Limon Çiçekleri 31. Bölüm

3.4K 282 93
                                    

Bir hafta-on gün kadar sonra bir öğleden sonra Lale, Atatürk Havalimanı'nın iç hatlar bölümündeki pub'da bir masada tek başına oturuyordu. Önündeki masada üst üste yığılmış gazetelerin yanında bir tabak patates kızartması ve yetmişlik bir bira, kulağında da kulaklıkları vardı. Etrafındaki telaşlı koşuşturmaya hiç aldırmadan elini çenesine dayamış, kimseyi görmeden duymadan kendi aleminde öylece oturuyordu.

Dün öğleden sonra belli olan bir iş görüşmesi için bu sabah altı uçağıyla gelmişti İstanbul'a. Derya'yla arka bahçedeki havuzun etrafında güneşlenirken telefonu çaldığında ekranda 'gizli numara' yazdığını görünce şaşırmış, elinde olmadan heyecanlanmıştı. Niye heyecanlandığını da bilmiyordu aslında. Günlerdir hiç sesi çıkmamışken şimdi birdenbire niye arayacaktı ki... Arayacak olsa niye numarasını gizleyecekti ki zaten? Ama elinde değildi işte, telefonun her çalışında aynı heyecanı yaşıyordu, sonrasında da aynı hayal kırıklığını. Ve yine aynı şey olmuştu. Karşıdaki "İyi günler, Lale Hanım'la mı görüşüyorum?" diyen kibarlıktan dökülen sesi duyduğunda bankadan falan aradıklarını düşünmüştü. "Ben X İnsan Kaynakları'ndan Zeynep, .... sitesinden yaptığınız başvurunuz elimize yeni ulaştı." diye devam eden o ses Lale'yi ne kadar şaşırttığının farkında bile değildi. Bir aydan fazla zamandır iş başvurusu falan yapmamıştı çünkü. Acaba daha öncesinde yaptığı bir başvuru için mi arıyorlardı? Ama ismi geçen şirkete başvuru yaptığını hiç hatırlamıyordu. Gerçi sayısını unutacak kadar çok başvuru yapmış olduğu için o kadar da şaşılacak bir şey yoktu bunda ama yine de böyle büyük bir şirkete başvurmuş olsa hatırlayacağını düşünüyordu.

Karşıdaki X İnsan kaynakları'ndan Zeynep Hanım, Lale'de yarattığı şaşkınlığı hala fark etmeden konuşmayı sürdürüyordu. Birkaç genel sorudan sonra yarın sabah onda şirket binasında yapılacak grup mülakatına gelip gelemeyeceğini sorduğunda Lale'nin şaşkınlığı daha da artmıştı. Hatay'da olduğu için yarın sabah İstanbul'da yapılacak bir mülakata yetişmesinin çok zor olduğunu söyleyince Zeynep Hanım onu birkaç dakika bekletmiş, muhasebeden birileriyle görüştükten sonra faturayı getirmesi kaydıyla İstanbul'a gidiş-geliş masraflarını şirketin karşılayacağını söyleyerek bu akşam veya yarın sabah uçağıyla İstanbul'a gelmesini rica etmişti. Lale'nin durakladığını fark edince kesin cevabı almak için bir saat sonra tekrar arayacağını söyleyerek kapatmıştı. Lale şaşkınlıkla konuşmayı merakla dinleyen Derya'ya anlatmıştı olup bitenleri.

Derya hemen "İnanmıyorum bu süper bir haber! Koş hemen bilgisayarını getir bilet alalım sana." demişti Lale'nin zerresini bile hissetmediği bir coşkuyla. O kadar ki Lale 'keşke benim yerime Derya gidebilse.' diye geçirmişti içinden.

"Bir dakika dur Derya alçaktan uç biraz ya. Bu işte bir yanlışlık var bence. Ben bu şirkete başvurduğumu hiç hatırlamıyorum."

Derya sabırsızlıkla gözlerini devirmişti. "Hatırlamazsın tabii çünkü senin yerine ben başvurdum! Bir aydır şu 'malum şahıs'tan başka bir şey düşündüğün mü var senin?"

Lale gerilse de hiçbir şey yokmuş gibi konuşmaya devam etmişti. "Sen mi başvurdun? Nasıl ya?"

"Ya işte senin adına başvuru yaptım Lale. Senin hesabından giriş yapıp başvurdum. Bak işe alınırsan ilk maaşınla bana bir şey ısmarlarsın artık. Hadi hemen yarın sabah uçağına bilet alalım sana."

Lale bir an hiçbir şey söylemeden durmuştu. Sonra "Ben gitmeyeceğim mülakata." demişti.

"Ne dedin sen? Ya da ben doğru mu duydum?"

"Gitmeyeceğim."

"Lale sen aptal mısın?" diye bağırmıştı Derya sonunda. Bir aydır Lale'nin ne halde olduğunu görüyor, anlayışlı olmaya çalışıyordu ama bu kadarı da fazlaydı artık. "Geri zekalı mısın? O Adanalı kıro hiç mi akıl bırakmadı sende? Koskoca X Şirketinden seni arayıp mülakata çağırıyorlar, gidiş-geliş masraflarını karşılamayı da teklif ediyorlar ve sen hala 'gitmeyeceğim' diyorsun! Söyler misin Allah aşkına niye gitmek istemiyorsun?"

Limon ÇiçekleriiiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin