Limon Çiçekleri 47. Bölüm

En başından başla
                                    

Annesi Paris'te olduğu için uzun zamandır görüşemediği Stella ve Gabriel bu cumartesi akşamını mutlaka onlara ayırmasını isteyince gülümsemişti. Sanki çok yoğun bir sosyal hayatı vardı da cumartesi akşamını onlara ayıracaktı! Stella gün boyunca dırdır yaptığı için siyah bir elbise giyip gelmişti sözleştikleri restorana. Masada Stella ve Gabriel'le beraber birinin daha olduğunu görünce dosdoğru geri dönmek istemişti ama Stella anında kalkıp boynuna atılınca bunu yapacak fırsatı olmamıştı. Yarım saat sonra Gabriel acil bir işi çıktığını söyleyip Stella'yı da alarak restorandan çıkıp giderken Lale şok halinde arkalarından bakakalmıştı. Bunun Alex'le ikisini yalnız bırakmak için uydurulmuş bir bahane olduğu o kadar belliydi ki. Alex'le Gabriel aynı yerde çalışıyordu çünkü. Gabriel'in, Alex'in bilmediği ne gibi bir acil işi olabilirdi ki?

Lale bu yemeği bir an önce bitirip evinin sessizliğine dönmek için can atarken Alex bu emrivakiden oldukça hoşnut kalmışa benziyordu. O, bu yaz arkadaşlarıyla Karayipler'de yaptığı tatili en ufak ayrıntısına varana kadar coşkuyla anlatırken Lale dalgın gözlerle önündeki kadehin içinde ışıktan parlayan kırmızı şaraba bakıyordu. Alex'in gözlerinin içine baktığında, gözlerinin önüne Batu'nun geldiğini fark ettiğinden beri bakışlarını şarap kadehinden ayıramamıştı. Sanki karşısında yeni tanıştığı sarışın bir adam değil de Batu oturuyordu. Dudaklarının kenarları o çarpık gülümsemesiyle birlikte kıvrılmıştı. Karşıdan bakan Alex değil, onun o koyu siyah gözleriydi. Alex ya da bir başkası falan değildi o, Batu'ydu. Arkasına yaslanarak oturduğu yerde kaykılmış, ısrarcı muzip bakışlarıyla canına okuyordu yine. Hiç susmadan bir şeyler anlatan Alex'in aksine gerekmedikçe ağzını açmıyor, gözleriyle konuşmayı tercih ediyordu. Ağzını açtığında da, bir an önce eve gidip onu kollarına almak istediğinden başka bir şey söylemiyordu. Araya onu utandıracak imalı sözler sıkıştırmayı da ihmal etmiyordu. Utandığını gördüğünde ise o yamuk gülümsemesi suratına biraz daha yayılıp yanaklarını çukurlaştırıyordu. Ve Lale kendini bu hayalin gerçekliğine kaptırmış gidiyordu. Sanki Batu gerçekten de karşısında oturuyordu.

Alex konuşmaya devam ettikçe Lale de hayal görmeye devam ediyordu. Batu'yu sandığından da çok özlediğini yeni fark ediyordu. Aslında yaptığı saçmalığın dik alasıydı, biliyordu bunu. Batu artık onunla konuşmak bile istemiyordu. Adını bile anmıyordu. Ama bütün bunlar Lale'yi gördüğü halüsinasyonun pençesinden kurtarıp gerçek dünyaya döndürmek için yeterli olmuyordu. Alex konuşmaya devam ettikçe o kadehini yudumluyor, karşısında gerçekten de Batu varmış gibi gülümsemeye devam ediyordu.

Alex'in masanın üzerine bıraktığı telefonu çalmaya başlayınca onun konuşmalarıyla beraber Lale'nin gördüğü hayaller de bıçak gibi kesiliverdi. Alex telefonun ekranına bakarak yüzünü buruşturdu. "Özür dilerim ama bu telefonu cevaplamam gerekiyor sanırım."

Lale bir şey söylemeden başını salladı.

"Hemen döneceğim." deyip sandalyesini geriye iterek ayağa kalkmadan önce Lale'nin masanın üstünde duran elini kavrayıp dudaklarına götürdü Alex ve sonra telefonunu alıp aceleci adımlarla masadan uzaklaştı.

Alex'in bu beklenmedik hareketi Lale'yi tamamen hazırlıksız yakalamıştı. O telefonla konuşarak masadan uzaklaşırken Lale şaşkınlıktan kocaman açılmış gözleriyle biraz önce öpülen eline bakıyordu. Niye böyle bir şey yapmıştı ki şimdi bu adam? Tanışmalarının üzerinden taş çatlasa iki saat geçmişti daha. Ayrıca bu tarz bir 'samimiyet' için cesaret de vermemişti ona. Tabii karşısında oturanın Batu olduğunu hayal ederek aptal aptal sırıtmasını kendi üzerine alındıysa yapacak bir şey yoktu.

İlk şaşkınlığı üstünden attıktan sonra kadehindeki şarabın geri kalanını da bir dikişte bitirdi. Çok tuhaf hissediyordu kendini. Acaba Batu da şu an başka bir kadınla beraber olabilir miydi? Ya o da başka bir kadını elinden öptüyse... ve tabii başka yerlerinden! Ne yapardı o zaman? Birden kendini çok kötü hissetti. Batu'yu başka bir kadınla beraber yemek yerken düşündüğü anda gözleri dolmuştu. Burada ne yapıyordu? Ne işi vardı burada? Eve dönmek istiyordu artık. Batu'yu görmek istiyordu. Ona sarılmak, ona dokunmak istiyordu. Onu öpmek, onunla sevişmek istiyordu. Ama bunların hiçbirini yapamadığı gibi burada oturmuş tanımadığı bir adamla yemek yiyordu. Masaya yaklaşan garson, boşalmış kadehine yeniden şarap doldururken Lale garip garip baktı adamın suratına. Şarap falan istemiyordu, tek istediği buradan bir an önce kalkıp gitmekti. Biraz önce Alex'in dudaklarının değdiği eline bakınca sonunda ağlamaya başladı. O sadece Batu'yu istiyordu. Alex falan nereden çıkmıştı? Başka bir erkeğin dudaklarının ne eline ne de başka bir yerine değmesini istemiyordu. Ama dudaklarının dokunuşunu istediği tek erkek de onunla konuşmak bile istemiyordu.

Limon ÇiçekleriiiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin