Bölüm 59"Yolculuk. "

278 42 182
                                    

Bölüm şarkısı : shoout - Izzamuzzic

Yazarın gözünden.

Potter diz çöktü.. Sevdiği bu güzeller güzeli kadın yere yığılmıştı.. Boyut kapısından geçemezdi..

İçinde yükselen yangın kalbini körüklemeye ve o ateşi yükseltmek için odunlar atmaya başladı.

Umut kırıntıları etrafa saçıldı. Duygularına ışık tutan bir ateş böceği bir ışık kelebeği olmuştu cadı onun için.

O ışığın sönüşünü izlerken kanı damarlarından çekilmiş ve zihninde bir kaos başlamıştı. Uyanmazsa kazanamayacaktı. Boyut kapısı kapanırsa sonsuza kadar arafta kalacaktı..

Uyanmalıydı. Uyanmalıydı.

Potter'ın kafasının içinde kopan kasırgayı dudaklarından dökülen nefesle hissedebilirlerdi.

Ama Olivia'nın yüzü beyazlamış ve açık gözlerini görünce kızın uyanamayacağını anladı.. Anladığı anda fazla düşünecek fırsatı yoktu.

Potter'ın dişleri kenetlendi.

Kararlı bir şekilde yerden kalktı ve boyut kapısına doğru yürüdü. Yaklaştıkça sakin adımları hızlandı. Cadıyı kendisi gidip alacaktı.. Bunu yapmalıydı yada yaparken ölmeli..

Böyle düşünüyordu.

Scott ve Rory ne yaptığını anlayınca Potter'ın koluna yapışıp yere bastırdılar. Potter geçerse kötü bir şey olacağını düşünüyorlardı. Çünkü bu oyun cadınındı.

"Bırakın beni." dedi buz gibi bir sesle. "Onu kurtarmalıyım." Bir dizini kaldırmayı başardı.

"Hayır dostum bu çok tehlikeli." dedi Nick bağırarak. Nick, Potter'ın gergin olduğunu ve öfke patlaması yaşamak üzere olduğunu anladı. Dostunu ilk defa böyle öfkeli görüyordu. O her zaman soğukkanlı ve hiçbir şeyi umursamazdı. Böyle görünce afallamıştı.

Potter kimseyi duymuyor ve duymakta istemiyordu.. Tek düşünebildiği sevdiği kadını oradan çekip çıkarmaktı.

"Oraya gitmek tehlikeli. Ölebilirsin." dedi Scott.

Potter bir eliyle Scott'u iterek "Siktir git, bana karşı koymaya çalışma." diye kükredi. Kelimelerin üzerine basa basa söyledi.

Hepsi Potter'ın öfkesini somut bir şekilde hissedebiliyordu.

Rory ona müdahale edeceği sırada Potter ona öyle bir yumruk attı ki yumruğun indiği o andan etrafa büyük bir karmaşa dalgası yayıldı. Tüm okul boyut kapısına gelmişti. Ses çıkarmayacak kadar korkuyorlardı.

Profesörün telaşlı adımlarından kalabalık etrafa saçılmadan geri geri çekildi. Profesör birkaç öğrenciye işaret verince bir şahin sürüsü gibi Potter'ın üzerine kondular ve biri onu tutarak yere yatırmaya çalıştı.

"Bırak lan!" diye bağırdı Potter. "Beynini dağıtmadan önce çek ellerini."

Yere doğru savrulan Rory beklemeden Potter'ın üzerine çullanan öğrencilere yardım etti.

"Bırakın beni!" dediğinde koca bahçede sesi kükrercesine yankılandı ve korkan kalplerin titremesine sebep oldu.

Olivia'nın gri solmuş gözlerine bakarken, Potter'ın mavi gözlerine bütün duyguları zehir gibi yayıldı. İçinde cam parçaları duyguları gibi kırılırken çaresizce söylendi. "Bırakın beni. Ona gitmeliyim."

OLİVİA TOM RİDDLE : KÖTÜLÜĞÜN DOĞUŞU Where stories live. Discover now