5. Bölüm

4.4K 174 5
                                    

İçeri girince doğruca mutfağa gidip akşam yemeği için bişiler yapabilir miyim diye baktım. Sanırım soslu makarna yapabilirdim. Evinde kaldığım için minnetarlığımın bir sembolü olarak. Zaten yapabildiğim tek şey makarnaydı. Ben makarnaları suya döktüğümde Ney mutfağa girdi " bu akşam yemeği sen mi yapiyorsun ?"."Evet makarnama bayılacaksın" Ona dönüp baktığımda yüzünde halinden memnun bir ifade vardı. Ben Makarnayı karıştırırken oda benimle mutfakta kaldı. "Bir sonra ki maçın ne zaman ?" bunu sormamı beklemiyordu biraz şaşırdı. "Perşembe günü"."Kaçırmamalıyım"."Kaçırmassın burda izleyebilirsin ve daha sonra canlıda izlersin"."Ben bilmiyorum..bir daha ki maça gelirmiyim" buna ayıracak param varmıydı ki ?
"Gelirsin" böyle kesin konuşması hoşuma gitmişti. Gelmemi istiyordu. "Süzgeç nerde ?" yerinden kalkıp dolaplara bakarak "ben...aaa...bilmiyorum" ellerini saçlarına götürüp karıştırdı. Tanrım neden bu kadar tatlısın ki ! Ve böylece koca mutfakta birlikte yarım saat süzgeç aradık. Sonunda süzgeçi bulduk. Sosu hazirladiktan sonra yemeğe hazırdı. Beğenecek mi diye dört gözle ona bakiyordum. "Güzel olmuş..sen neden yemiyorsun"."he..tamam yiyorum" keşke daha becerekli olsaydımda başka bişi yapsaydım.
Ben masayı toplarken Ney içerde televizyon izliyordu. Aynı senelerdir evli çiftler gibiydik. Ben bunun hakkında hayaller kuruyordum ki hayallerim yarıda kesildi "Hurricane" hemen içeri gittim.
Televizyonda maç özeti gösteriyordu. Beni bu yüzden çağırmıştı. "Evet bunu izlemiştim !"dedim heyecanla halbu ki izlediğim kişi şuan yanımdaydı. "Rafinha ve Dani çok iyi"."Evet"."Ve sen" son dediğime yorum yapmadı. "Seni onlarla tanıştırırım"."Sahi mi ?"."Evet" gülümsedim. Bu hoşuma gitmişti.
Onunla durmak istiyordum. Ama sürekli yanındaydım onu sıkmak istemiyorum o yüzden geç olmadan odama çekildim.
Aradan bi kaç gün geçtiğinde hala Neymarla birlikteydim arada gitsem mi gibi laflar ediyordum ama kalabileceğimi boşuna otele para vermemem gerektiğini söylüyordu. Galiba oda bana alışmıştı.

"Hayır hayır sıra bende sen kodestesin"."Kodesten çıktım ki sen fazla saydın" Evet oturmuş Ney'le monopoly oynuyoruz. Bu oyunu sevmezdim ama onunla oynayinca eğlenceli oluyormuş. "Benim piyonum o..gerçekten bu oyunda berbatsın"."sende pek muhteşem sayılmazsın"."o zaman şöyle yapalım" oyunu kaldırdım. Onu elinden tutup oturma odasına götürdüm. Bunu refleksle yaptığım için cidden elini tuttuğumu anlamam bir kaç saniyemi aldı. Oyunu açıp oyun kollarını televizyona taktım. "Demek pes oynuyoruz"."evet yoksa bu oyunda da mı berbatsın?" güldü. Oda benim yanıma yere oturdu.
"Görücez bakalım"dedi "Yalnız ben Ronaldo gibi oynarım"."benim kim gibi oynadığımı tahmin edebiliyorsundur"."evet edebiliyorum" güldük. Onunla vakit geçiyor olmak muhteşem bişiydi. Hiç bitmemesini isteyeceğin Bi film gibi , 2 litrelik koladan kalan son bardak gibiydi. Gecenin kalanını pes oynarak geçirdikten sonra maç 2-3 bitti. Tabiki ben kaybettim ama bunun rövanşının olacağını söyledim. Çok yorulmuştum uykum kaçmadan uyudum.

El ClásicoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin