Bölüm 57"Güç SAVAŞI 4"

242 43 156
                                    


Gözlerimi araladığımda bir an için nerede olduğumu unuttum. Mum ışıklarının yansıttığı odaya göz atınca Profesör Aberfotth'un odasında olduğumu anladım.

Kimse yoktu.. Ama sanki uyurken Potter buradaydı. Yanında uyumuştum.. Peki o neredeydi?

Kafamı kaldırıp baktığımda bir tıkırtı duydum. Hemen önümde. Gözlerimi kısıp bakınca Potter'ın bir merdiven yardımıyla kitapların en son rafinı düzenlediğini fark ettim.

Ben uyurken bütün kitapların tozlarını almış ve tarihine göre dizmişti. Şaşkınlıkla onu arkadan izlerken istemsizce gülümsedim. Bu kadar ince biri olması ama aynı zamanda buz gibi bir bakışa sahip olmayı nasıl başarıyordu?

Buzlar efendisi.. Tam olarak bu isim çok uymuştu. Buz gibi bir kalbi vardı ama o bir tam beyefendiydi. Ona bu lakabı takmıştım.

"Potter!" dedim oturduğum koltuktan kalkarak.

Son kitabı yerleştirdikten sonra merdivenden indi. Sıvadığı gömleğinin kolunu çözerken pür dikkat onu izliyordum.

"Daha iyi misin?" diye sordu sonunda gözlerime bakarak.

Mahçup bir ifadeyle, "Kaç saattir uyuyorum?"diye sordum.

" 3 saat. "dedi pelerinini düzelterek.

" Neden uyandırmadın? "diye sordum hayıflanarak.

" Yeni uyumuştun. Uyandırmak istemedim. "dedi ifadesiz bir sesle.

" Ben uyurken kitapları düzenlemişsin. Gerek yoktu ben yapardım. "dedim masum masum.

" Toparlanman gerekiyordu. Benim için zor olmadı. "dedi kestirip atarak.

" Yarın iki oyun birden olacak. Ard arda. Beklemek istemiyorlar. "dedi sert ses tonuyla.

Şaşkınlıkla bir iki adım attım." Neden? Bir gün daha bekleseler ne değişir? "

Omuzlarını silkti." Demek ki çok şey değişecek. "dedi.

" Hep bana gelince böyle yapıyorlar."dedim sitem ederek.

" Hemen olup bitmesi senin için daha iyi değil mi? "diye sordu.

Bazen neyin iyi olup olmadığını bilemiyordum. Kim iyi kim kötü? Kim gerçekten beni seviyor yada sevmiyor? Evren beni neyin içine sürüklüyor bilmiyorum.

" Bilmiyorum ama tuhaf. "dedim kısık çıkan sesimle.

" Orası öyle. "dedi gözleri gözlerimde gezinirken." Ama iyi tarafından bak. Yarın bu saatlerde kurtulmuş olacaksın."dedi.

Kurtulacağımdan nasıl emindi? Bana bu kadar mı güveniyordu? Oysa ben bazen kendimden şüphe ediyordum.

" Yada daha kötüsü olabilir. "dedim yanağımın içini ısırarak.

Mavi gözleri bir şeyler arar gibi kısıldı."Ne gibi? "

" Ölebilirim. "

Öfkeyle bana doğru bir adım attı. Olduğum yerde çivilenmiştim.

" Ölmeyeceksin.. Yarın sonuna kadar savaş.. Ölmeyi aklına getirme." dedi dişlerini sıkarak. "Biliyorsun yoksa bende ölürüm."

Sanki kalbimin üzerinde bir hançer vardı ve o böyle söyleyince ucu keskin olan o küçük bıçak hızla kalbime girmişti.

"Ölmeyeceğim." dedim ifadesiz bir sesle. "Sonuna kadar savaşacağım."

Yanıma yaklaşıp başımı okşadı. Gözlerimi kocaman açmış yüzüne bakarken, "Aferin cadı." dedi ve yanımdan geçip odadan çıktı.

OLİVİA TOM RİDDLE : KÖTÜLÜĞÜN DOĞUŞU Where stories live. Discover now