Bölüm 48"KAÇIŞ "

250 40 157
                                    


BÖLÜM ŞARKISI : Amerıcan Horror Show - Snow Wıfe

OLİVİA TOM RİDDLE'İN GÜNLÜĞÜN'DEN" ÖLÜLER ALEMİNE ZİYARETİMDEN SONRA, ÖLÜ RUHLARIN GECE ZİYARETLERİNE UĞRUYORDUM. HEPSİ TEK BİR ŞEY İSTİYORDU. ONLARI GERİ GETİRMEMİ. BUNUN MÜMKÜN OLDUĞUNU VE BÖYLE BİR GÜCÜM OLDUĞUNU ŞİMDİ ANLIYORDUM. ÇÜNKÜ BEN ÖLÜMÜN EFENDİSİYDİM. "

Profesörün gözünden.

Olivia mezarın üzerinde ölüler dünyasına gideli yarım saat geçmişti. Zaman bitmek bilmiyordu. Potter'ın ölümcül bakışları her an saldırmak için üzerimdeydi.

Bu çocuğa güvenmeli miyim bilmiyorum? Sevgili yiğenim ona aşık. Gördüğüm kadarıyla Potter da aynı hisler içinde.

Olivia'nın gerçekte kimin kızı olduğunu bilseydi yinede sever miydi onu? Yıllarca babasını öldürmeye çalışan hatta başaran bir büyücünün kızı olduğunu bilseydi böylesine korur muydu?

Yiğenim şuan mutluydu elimden geldiğince onu korumak istiyordum. Bana ablamdan kalan bir emanetti. Öylesine benziyor ki ablama. Güçlü güzelliğini ondan almış.

Peki ya davranışları? Babası gibi kötü biri değildi onu biliyordum. Ama kötü olmasını istiyorlardı.. Yeni bir kötülük için yiğenimi feda etmeyecektim. Aynı şeyleri onunda yaşamasına izin veremezdim.

Bir dayı olarak onu korumalıydım. Ama bir gün herkes gerçeği öğrenecek er yada geç. Birileri öğrenecek. O zaman herkes Olivia dan nefret edecek. Benim güzel yiğenim buna dayanamaz.

Kalbi ona sevgiyle bakan insanların nefrete dönüşen duygularına dayanamaz. Ne olursa olsun öğrenmesini geciktirmem lazım. Ama yiğenim yaramaz bir kız. Öğrenmek için inat ediyor.

Tüm sorunlardan uzak tutmaya çalışıyordum ama sorunlar ve belalar peşini bırakmıyordu.

"Profesör!" dedi Potter.

Düşüncelerimi bir kenara bırakıp endişeli yüzüne baktım. Şu hikayede en masum bu iki genç büyücüydü. Umarım hayat onları ayırmazdı.

"Efendim Potter!"

Bakışlarından bana güvenmediğini görüyordum.

"Fazla uzun kalmadı mı?" diye sordu.

Olivia'ya bakarak, "Ölüler aleminde saat ve gün kavramı yok. Orada her zaman karanlık ve acı vardır. Gökyüzü Siyah ve duyduğun tek ses ölü ruhların çığlığı."

Potter korkmuş bir şekilde Olivia'nın elini tuttu. "Ama cadı orada çok korkar. Yanında ben olmazsam sürekli ağlayıp durur!" dedi endişeyle.

Elimi omzuna attım. "Biliyorum ama dayanmak zorunda." dedim

Yarım saat daha geçti. Gergin sessizliği ara sıra Potter'ın sağa sola yürümeleri bozuyordu. Ama dayanmak zorundasın Olivia. Ben ona inanıyorum.

"Profesör!" diye bağırdı Potter birden. "Gözlerinden kanlar akıyor." dedi yüzüne bakarak.

Kahretsin yapamadı. Başaramadı.

Potter endişeyle koluma dokundu. "Bu ne demek? Birileri ona zarar mı veriyor?" diyerek bağırdı.

Olivia'yı kaybetme korkusu yüzüne Siyah bulutların gölgesini düşürmüştü.

"Hayır." dedim titreyeen sesimle.

"O zaman ne anlama geliyor?" Öfkeden gözleri kömür karasına dönüşürken şaşırdım.

"Kapı kapandı." dedim hüzünle.

"Ne?" sesi öyle çaresiz çıktıki boğazı düğümlenmişti.

OLİVİA TOM RİDDLE : KÖTÜLÜĞÜN DOĞUŞU Where stories live. Discover now