Bölüm 69"Özür Dilerim. "

261 36 168
                                    

Bölüm şarkısı : Sickick - Infected

Küçük basit bir cümle. "12 saat sonra Serina bize gelmezse, Simon'un kafasını Hogwartsın kapısına gönderirim."

Bu cümle sırlar odasında toplanmış 7 kişinin kafasında yankılanıyordu. Herkesin gözünde yolun sonuna geldiğimizin ifadesi vardı.

Bin kişilik ordunun karşına çıkamazdım. Çıktık diyelim oraya varmamız kaç saati alacaktı. Hangi birini etkisiz hale getirirken bir diğeri ölecekti.

Bir çift mavi göz dışında herkesin kalbi titriyor ve olacak mutlak sondan dolayı titriyorlardı.

Ellerim buz kesmişti. Kalbimde olacakların ağır bir duygusu vardı. Biliyordum birileri ölecek ve birileri yaşayacaktı.

"Bir planım var." dedi Potter soğuk bir sesle.

Yere sabitlenen hüzünlü bakışlar yüzüne çevrildi. Açık mavi gözlerinde korku yok sırtı dik ve tüm kötülüğü sırtlayacak kadar güçlüydü. Kendinden emindi. Benim ondan emin olduğum kadar.

"Plan ne?" diye sordu Taylor.

Serina uzun zamandır sessiz kalmış ve ağlamaktan yorulmuştu. Kızaran gözlerini ovaladı ve konuşmak için kendini zorladı.

"Ondan önce." dedi üzüntüyle iç çekerek. "Burada ne haltlar dönüyor kim bu müridler?"

"Bende bunu merak ediyorum." dedi Taylor.

Yavaş, telaşsıs adımlarla Serina'nın önünde durdu Potter. Mavi gözlerinde asla seğirme yoktu. Kafasının içinde yüzlerce plan kurduğuna yemin edebilirdim.

"Kötü bir topluluk. Bir kötülüğü başlatmak için kurban veriyorlar. Sizde o kurbanın parçası olarak seçildiniz." direk olarak söyleyince bir an benimde kalbime inecekti.

Serina gürültülü bir şekilde yutkundu. Bakışlarında ki çaresizlik bu odadaki herkesin kalbine üzüntü parçaları ekmişti.

" Neden biz? "diye sordu. Çatallaşan sesiyle yanağından damla damla göz yaşları süzüldü.

" İkiz olduğunuz için. "dedi.

Serina gözlerini sıkı sıkı yumdu ve kolunu tutan Adel'in elini çekti." Bu çok saçma. Ben hiçbir şey anlamıyorum tamam mı. Bildiğim bir şey varsa oda kardeşimin başı tehlikede ve onu kurtarmak istiyorum. "

Onu dinlerken kanımın damarlarımda donduğunu hissetmiştim. Konuşamıyordum.

"Sana neden seçildiğini açıklayacak vaktimiz yok. Acele etmezsem kardeşin için iyi şeyler olmaz." dedi Potter.

"Bu işte tek değilsin." dedim sonunda konuşacak gücü bulduğumda. "Sakın bana oraya tek başına gideceğini söyleme!"

Açık mavi gözleri beni bulunca yutkundum. Olduğum yerde o delici bakışlarından rahatsız olmuştum.

"Tek gideceğim. Konu tartışmaya kapalı." dedi ciddi bir sesle.

"Hayır." dedim. "Onlar sana zarar verirler ama bana."

"Artık sanada zarar verirler. Sen onların ayağına gidersen okula saldırmaktan geri durmazlar. Burda seni korumalıyız. Bu duvarların arasında güvende kalmalısın." dedi soğuk bir sesle.

Göz bebeklerim irileşti. "Oraya seni tek yollamam." dedim öfkeyle.

"Cadı tartışacak zaman yok." dedi Potter.

"O haklı Liv seni ve Serina'yı güvende tutmalıyız." dedi Rory.

"Hepiniz böyle mi düşünüyorsunuz?" Ama hepsi başını eğdi.

OLİVİA TOM RİDDLE : KÖTÜLÜĞÜN DOĞUŞU Where stories live. Discover now