Bölüm 26

365 51 285
                                    


Bölüm şarkısı : K-391, Alan Walker - Ignite

Gitti.
Potter gitti.
Arkasından gidişine baktım.
Şimdiden üşüyor ve soğuktum.
Sadece bir iki gün olmayacaktı... Nedendi bu boşluğum?... 
Belkide bir gün gerçekten gideceği için korkuyordum.
Belkide o an bugündü. Arkasından takip etmemem için yalan söylüyordu. Belkide Potter gerçekten gitmişti.
Bir iki adım koştum.. Sonra duraksadım. Yavaşladım.
Hayır... Hayır.. Gitmek istese gider. Dürüsttü. Hep öyle oldu.
Gidip görüşecek ve bilgi alacaktı. Evet böyle olacaktı eminim.... Bir dakika emin miyim? Evet eminim.
Potter bahanelere sığınmayacak  kadar doğru biriydi. Dürüst ve asil zeki ve kurnaz.. Tamda buydu.

MULTİMEDYA : LAURA

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


MULTİMEDYA : LAURA

Arkamı dönüp okula doğru yavaş adımlar ile yürümeye başladım. Bir tarafım onsuzluğa buruk.

Titreyen elimi cübbemin içine koydum. Zayıflık gösteremezdim. Beni düşürmek isteyen o kadar insan varken bunu kendime yapamazdım.

Ama Potter'ın yokluğunda oyalanacak bir şeyler bulmam gerekiyordu. Ne olabilirdi? Tabi ya... Kahinlik yeteneğimi geliştirmek için Profesör ile konuşmalıyım.

Yürüyüşümü sabırsızca hızlandırdım. Bir kaç saniye sonra koşuyordum. Okulun içine girerken iteklediğim öğrencilerin söylenmelerine umursamayarak bir iki kat yukarı çıktım.

Profesörün odasının önünde nefesimi düzene sokmak için bir kaç dakika bekledim. Koşmaktan çıkan gömleğimi eteğimin içine yerleştirdim. Saçlarımı düzeltip kapıyı çaldım.

"Gir."

Sırtımı dikleştirip kapıyı araladım ve içeri girdim. Profesör her zamanki gibi koltuğunda oturuyordu. Önünde bitki çayı ve elinde bir kitap vardı. Bordo renkli derisi vardı. Gözlüğünün üzerinden bana baktı.

Kitabın arasına ayraç koyup çekmecesine koyarken gülümsedi.

" Olivia."

"Profesör." dedim. Eli ile önündeki sandalyeyi işaret etti.

Eteğimi arkadan elimle düzeltip oturdum.

"Nasılsın?"

Utangaç bir tavırla, "İyiyim, siz?"

Kaşlarını belli belirsiz kaldırdı. Her gün olay olan bu okulda ne kadar iyi olunabilirse der gibiydi.

"Daha iyi günlerim oldu." dedi.

Önündeki bitki çayına baktım. Mahoş bir kokusu vardı.

"Kokusu bir farklı." dedim gülümseyerek.

Bir yudum alıp tartıyor gibi ağzında yuvarladı.

"Imm, evet.. Karanlık ormanda Gölün içinde yetişen bir bitki. Rengi koyu pembe... Soğuk günlerde iyi geliyor sanırım birazda uyku.." dedi samimi bir şekilde gülümseyerek.

OLİVİA TOM RİDDLE : KÖTÜLÜĞÜN DOĞUŞU Where stories live. Discover now