Bölüm 36 "Zihnimin İlk Kavisi"

295 49 213
                                    


Bölüm şarkısı : Another Love (Slowed)

🖤

Güneşin en kızıl hali penceremden içeri sızarak gözlerime nüfus ediyordu. Rahatsız edici bu sıcaklık saatler önce uyuduğum uykudan huzursuzca uyandırdı.

Ağrıyan göz kapaklarımı aralayıp bir iki saniye boş tavana baktım. Son zamanlarda kendimi yorgun hissediyordum. İki gün önce kütüphaneye gidişimizin ardından saatler ve iki gün geçmişti.

Dersler ile yoğun geçen iki günün ardından bugün nihayet Profesör ile ikinci kahin dersimize devam edecektik.

Üç gün sonra büyücü festivali vardı.. Mr. George'nin ailem için verdiği kitabı bugün Potter ile dersten sonra okuyacaktık.

İki gün yoğun koşuşturmadan fırsatım olmamıştı. Bugün nihayetinde okumaya zamanımız olacaktı.

Dirseklerimden destek alıp yatakta doğrulurken esnedim.. Asla bu kadar az uyumak yetmeyecekti. Bir gün kendime bir iyilik yapıp tam iki gün uyuyacaktım.

Yüzümü yıkadıktan sonra kıyafetlerimi çabucak giyip odadan çıktım. Kızlar hala uyuyordu. Çıkmadan son kez mışıl mışıl uyuyan hain Adel'e baktım.

O saçlarını yolup yüzünde ki etleri elimde hissetmedikçe içimde ki intikam soğumayacaktı. Bir gün bizi öldürmeye çalışmasının intikamını alacaktım. O gün gelene kadar şimdilik hain arkadaş olarak kalacaktı.

En çok Rory zorlanıyordu. Onunla yüz yüze gelmek bu iki günde işkence gibiydi. Benim zorlamalarım ile ona zoraki yumuşak davranıyordu. Ama Potter kararlıydı ve plana sadık olmayan dışlanacaktı.

Ortak salon boştu hala herkes uykusundaydı. Sessizce merdivenleri birer ikişer çıkıp Profesörün odasının kapısını çaldım.

"Gir."

Sesiyle kapıyı araladım. Eski kapıyı açarken kulağımı sağır eden bir gıcırtı sesi çıkarınca yüzümü buruşturdum.

"Biliyorum biliyorum rahatsız edici bir durum. En yakın zamanda tekrar yağlayacağım." dedi Profesör.

Masanın üzerinde demlenmeyi bekleyen bitki çayının bardaklarını hazırlıyordu.

Immm. Evet tanıdık lavanta kokusu şimdiden beni uyandırıp enerji vermeye yetmişti. Potter'ın kokusuydu.

Aşıktım bu paha biçilemez kokusuna.

" Nasılsınız Profesör?"

Benim için ayrılan sandalyeye otururken kitaplarımı eski ahşap sehpanın üzerine koydum.

"Yaramaz öğrenciler dışında stabil günler geçiriyorum." dedi söylenerek.

Bugün pelerinini giymemişti. Doğrusu böyle daha iyi duruyordu.

Demlenen çayı bana uzatırken karşıma geçip koltuğa oturdu.

"Sen nasılsın?"

Sıcak çayı parmaklarımın arasına alıp kokladıktan sonra bir yudum aldım. Merlin'in sakalı günlerce içsem bile sıkılmayacağım bu mayhoş tadı seve seve içerdim.

"Biraz yorgun hissediyordum ama bu çay beni kendime getirdi."

Yüzünde gururlu bir gülümseme belirdi. "Lavanta çayı benim özel bitkilerim ile dövüldü. Söylemesi ayıp kimse bu tadı benim gibi iyi tutturamaz."

Samimi bir gülümseme yüzüme yayılırken bir yudum daha aldım. Komik olacak ama sanki Potter'ı içmek gibiydi.. Buram buram yanımda hissettiriyor ve tüm hücrelerim Potter diye bağırıyordu.

OLİVİA TOM RİDDLE : KÖTÜLÜĞÜN DOĞUŞU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin