Bölüm 54"Güç SAVAŞI 2"

226 42 139
                                    


BÖLÜM ŞARKISI : Indila - Love Story

Saatler önce, Olivia terasta ağlarken.

Yazarın gözünden.

"Bu son şansındı. Kimseye vermeyeceğim şansı sana verdim. Beni hayal kırıklığına uğrattın. Söz veriyorum. Bir kez daha senin karşına çıkmayacağım. Çıkanın ecdadını siksinler."

Kalbinde kırılan camların kesik acısı Potter'ın damarlarında gezinmeye başladı. Merdivenlerin sert zeminine basmadan hemen önce sevgilisinin ağlamasını duydu.

Biliyordu. Onu üzmüştü. Onun her damlayan göz yaşına kendisi onlarca bıçak darbesi yiyordu. Keskin bıçağın yüzü kalbine bu kız her ağladığında kötülüğün tohumları onun canını yakıyordu.

Sırtını eski duvarın çatlayan kısmına yasladı. Çaresizliği açık mavi gözlerine yansırken her bir hıçkırık ciğerlerine soğuk acılar yolluyordu.

Saçının teline zarar gelse dünyayı yakacak bu adam şimdi kendi sözleriyle onu ağlatıyordu.

Biliyordu. Olivia'nın tehdit edildiğini biliyordu. Ama ne ile tehdit edildiğini bulamamıştı. Zira Olivia'nın haberi olmasada profesör Aberfotth ile birlikte Olivia'nın ailesini koruma altına almışlardı.

Ailesi güvende olduğuna göre ne ile tehdit edildiğini anlayamıyordu. Sordu. Ama Olivia ısrarla söylemiyordu. Biliyordu. Keçi gibi inatçıydı. Kendi başına halletmek istiyordu.

Ama Potter'ın tek istediği gerçeklerdi. Ona yardım etmesine izin vermek. Onu koruyup kollamak.

Ama bir asır geçmiş gibi kıza hasret kalmıştı. Böyle duygular hissedeceğini asla düşünmezdi.

Acı, öfke, kin, mutluluk, heyecan, tutku, zevk ve aşk.. Bunların hiçbirisini Olivia karşısına çıkana kadar hissetmemişti.

Şimdi ise bu yeni bulduğu duygularını elinden alıyor onu bir paçavra gibi kendinden uzaklaştırıyordu.

Olivia'nın hıçkıra hıçkıra ağladığını görünce başını dizlerinin arasına aldı. Sıcak yanaklarından sıcak göz yaşları döküldü.

Neydi bu gözlerinden dökülen yaşların anlamı? Aşk mı?

Her geçen dakika tutkuyla bağlandığı kusursuz kızın sevgisine aç ik neydi bu ağlamasının sebebi?

Onun çektiği acıların on katını çekiyordu. Her döktüğü göz yaşı kalbine kötülüğün tohumunu ekerken, kız bundan habersiz binlerce göz yaşı döküyordu.

Gözlerini koluna bastırdı. Olivia'nın ağladığı her saniye kendinden nefret etti. Oysa şuan herşeyi boşverip ona sarılmak ve ona zarar vermeye çalışanların sonunu getirmek istiyordu.

Kız ağladı, adam ölümü yaşadı. Kız hıçkırdı, adamın dünyada alacak tek nefesi ciğerlerinden çekilmeye başladı.

O dik duruşu bir göz yaşına diz çöktü.
İfadesiz yüzü, ağlamaktan kızaran yanaklara tutuldu.
Buz gibi bakışları bir tek onun gri gözlerine bakarken gülümsedi.
Ve bir tek atan kalbi ilk kez birini görünce heyecanlanıyordu.

Bunun bir adı olmalı diye düşündü. Bu basit bir sevgi olamazdı. Klasik bir hoşlantı değildi. Bu aşktı. Aşkın kendisiydi.

Bu üç harfin her bir cümlesinde kırmızı dudakları sıcak göz yaşlarıyla ıslandı.

Olivia zannediyor muydu ki, Potter acı çekmiyor. Belkide en büyük acıyı bu buzlar efendisi çekiyordu.

Kötülükten nefret eden kalbinin her göz yaşında kötülüğün tohumunu ektiğini bilmesine rağmen aşkı için göz yaşı döküyordu.

OLİVİA TOM RİDDLE : KÖTÜLÜĞÜN DOĞUŞU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin