsin, büyük bir engelsin görmüyor musun? Elbette seni öldürmek isteyecekler zaten kimsenin sevilmediği birisin."

"Sus! Yalan bunlar anlıyor musun? Yalancısın sen!" dedim sinirle ve Abhay kahkaha attı. Ardından kanlı olan karnını gösterdi. Kanı yatağıma yayılmıştı.

"Bak, bu yara senin eserin Anjali. Sen beni kurtaramadın, beni Naresh'in insafına terk ettin ve oğlumuz  bana acımadı. Hepsi yüzünden ve bu yüzden ölmeyi hakkediyorsun." dedi kinle ve kafamı salladım.

"Hayır, hayır. Ben seni kurtarmak istedim."

"Sen beni öldürdün ve şimdi bu saraydakiler seni öldürecek, acımadan yapacaklar ve ben o sırada seni kurtarmayacağım çünkü sen bunu hakkediyorsun." dedi öfkeyle ve kapım açıldı.

Gelen elinde tepsi olan Aryan idi. Şaşkınca ve endişeyle bana bakarken tepsiyi bırakmıştı. Yanıbaşımdaki Abhay sinsi gözlerle Aryan'a bakıyordu.

Abhay "Bak, seni öldürmek için zehir getirdi. En yakınındaki adam bile senden kurtulmak istiyor sevgilim. Neden ilk önce sen ondan kurtulmuyorsun?" dedi ve eliyle yanağımı okşadı.

Aryan "Hanımım, hanımım iyi misiniz?" dedi ve elimi tuttu.

"Beni öldürmeye mi geldin? Zehirle mi yapacaksın bunu?" dedim öfkeyle ve Aryan şaşkınca bana baktı.

Abhay "Aptallaşma Anjali! İtiraf eder mi sence? Öldürecek seni, kurtul ondan." diye fısıldadı.

"Öldüreceksin beni! Bak, Abhay öyle diyor. Yalan de, ikna et." dedim ve Aryan'ın bakışlarında içini parçalandığını gördüm. Gözleri bir anda dolmuştu.

Aryan "Benim güzel hanımım, güzeller güzeli Yükselen Banum. Ben size zarar vermek asla istemem. İlaçlarınızı getirdim, dün sabah dediniz hatırlayın."

"Ben öyle bir şey demedim ki! Zehirlemek istiyorsun beni. Ben sana güvenmiştim."

"Anjali kendine gel, sen böyle bir kadın değilsin." dedi ve beni sarstı. Sarsması ile yanımdaki Abhay kaybolmuştu. Yataktaki kan temizlenmişti. 

"Özür dilerim, ben çok özür dilerim!" dedim ve Aryan'a sarılarak ağladım. Aryan ise saçlarımdan okşamıştı. Beni sakinleştirmek istiyor gibiydi. Yüzüne baktığımda bakışlarındaki şefkati görmüştüm.

"Geçti, hanımım, geçti. Kötü bir kabustu."

"Çok gerçekti, Aryan çok gerçekti. Abhay yanıbaşımdaydı, yatağım kanlıydı ve ben seni suçladım. Tanrıçam! Neden böyle oldum?"

"Artık bu halin saklanacak şeyi kaldı mı sence?" dedi ve ters ters ona baktım.

"Hala saklayabilirim. Herkes beni güçlü görmeli, anlıyor musun? Aciz, zayıf yaşlı bir kadın olarak anılacağıma kendimi öldürürüm daha iyi." dedim huysuzca.

"Şah'ın bilmeye hakkı var."

"Şah beni umursamaz, onun annesi olmayı bırakalı yıllar oldu."

"Hanımım!"

"Tek bir kelime edersen öldürürüm seni sonra leşini de aç köpeklere veririm, hadım. Anlıyor musun?" dedim sertçe ve Aryan derin bir nefes aldı.

İlaçların olduğu tepsiyle gelmişti. Bu sefer aldığım ilaç sayısı artmıştı. Onları içince kendimi daha da çok rahatlamış hissetmiştim. Yine tekrardan güçlü, kudretli Anjali olmuştum. O zayıf kadın gitmişti. Ben güçlüydüm, her daim güçlü olmalıydım. Böyle anlardan bile kalkmasını bilirdim. Hiçbir şey benim canımı acıtamazdı, hiçbir şey beni yenemezdi. Her daim Anka gibi yeniden doğmasını bilirdim.

Kahvaltıdan sonra Aryan'ın uyarılarına aldırmadan hazırlanmıştım. Koyu bordo, siyah çiçek işlemeleri olan elbisemi giymiştim. Sarı beyaz saçlarımı ise örgülerle toplatmıştım. Altın tokalarım takılmıştı. İşte olmuştum. Şahana Anjali Radhanka idim. Güçlü, kudretli ve yenilmez. Ben buydum.

Toplantı odasına geldiğimde Devilal bana gülümsemişti. Naresh'in tahttı ona ne kadar güzel yakışmıştı. Bende gülümseyerek yerime geçmiştim. Benden sonra ise diğer torunlarım gelmişti. Toplantı boyunca tartışmalar olmuştu. Hepsi basit konulardı. Devilal saray yönetimini kavrıyor ve yönetiyordu. Korktuğum gibi beceriksiz değildi. Aynı zamanda benim dediklerimi de dikkate alıyordu ve bu çok daha iyi bir şeydi. Sorgulamadan dediklerimi kabul etmesi lazımdı. Naresh sorgulamıştı ve şu an ne halde olduğunu herkes görüyordu. Yoldan çıkmıştı.

Toplantı sonrası Saorah'ı durdurmuştum. Genç yüzünde bana meraklı bir ifade vardı. Onunla beraber  Sandhya'nın çalışma odasına geçmiştik. Sandhya kızlarına odasını bırakmıştı. Bizimle beraber Chamsha'da gelmişti. Meraklı yeşil gözleri bendeydi. Saorah çalışma masasına geçerken biz karşısındaki koltuklara oturmuştuk. Saorah'ın ela gözleri bendeydi. Bu kız, bana benziyordu ama benden ayrıldığı tek konu vardı. Güce olan hakimiyeti! Doğuştan sahip olduğu gücün farkındaydı ve daha fazlasına arzulamasına sahipti. Şimdi onun karşısında olmamı merak ediyordu. Eh, merakını biraz giderebilirdim.

"Saorah, tatlım. Bugün birazcık seninle insan ilişkilerinde nazik olmanı isteyecektim. İstemeden de olsa insanların kalbini kırıyorsun, kızım." dedim ve Chamsha güldü.

Chamsha "Ablacığım acaba kimin kalbini kırdın?" dedi ve Saorah derin bir nefes aldı.

Saorah "Anlamış değilim. Düşünüyorum ve cevabını da bulamıyorum. Kimin kalbini kırdım?"

"Manisha!" dedim ve Saorah'ın yüzünde bir gülümseme oluştu.

"Şaka olmalı herhalde. Ne yapmışım?"

"Kızcağıza kötü konuşmuşsun. Neden bunu yaptığını anlamış değilim ve sana da yakıştıramadım." dedim ve Saorah derin bir nefes aldı.

"Babaanne, ben o kızcağıza gerçekleri söyledim ve o da gitti, beni mi şikayet etti? Çok  az bile demişim o zaman."

"Devilal'den hoşlanıyor, bunu görmüyor musun? Üstelik anlamanı beklerdim."

Chamsha "Neyi anlayacakmışız acaba? İki abimin arasına girmesinin neyi anlaşır, babaanne? Yadraj abim ve Devilal abim aşırı derece gerginler. Bunun sorumlusu ise o Manisha!" dedi sertçe.

"Manisha Yadraj'a umut vermemiş. Yadraj ondan hoşlanmış, farkında mısınız?"

"Ne olursa olsun. Yadraj abim, bana ve ablama anlattı. Kendisi buraya gelme sebebinin evlilik olduğunu dememiş mesela. Basit bir akraba ziyareti diye belirtmiş. Yalancı o kız!"

"Ne yapsaydı? Ben evleneceğim mi deseydi? Üstelik Devilal'i görmeden bunu diyemezdi."

Saorah "O kızın savunalacak bir yanı yok, babaanne. Yine olsa yine aynı şeyleri o kızın suratına derim. Küçük, sinsi bir yılan o."

"Saorah senin daha çok ara bulucu olman gerekir ama sen ortalığı daha çok karıştırıyorsun. Böyle yaparak ne elde edeceksin?" dedim ve Saorah bana gülümsedi.

"Sarayda daha çok işe yarayan insan elde edeceğim." dedi ve Chamsha ablasına hınzırca baktı.

Chamsha "Sen işe yarayacak insanlarla şiirleşerek elde ediyorsun." dedi ve Saorah'ın gözleri iri iri oldu.

"Chamsha! Düzgün konuşur musun? Ah, babaanne. Sen ona bakma lütfen. Chamsha saçmalıyor."

"Saçmaladığımı düşünmüyorum." dedi omzunu silkerek.

"Her neyse konumuz Manisha. Ben o kıza güvenmiyorum, babaanne ve önerim bir an evvel o kızdan kurtulmak."

"Öneri mi? Çok gençsin, tatlım ve bu gençlik gerçekleri göremiyorsun. Manisha ve abin Devilal evlenecek. Çok güzel bir düğün bizleri bekliyor. Asıl benim önerim şimdiden düğün için gelinliğinizi diktirin. Büyük bir kutlama olacak."

"Çok emin olmamak lazım, değil mi?"

Chamsha "Ablama katılıyorum. Annem ve babamın onayından geçmeden o kız asla Priya soyuna katılması mümkün değil."

"Devilal ben onunla evleneceğim dedikten sonra kim engel olabilir ki?" dedim gülümseyerek ve Saorah arkasına yaslandı. Bana dehşete düşmüş gözlerle bakıyordu.

"Sen çok korkunç bir insansın, babaanne. Devilal abim senin kuklan ve sen ne dersen, onu yapıyor. Bundan dolayı bu evlilikten eminsin. Bir şeyler yapsam bile karşımda olacağın çok açık."

"Zeki bir kızsın, tatlım seninle gurur duyuyorum. Bana layık bir torunsun." dedim kibirle ve Chamsha ablasına sonra bana baktı.

Chamsha "Bu evlilik olmayacak!"

"Evlilik olacak, düğün olacak. Tavsiyem kendinizi buna hazırlamanız. Hiçbir şeye bulaşmayın aslında genel hayat tavsiyem bu. Hiçbir şeye bulaşmayın ve mutlu olun. Üzülmenizi istemem."

Saorah "O işler öyle olmuyor, babaanne. Her daim kazanacağını mı sanıyorsun? Büyük bir yanılgı!"

Chamsha "Elbette kaybettiğin anlar olacaktır. Hoş, annemin şahbanu olması ile en büyük yenilgini aldın ama daha büyük yenilgiler yakındır." dedi kendinden emin bir şekilde ve Saorah kız kardeşine gülümser iken ben ise ellerimi sıkmıştım. Sandhya'nın kızları oldukları lafları ile belli ediyorlardı. Anneleri gibi cümleler kuruyorlardı ve beni daha da çok sinir ediyorlardı.

"Daha büyük yenilgi öyle mi? Hayalperestlik bu dediğin, Chamsha. Ben bir savaşa girdi isem kazanmasını bilirim." dedim soğukça.

Saorah "Bende öyleyim babaanne. Bende bir savaşa giriyorsam kazanmasını bilirim. Belki de Parsmet bu sefer aynı öze sahip ruhları çarpıştırmak istiyordur, ne dersin?" dedim ve tek kaşımı kaldırdım.

"Bana meydan mı okuyorsun, Saorah?" dedim alaycı bir şekilde ama onun yüzü ciddiydi. Ela gözleri direk bendeydi ve içimi yaktığını hissediyordum. Gözlerinde ateşler vardı. Bu ateşli ela gözleri bir Naresh'de görmüştüm ve şimdi de Saorah'da görüyordum. Tutkunun ateşiydi ve asla söndürülemezdi.

"Meydan okumuyorum, savaşa davet ediyorum babaanne. Sen, benim veya Chamsha'yı zayıf görüyorsun. Veliaht seçilemez, kimse bu kızlardan yana değil diyorsun ya çok büyük yanılgı içindesin. Ben ve Chamsha hatta Yadraj kendimiz birer güçüz. Kimsenin bizi desteklemesine ihtiyacımız yok. Kendimiz de var olmayı biliyoruz. Abim Devilal'de bizim gibiydi ama sen onu çürüttün. Eğer üçümüzden birisi veliaht olursa onu kurtarmasını bileceğiz, geri hayata dönecek ama sen kaybedeceksin."

"Ne demek istiyorsun?"

"Annem seni yendi, ben ise tarihe gömeceğim diyorum. Banuşah olsam veya olmasam bile seni ben tarihin en derin sayfalarına gömeceğim."

"Saorah! Terbiyesizleşiyorsun!" diye bağırdım ve Saorah gülümsedim.

"Kabullenmelisin. Devilal efsanesini düşün. Ben senin o karanlık yanınım." dedi tatlı bir sesle.

"Sen bunu rüyanda görürsün, Saorah." dedim kendimi sıkarak.

"Gerçek bu! Annemle beraber temizleyeceğiz seni. Kurutacağız köklerini. Annem dönsün, olacaklardan korkmanı tavsiye ederim."

"Bende senin yolunun Eski Kılıç olduğunu söylüyorum. Abin Devilal şah olunca ilk işimiz seni Eski Kılıç'a tıkmak olacak. Orada çürüyeceksin, Saorah. O zehirli dilinle delireceksin!" dedim sertçe.

Chamsha "Buna müsaade etmem." dedi ve ona baktım. Bakışları soğuktu.

"Sende aynı kaderi paylaşırsın, tatlım. Eğer ablandan daha akıllı isen abin Devilal ve benimle iyi geçinirsin." dedim ve kapı tıklandı. Saorah'ın gelin sesiyle içeri panikle gelen Zanay vardı. Zanay, deli Vilraj'ın oğluydu. Kendisini daha çok Usha'ya benzetiyordum. Zaten Ezdae soyismini alarak bunu kanıtlamıştı.

Saorah Zanay'ı görünce öfkeli bakışları bir nebze yumuşamıştı. Zanay'ın da panikleme hali gitmiş denilebilirdi. Aralarındaki çekimin farkındaydım ve bu oldukça kullanılabilir bir şey olup olmadığı ileriki zamanlarda ortaya çıkardı. Evet, madem Saorah hadsizlik yaparak bana meydan okumuştu dersini vermek lazımdı. Öyle bir anda, öyle bir zamanda karşısında beklenmedik olaylar içinde bulurdu ki benden af dilerdi.

Saorah "Ne oldu, Zanay?"

Zanay "Şahranlar kavga ediyorlar. Şu sarı saçlı kız yüzüne kavga ediyorlar, hemen gelmeniz lazım."

"Aptallık bu!" dedim ve Saorah bana sertçe baktı.

Saorah "Eserinle gurur duyabilirsin, babaanne. Hemen geliyorum, geliyorum." dedi ve üçümüz odadan çıktık.

Sarayın bahçesinde yumruk yumruğa kavga eden Devilal ve Yadraj vardı. Manisha çığlık çığlığa bağırır iken Matsyana ve Lajit ayırmaya çalışıyordu. Durun sesimle iki taraf durmuştu. Darmadağın olmuş saçları, patlayan dudaklar ve kaşlar. Rezil bir haldelerdi.

"Bu haliniz ne?" dedim bağırarak ve ikisi de başlarını eğmişlerdi. Manisha hemen Devilal'in yanına gitmişti. Devilal ondan uzak kalmaya çalışmıştı ama olmamıştı. Kızın ilgisine direnemiyordu. Yadraj ise ikisine oldukça öfkeyle bakıyordu. Ardından bana kinle bakmıştı. Evet, büyük bir kinle baktığını görüyordum. Siyah gözlerden fışkıran kin, beni boğacak gibiydi.

Lajit "Şahana kavgayı Şahran Yadraj başlattı. Kendisi söz vermiştin diyerek bahçede gezen Şahran Devilal ve Manisha'ya saldırdı." dedi soğukça.

Yadraj "Evet, dediği her şey doğru. Abim ve Manisha gelmeden önce bende Matsyana ve Zanay ile konuşuyordum." dedi kendimi sıkarak.

Devilal "Saldırmana gerek yoktu!" dedi öfkeyle.

"Hakkettin! Yaptığın şerefsizlikle hakkediyorsun." dedi bağırarak ve Zanay araya girdi.

Zanay "Hey, hey kışkırtma abini. Sakin ol, sakin." dedi ve Yadraj'ı tuttu.

Manisha "Şahran'ın hiçbir suçu yok! Ben onunla konuşmak istedim, Şahran Yadraj inanın bana o istemedi." dedi ağlayarak ve Yadraj'ın gözleri kısıldı.

Yadraj "Keşke ilk tanıdığım halinde kalsaydın."

Matsyana "Sen ortalığı kızıştırdın, hanımefendi. Buna şahit oldum. Ah, Devilal lütfen buradan gidelim diyen sendin. Şahran Devilal'in koluna yapışan sendin." dedi sertçe ve Manisha ona sinirle baktı.

Manisha "Korsanlar soysuz olur derler. Giydiğin elbise bile sana soy katmamış, laflarınla nereden geldiğini belli ediyorsun." dedi öfkeyle ve Manisha bir anda can acısıyla bağırdı. Çünkü Matsyana hızla gitmiş, kızın sarı saçlarını eline dolamıştı. Acıdan bağıran Manisha'nın gözlerinden yaşlar gelmişti.

"Matsyana bırak o kızı!" diye bağırdım ama Matsyana beni umursamıştı. Ah! Vilraj'ın kızından ne beklerdin ki? Kendisi gibi deli olacaktı. Kavgalardan zevk alacaktı.

Matsyana "Bir daha söyler misin? Ben neyim? Ah, tatlı kız. Sayende ne kadar kavga sevdiğimi hatırladım." dedi ve Yadraj Matsyana'yı aldı. Manisha ise Devilal'e sığınmıştı. Ağlayan gözlerle Devilal'e bakıyordu. Eh, gözyaşları da bir silahtı. En sert erkeğin bile kalbine etki ederdi. Devilal'in bakışlarından onun kalbine de etki ettiğini anlamıştım.

Yadraj "Matsyana sakin ol!" dedi ve elleri kızın omzundaydı. Matsyana sakinleşmişti.

Matsyana "Sen iyi misin?" dedi yumuşak bir sesle ve Yadraj kafasını salladı.

"Bu yapılanlar asla size yakışmıyor! Makamlarınızı unutarak Ghunda'nın serseri gençleri gibi dövüşüyorsunuz." dedim sertçe.

"Ben kavgayı severim!" dedi ve Matsyana'ya öfkeyle bakınca başını eğmişti.

"Kendinizin yerini bilin. Basit şeylerden dolayı kavga etmeyin."

Saorah "Abim Devilal ve abim Yadraj bugün hiç denk gelmesin. İkisi de ayrı ayrı yemeklerini yesinler ve biraz düşünsünler. Yaptığınız çok hatalı. Devilal abim, Yadraj'ın hassas günler geçirdiğini biliyor ama bunu umursamıyor. Yadraj abim ise Devilal abime sormadan yargısız infaz peşinde. Sizlere yakışmıyor!" dedi sertçe ve Devilal ile Yadraj ona bakarken ben içten içe Saorah'a hayran kalmıştım. Harika birisiydi. Hayır, çok tehlikeliydi. Aşırı derece tehlikeliydi. Abilerini himaye altına almıştı ve onlardan daha çok öne çıkıyordu. Bu hiç iyi değildi.

Lajit "Şahten Saorah, abiniz Devilal suçsuz." dedi ve Saorah onu süzdü.

"Bana muhaliflik yapmak için eline fırsat geçti ama boş çıktı, tatlım. Sen bu işe karışma Lajit. Sen abim Devilal ile ilgilen." dedi sertçe ve yanıma Vilraj gelmişti. Merakla bakıyordu.

Vilraj "Ne oldu?" dedi ve ona bakıp, gülümsedim.

"Ne olmadı ki? Kızın çok kavgacı." dedim ve Vilraj kızına gülümsedim.

"Aferin ona! Kavga buldu mu kaçırmıyor. Kimin kızı." dedi alaycı bir şekilde. Matsyana kıkırdamıştı.

Zanay "Bence Lajit ve Chamsha Devilal ile Manisha ilgilensin. Ben ve Saorah ise Zanay ile Matsyana ilgilenelim. Nasıl fikir?"

Saorah "Bence sen ve ben, Devilal ile Manisha'yı alalım. Lajit ve Chamsha Yadraj ile Matsyana'ya baksın. Böylesi daha iyi inan bana."

"Sen nasıl dersen, Saorah."

Lajit "Ben yerimden memnunum." dedi ve ona ters ters baktım.

"Şahten'in emrine karşı gelemezsin, Lajit. Saorah ne derse o olacak." dedim sertçe ve Saorah şaşkınca bana baktı. Ben ise ona gülümsemiştim.

Saorah "Teşekkür ederim, babaanne." dedi şaşkınca.

"Düşman değiliz, tatlım. Elbette torunumu destekleyeceğim."  dedim ve daha sonra dağılmışlardı. Geriye ben ve Vilraj kalmıştı. Ben Zanay ile Saorah'ın arkasından bakıyordum. İkisi gülerek konuşuyorlardı. Bu ikilinin arasındaki her şeyi kullanmaya karar vermiştim. Saorah'ı ikilemden bırakmanın en güzel yolunu bulmuştum.

Vilraj "Çocuklar büyüdü ve onların hayatları bizimkisinden daha hızlı, değil mi?" dedi ve ona baktım.

"Kesinlikle katılıyorum. Yine de onlara sınırları öğretmek gerektiği düşüncesindeyim." dedim.

"Nasıl?"

"Büyük dersler vererek, Kaptan. Hayatın bize verdiği büyük derslere onlarında başlaması lazım değil mi? Biraz canları acımalı." dedim ve gülümsedim.

"Umarım kötü oyunlar oynama niyetinde değilsindir. Yoksa seni durdurmak zorunda kalırım."

"Göreceğiz, Vilraj göreceğiz. Ben sadece bana meydan okuyanlara terbiye etmek istiyorum." dedim yavaşça.

Evet, bu işe ilk önce Saorah ile başlayacaktım. Onu terbiye edecektim. Yerini bilecekti. Bana meydan okumanın, benimle savaşmanın öyle kolay olmayacağını anlayacaktı.Kendisinin büyük bir güç olmayacağını görecekti. Beni küçük görmenin bedelini ödeyecekti. Canı acıyacak, eteklerime kapanacaktı. Bende ona merhamet gösterecektim. Sonuçta benim torunumdu. Daha fazla acı çekmesine müsaade gösteremezdim.

Devilal

Manisha

Yadraj

Matsyana

Saorah

Zanay

Chamsha

Anjali'yi nasıl buldunuz? Yıllar ona sizce ne katmış?

♥Sandhya-Manisha arası nasıl olur sizce? Sandhya Manisha'yı nasıl değerlendirir?

Saorah-Anjali konuşmasını nasıl buldunuz? Kim haklı kim haksız?

Sizce Manisha, Anjali'ye destek sağlar mı?  Manisha nasıl birisi sizce?

♥Devilal-Yadraj kavgasında kim haklı gibi duruyor sizce?

♥Saorah'ın canını Anjali yakar mı? Bu nasıl engellenir?

Bir dahaki bölüm Sandhya olacaktır. Onu özledim!

Okumaya devam et

Bunları da Beğeneceksin

7.9K 951 21
Yavaş yavaş ölüyorum. Bunu biliyorum. Kimilerine göre bu bir intihar. Ama ben yüzlerce kişi ölmesin diye kendimi "FEDA" ediyorum.
241K 20.6K 52
Özgür(Toprak) sadece toprak ve kum zeminde görünebilen bir gençtir. Hayatın ona verdiği bu farklı özelliğe alışmaya çalışır. Farklı bir hayat çoğu in...
4.1K 409 12
Biraz daha yasasaydi Hazreti Fatih Ne Venedik kalacakti, ne Floransa... Ya sonra ? Fatih hayranı genç bir tarih öğrencisi kendini 2. Mehmet'in devrin...
51.6K 1.8K 23
Kuruluş Osman - Alaeddin ve Gonca Alaeddin Gonca'nın ihanetini öğrendikten 3 yıl sonrası