Bölüm 32

316 49 215
                                    


Adel ve Rory öpüşüyorlardı. Laura'ya şaşkınlıkla baktım. Yüzünde büyüyen kırgınlığı görmeyi beklemiyordum. Rory den hoşlanıyordu.

İçinde yaşadığı hayal kırıklığı gözlerinin dolmasına sebep oldu. Onun için gerçekten üzüldüm. Koluna yavaşça dokundum. Kendine gelmiş gibi birden irkildi.

"İyi misin?"

Histerik bir şekilde gülümsedi. Neredeyse acının tatlı bir tebessümü gibiydi. "Neden iyi olmayayım?"

Bir Rory ve Adel'e baktım birde ona. Çenesini kaldırdı ve sanki ne olursa olsun umrumda değil havası vermeye çalışıyor gibiydi.

"Laura sormaya korkuyorum ama." dedim mahçup bir ifadeyle.

"Ben çok acıktım Liv, fark ettim ki sabah çok iyi kahvaltı yapamadım. Ne dersin gidip bir şeyler atıştıralım mı?"

Ben daha cevap veremeden önümden yürümeye başladı. Yere sert basıyordu. Kızgındı ve kırılmıştı. Onu böyle görmek benide üzmüştü. Sevdiğin birini başkasıyla görmenin en acısı bu olmalıydı.

" İyide biz zaten kahvaltı yapmadık unuttun mu ormana.. "

Aniden durup işaret parmağını yüzüme doğrulttu. Gözleri bir şahinin avını yakalamadan önce ki son bakışları gibiydi.

"Sakın Liv, tek kelime duymak istemiyorum."

Parmağını tutup indirdim. En tatlı halimi takındım. Sanırım azıcık Laura dan tırsıyor olabilirdim.

"Tek kelime etmem bir kaç kelime ederim." dedim şirin bir şekilde.

"Bu tatlığını yemem canım. Git Potter'a yap bunu!" dedi sinsice sırıtarak.

Kollarımı önümde kavuşturup"Potter senden beter Laura! Nefes alsam yakınıyor." dedim.

" Potter bu, çokta şaşırmamak lazım. "

" Tek seferde soracağım ilk ve son. "dedim.

" Ne soracağını biliyorum. Ama hayır ondan hoşlanmıyorum. "dedi ciddiyetle.

Yüzümü buruşturup," Emin misin? "diye sordum.

Duraksadı bir kaç saniye sustu sanki ben sorana kadar bunu hiç düşünmemiş gibi kendi ile çelişiyordu.

" Ben bilmiyorum Liv. "dedi sonunda pes ederek. Yüzü düştü ve gözleri doldu." Bu zamana kadar bir sürü sevgilim ve sayamadığım kadar flörtüm oldu ama ikinci kez birinden böyle hoşlanıyorum. Çok ani oldu bende anlamıyorum. "dedi çaresizce ve taş duvara oturdu.

Ellerini dizinin üzerine koyup çaresizce yere baktı. Yanına oturdum ve yüzüne baktım. Tanrım taş çok serindi. Ellerimi kucağıma koydum.

" Aşk zaten aniden oluyor Laura. İlk görüşte aşk. "dedim.

Potter ile bana olan bu muydu yoksa değil miydi bilmiyorum. Kesin olarak bildiğim tek bir şey vardı. Onu ilk gördüğüm an mükemmel bir çekimle ona çekilmiştim. Yüzüne baktığım o anlarda etkilendiğimi anlamıştım.

İlk görüşte aşk denir mi bilmiyorum ama, Potter'ı ilk gördüğüm andan bu yana büyük duygular besliyordum.

"Ama o Adel'i seviyor. Adel de onu. Mutlu olmalarını elbette istiyorum ama acı çeken taraf ben olmak istemiyorum Liv." dedi buruk bir sesle.

Elimi omzuna koyup ovaladım. "Biliyorum Laura.. Seni anlıyorum."

Başını omzuma koydu. Duyulmayacak kadar sessizce ağladı. Hiçbir şey demeden sadece yanında oldum. O benim arkadaşımdı ve bu süreçte elimden geldiğince onu mutlu etmek istiyordum.

OLİVİA TOM RİDDLE : KÖTÜLÜĞÜN DOĞUŞU Where stories live. Discover now