Bölüm 12

457 60 562
                                    


Birer ikişer merdivenleri atlayarak inerken nefes almak için durmak zorunda kaldım.

Kesik kesik nefesler alıyordum.. Başım dönüyor ve karnım ağrıyordu.. Karnımın içinde bir şeyler vardı ve yanıyordu....

Yıpranmış duvardan destek alarak merdiven basamağına çöktüm. Bir iki saniye nefes almalıydım.

Yerden destek alarak büyük kapıdan dışarı fırladım. Şaşkın bakışların fısıltılarına maruz  kalmadan koştum. Kendime gelebilmem için yalnızlığa ihtiyacım vardı.

Ormana doğru sadece koştum. Arkama bakmadan son hızda..

Ağaçların dallarının yüzüme çarpmasını umursamadan devam ettim. Bir kaç kez tökezleyip düşecek gibi oldum ama dengede durabildim.

Kaç dakika koştuğumu bilmiyorum. Ama sanki bedenim serin ormanın sessizliğine çekiliyor gibiydi. Sanki burada olmam gerekiyor gibiydi.

Sonunda hareketlerim sarhoşlaştı.. Etrafa yalpaladım ve kuru bir ağaç dalına takılıp yüz üstü yere düştüm.

Kuru bir ağaç dalına dakılıp yüz üstü yere düştüm.

Kafamın içinde dejavu yaşadım. Rüyalarımda gördüğüm sahneyi yaşıyordum. Merlin'in sakalı..

Gördüğüm kabus aklıma gelince şaşkınlıkla etrafıma bakındım. Ben geleceği mi görmüştüm? Yoksa paronaya mı olmaya başladım.

Birazdan bir ses duyacaktım.

Çatırdama sesini duyunca çığlık attım. Benim için geliyordu. Rüyalarım gerçek oluyordu.

Ayağa kalktım. Ama felç olmuş gibi bedenim yavaşladı. Gri pelerinli beni etkisiz haline getirmeye çalışıyordu. Ama direndim.

Avuçlarımı sıkıp yüzümü gökyüzüne çevirdim. Yapabilirdim.. Beni güçsüz düşürmesine izin veremezdim. İçimde bin kadın çığlık atıyordu. Tamı tamına bin kadın.

Çığlık bana güç verince korkum kısa sürede yok oldu. Kendimi gücümün en zirvesinde hissediyordum. Sanki önüme canlı cansız ne çıkarsa parçalayacak mışım gibiydim. Bundan korkmalı mıydım?

Çok direndim.

Arkamı döndüm. Gri pelerinli karşımda durmuş asasını bana doğrultuyordu.

"Rüyamda beni öldürebilirsin ama gerçekte asla!"

Asamı çıkardım.

Bacaklarım titriyordu.. Dehşete düştüm. Birazdan o korkunç büyüyü yaparsa şansım var mıydı? Evet vardı. Ben Olivia'yım. Kurnaz bir cadıyım..

O harekete geçmeden ben yapmalıydım.

"Sersemlet."

Asası ile birlikte geriye doğru havalanarak ağaçların arasında gözden kayboldu.

Beklemeden koşmaya devam ettim. Okula doğru arkama bakmadan sadece koştum.

Ama hızımı kontrol edemiyordum.. Birinin göğsüne çarptım ve o an neredeyse geri düşecektim. Güçlü kollar düşmemem için tuttu.

"Cadı!"

Titriyor ve hızlı nefesler alıp veriyordum. Ayakta durmakta zorluk çekiyordum. Potter olmasa çoktan yere yığılmıştım.

"O burada!" içimde tuttuğum ne varsa döküldü dudaklarımdan. "Gri pelerinli burada.. Beni öldürmek için geldi."

Dehşete düşmüş ve bir papağan gibi tekrarlıyordum. Terden sırılsıklam olmuş saçlarımı nazikçe yüzümden çekti.

OLİVİA TOM RİDDLE : KÖTÜLÜĞÜN DOĞUŞU Where stories live. Discover now