Bölüm 19

371 54 293
                                    


Potter hepsini doğru cevaplayınca köprü kendiliğinden onarıldı. Yaşlı adam ortadan kayboldu. Dina bir daha köprünün yıkılacağını düşünmüş gibi ürkek adımlar atarak Potter'ın yanına geldi.

Sıra ondaydı.

Önlerinde bir kapı daha belirdi. Aynı kapıydı. Potter ile beraber kapıdan geçtiler.

Bulutların üzerinde kullanılan bazı hayal dünyaları olur. Kitaplarda okuduğumuz bulutların üzerindeki krallık ile yazılan bir çok kurgu vardır. Dina'nın kafasının içide böyleydi.

Bulutların üzerinde duruyorlardı. Önlerinde yeşil Sarmaşıklardan oluşan asma bir köprü vardı. Potter köprünün önünde durdu. Sıra partnerindeydi.

Dina derin bir nefes alıp asma köprünün ilk basamağına bastı. Gerçektende olağanüstü bir hayal dünyası vardı. Orada olmak nasıl hissettirdi merak etmeden duramadım.

Beş tane basamak yukarı çıktı. Sonra aniden asma köprünün sarmaşıkları hareket edip önce bacaklarını sonrada elini kavradılar. Dina korkuyla bir sağına bir soluna baktı.

Sarmaşıklar göğsüne kadar onu bir halat gibi bağlamıştı. Yerden çıkan bulutlarda bir insan silüeti belirdi.

Yaşlı bir kadındı. Biraz kilolu ve yaşlı olmasına rağmen yüzü fazla çökmemişti. Açık toz pembe elbisesi yerlerde sürünüyordu. Güler yüzlü ve tatlıydı.

"Hoş geldin öğrenci."

Dina şaşkınlıkla bir süre cevap vermedi. Sonra kendini toparladı.

"Teşekkür ederim."

Kadın ellerini yumruk yapıp Dina'ya doğru uzattı. Sanırım avuçlarında bir şey tutuyordu.

"Bir elimde sonsuz yaşamın iksiri var diğer elimde hastaları iyileştirmek için güçlü bir kuvvet iksiri. Hangisini seçeceksin?"

Zor bir seçim gibi duruyordu. Dışarıdan bakılırsa bir çoğu sonsuzluk iksirini seçerdi. Ölmeyi kimse istemez. Diğeri ise tüm hastaları iyileştirecek bir kuvvet iksiri.

Dina düşündü. Gerçektende dikkate alınması gereken bir soruydu. Ama bekledikçe sarmaşıklar bedenini sıkıyor ve nefes almakta zorlanıyordu.

Potter ne düşünüyordu merak etmeye başladım. Bu soru ona sorulsaydı hangisini seçerdi? Onu tahmin etmek çok zordu.

Böylesine zorlu testleri görünce kendim için endişelenmeye başladım. Zor olacağını biliyordum ama doğru cevap verilmediğinde bir ceza olacağını düşünmemiştim.

Şimdiden yenilme duygusu için için yemeye başladı. Potter'ı istemsizce kıskandım. Eğer o beni izlerken soruları doğru yanıtlayamazsam sonsuza kadar bana bunu hatırlatırdı.

Onun gözünde küçük düşmek istemiyordum.

Dina sarmaşıkları gevşetmeye çalıştı ama faydası yoktu. Çok sıkı görünüyorlardı. Nefes almakta gittikçe zorlanmaya başladı.

Potter bir kaç adımda onun yanına geldi.

"İyi düşün!" soğuk ses tonu aynı gözleri gibi buz gibiydi.

Dina kaşlarını çattı. "Düşünüyorum." dedi.

Potter kadına baktı. Bir iki saniye süzdü. Sonra Dina'ya baktı. "Basit bir soruya neden bu kadar uzun düşünüyorsun?"

Kadın dikkatini Potter'a vermişti.

"Potter!" Kadının sesi hiç yumuşak çıkmadı.

Potter kadına baktı. "Efendim!"

OLİVİA TOM RİDDLE : KÖTÜLÜĞÜN DOĞUŞU Where stories live. Discover now