Limon Çiçekleri 15. Bölüm

En başından başla
                                    

Lale ellerini karnına götürerek "Ay midem çok kötü." diye sızlandı. "Niye bu kadar ısrar ettin yemekten hemen sonra künefe yemek için anlamadım.."

"Ne bileyim çok canım istemişti." derken kendini gerçekten de hiç iyi hissetmiyordu ama pişman da değildi. Lale yüzünü buruşturarak çok yediğinden şikayet ederken bile öyle tatlıydı ki onun bu haline tanık olduğu için memnundu halinden. Yine de biraz daha az yemiş olsaydı keşke, midesi gerçekten iyi değildi! "Biraz yürüsek kendimize geliriz bence ya."

Lale ona bakarak gülmeye başladı. "İyi de yağmur başlarsa ne yapacağız?"

"O zaman geri döneriz. Hadi Lale ya yoksa eve gidip annene yardım etmek zorunda kalacaksın biliyorum!" diye mızırdandı.

Lale onun bu çocuk hallerine dayanamıyordu. "İyi hadi yürüyelim bari." diye oflayıp puflayarak kalktı oturduğu yerden. "Yalnız çok yakınımdan yürüme, her an Daniel gibi üstüne kusabilirim."

Batu güldü yine. "Yeni bahanen de hemen hazır bakıyorum. 'Etraftan gören olur' bitti, bu mu başladı şimdi?"

"Çok fesatsın!" diye gülerek baktı Batu'ya. "Uyarı amaçlı söylemiştim ben halbuki."

Lale yürürken önünden geçtikleri evler, dükkanlar, kafeler hakkında bir şeyler anlatıyordu Batu'ya. Batu'nun bakışları nedeniyle de, onun kendisini büyük bir dikkatle dinlediğini sanıyordu. Halbuki alakası yoktu. Evet Lale'nin ağzından çıkan her kelimeyi dikkatle dinliyordu Batu ama dikkati daha çok Lale'nin söylediklerine değil, konuşurken dudaklarının aldığı baştan çıkarıcı şekillerdeydi. Lale konuşurken bilinçsizce bazen alt dudağını ısırıyor, bazen dudaklarını büzüyor, bazen de hakkında fazla bir şeyi bilmediği bir konudan bahsettiği sırada alt dudağını sarkıtarak gayet masum bu hareketleriyle Batu'nun başını döndürdüğünün farkında bile varmıyordu. Batu'yu en çok baştan çıkaran da buydu belki de. Gittikçe kendine hakim olmakta zorlanmaya başlamıştı ama Lale yanına yaklaşmasına bile izin vermiyordu. Tuhaf bir tedirginlik vardı üzerinde, sürekli etrafı kolaçan ediyordu gözleriyle.

Bir atari salonun önünden geçerken neşeyle Batu'ya döndü. "Bak benim küçüklüğüm burada geçti işte. Bütün gün burada atari oynardım."

"Sen mi?" dedi hayretle.

"Evet ben." diye başını salladı Lale. "Niye bu kadar garibine gitti?"

"Ne bileyim. Hani kızlar küçükken atari oynamayı falan pek sevmez ya... Yani şimdi kızma ama sende de hiç atari oynayacak kız tipi yok zaten." dedi gülerek. Lale gibi çıtı pıtı bir kızın çocukluğunun atari oynayarak geçtiğine inanmak zordu gerçekten.

Lale gerçekten kızmış gibi kaşlarını çattı. "Yok ya o tip nasıl oluyormuş?"

"Bilmem ki işte..."

"Sen çok gördün o tipte kızları galiba." derken gerçekten kızmaya başlamış gibiydi Lale.

Batu zevkten dört köşe olmuş bir halde sırıttı. "Bilmem görmüşümdür belki." Lale'nin kendisini kıskanması çok hoşuna gidiyordu, inkar edecek değildi.

"Demek öyle... Neyse hadi gel de kapışalım o zaman. Hem o gün 'kadınlar düz vites araba süremez' diye atıp tutuyordun, ağzının payını almış olursun işte."

Batu "Atari salonunda mı?" diye güldü bir kez daha.

"Evet böylesi daha güvenli. Yoksa gerçekten yarışsak arkamda egzoz dumanından boğulursun!"

"Vaaayyy... Ağzımın payını vermekte kararlısın yani?" derken yine bakışları kararmıştı.

"Kararlıyım evet." dedi meydan okuyan bakışlarla. "Gel hadi. Korktun mu yoksa?"

Limon ÇiçekleriiiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin