Bölüm 70 "Geri Getir."

434 48 347
                                    

Sevgili HP fanları tanıtım videosu yayınladım.. Burdan izleyebilirseniz burdan izleyin. Bazılarının video yüklenmeyebilir bu yüzden YouTube kanalımın ismini yazıyorum mutlaka izleyin.

YouTube kanal ismi : Kupa-xm1lk

Nasıl olmuş yorumlarda belirtin. Çok uğraştım. Umarım beğenirsiniz. 🫣❤️

Bölüm şarkısı : Egzod / maestro Chives - Royalty

Olivia Tom Riddle'in günlüğünden : KAÇINILMAZ olandan kaçamazsınız.

Kollarımı bedenime sarıp soğuktan üşüyen hücrelerimi bir nebze ısıtmak uğruna ovaladım. Kaç saattir tutulduğum bu zindanın sessizliği arasında boğulacak gibi oluyordum.

Hepimizi bayılttılar ve gözümü açtığımda bu zindanda yapayalnızdım. Arkadaşlarıma ne olduğu konusunda bir fikrim yoktu.

Tek bildiğim Potter'ın yaşıyor olması.. O sıcak kalbinin öfkeyle attığını hissediyordum. Başımı kaldırmaya çalıştığımda alçak olan tavana çarpıyordum. Ancak diz çöküp oturacağım kadar küçük ve dardı.

Hiçbir yaşam belirtisi yoktu. Beyaz elbisem kir pas içindeydi. İşin garip yanı bayılmadan önce üzerimde bu beyaz elbise yoktu.

Bu elbise rüyamda sürekli üstümde gördüğüm elbiseydi. Bunun nasıl olduğu konusunda bir fikrim yoktu. Birisi bana bu elbiseyi giydirmişti.

Başımı kaldırıp alçak tavana kilitlediğimde bağırdım.

"Çıkarın beni buradan!"

Boş zindanın duvarlarında gürültü kopmuştu. Bir kaç dakika geçen sessizliğin ardından bir ayak sesi duydum.

Birisi geliyordu.

Hızla ayağa kalktım. Avucumun içinde sakladığım küçük taş parçasından umduğumu şuan başka hiçbir şey den ummuyordum. Beyaz elbisemin alt kısmını ısırdım ve ıslattıktan sonra uzun bir ip şeklinde yırttım.

Kalbim deli gibi hızlı hızlı atarken avuçlarım terlemişti.

Yaklaşıyordu. Biraz daha ve biraz daha. Adımları daha yakın duyuldukça kalbim tekliyor ve nefesim hızlanıyordu. Sanki süratla hızlı giden bir arabanın içinde gibi huzursuzdum.

Tanrı biliyor ya hızı sevmem.

Zindanın kapısı bir klik sesiyle açıldı. Karşımda iki metre duran bir adam vardı. Yüzünü ilk defa gördüğüm bu adamın cüsseside kalındı.

Kim bir zindanda kapalı kalan küçük bir kız için böyle koca gövdeli birini göndermeyi düşünür ki.

Onun içeri gireceği kadar küçük ve dardı bu zindan.

"Çok dışarı!" dedi gür sesiyle. Bir köpek hırıltısı gibi çıkmıştı.

"Neden gelip almıyorsun?" dedim sırıtarak.

Kaşları bir hayvanın ki gibi korkutucu şekilde çatıldı ve eğildi. Bir elini uzattı. Yüzü yüzümle aynı mesafeye gelene kadar bekledim.

Başarısız olma ihtimalim yüksekti. Çok yüksekti. Ama pes edemezdim. Bu olmazdı.

Kolumu tuttuğu an taş parçasını savurdum ve ancak göz kapağını kesebilmiştim.

"Al sana pislik!" Bir kez daha ve bir kez daha.

Geri geri giderken yere düşünce üstüne çıktım ve ard arda kesmeye başladım. Bu kadar hızlı olacağımı düşünemiyordum. Sıcak kanı elbisemi kana boyamış ve kırmızı benekler yüzüme sıçrıyordu.

OLİVİA TOM RİDDLE : KÖTÜLÜĞÜN DOĞUŞU Where stories live. Discover now