Bölüm 47"MEZARLIK "

259 44 218
                                    


Bölüm şarkısı : Meg & Dia - Monster.

"Bırak beni!" diye bağırmak istedim. Ama ağzımı kapatan Güçlü bir el vardı. Kalbim dört nala koşan atlar gibiydi.

Korkudan dudaklarım kurumuş ve adrenalin yüzünden nefes nefese kalmıştım.

Aklıma gelen ilk şeyi yaptım. Sonucu kötü olabilirdi. Arkamdaki her kimse daha çok sinirlenirdi yada en çok istediği şeyi yapıp beni şuracıkta öldürürdü.

Kafamın arkasıyla çenesine sert bir darbe indirdim. Beklemiyordu bende beklemiyordum. Darbe ile onun elleri üzerimden çekilirken benimde başım dönmüştü.

Çenesi o kadar sertti ki sanki sert bir ağaca kafa atmıştım. Adi pislik.

Toparlanmasına izin vermedim pelerinimin içine sakladığım asamı çıkarıp bağırdım. "Sersemlet!"

Bedeni geri uçup sırtını duvara çarptıktan sonra yere düştü.

"Hadi adi pislik. Şimdide dokun bana!"

Çok güçlüsün kızım. Şimdi Potter bunu görseydi benimle gurur duyardı. Tek başıma bu koca adamı indirmiştim.

Kıpırdamaya başlayınca yerimde zıpladım. Kendimi övme işini sonraya bırakabilirdim.

Koş Olivia hemen kaç buradan.

Arkamı dönüp tüymek üzereyken sert sesini duyunca olduğum yere mıhlandım.

"Cadı!"

Ama bu ses. Bu ses. Siktir!. Potter. Arkamdaki adam Potter mıydı? Ve ben az önce ona kafa atıp birde bununla yetinmez miş gibi sersemletmiştim.

İşim bitti. Bu sefer azarından değil gazabından kimse kurtaramazdı. Kaçsam... Kaçabilir ve yarın hiçbir şey duymamış gibi davranırdım.

"Cadı dedim." Bir kez daha sesini duyunca dudaklarımı büzüp az önceki çılgın ama hoşuma giden düşünceme veda ettim.

Peki şimdi ne yapmalıydım? Onun gazabından kurtulmak için bir çare düşünmeliydim..

"Gel buraya!" dedi eli ile yanına gelmemi işaret ederek. Kalbim korkudan olduğu yerde tepiniyordu. Ona doğru yaklaşırken ciğerlerimde ki bütün hava boşaldı ve o korkunun en uç kokusunu soludum.

Potter elini çenesine götürdü. "Sen.... Sen bana az önce ne yaptın?"

O sert bakışları gecenin karanlığının en siyahı halini almıştı. Ben ne yapmıştım böyle? Ona vurdum. Hemde kafa attım. Ah hala kafamın arkası ağrıyor.

Hangi akla hizmet böyle bir şey yapmıştım? Korkudan titremeye başlamadan önce bana doğru adımlar atmaya başlayınca adeta yer titredi. Parmak uçlarım donmuştu ve o geldikçe ben geri adımlar attım.

Bana karşı kullanmadığı öyle sert bir ses duydum ki.. Göz pınarlarım yaşla doldu. "Bu sefer seni elimden kimse kurtaramaz."

Geri geri giderken sırtım sınıfın soğuk duvarına çarptı. Sona gelmiştik. Kim bilir bana burada neler yapardı? Ellerimi af diler gibi önümde birleştirdim. Bir cadı gibi davran Olivia. O senin sevgilin. Dövecek değil ya?

Ama o bana daha önce hiç görmediğim sert bakışları ile bakarken döveceğini bile kısa bir an düşündüm.

"Özür dilerim yemin ediyorum senin olduğunu bilmiyordum."

"Nasıl bilmiyordun?" diye kükredi Potter.

"Müridlerden sandım. Beni kaçırmaya geldiler sandım."

İçimden kendime lanetler yağdırdım. Hem nasıl anlamadım ben? Nasıl hissetmedim onu? Yoksa yoksa.. Bağ zayıfladı mı?

Kemikli çenesini sıvazlarken korkuyla yutkundum.

OLİVİA TOM RİDDLE : KÖTÜLÜĞÜN DOĞUŞU Место, где живут истории. Откройте их для себя