Camp Nou

2.1K 92 9
                                    


Telefonumda tanımadığım bir numara beni arıyordu. Açıp kulağıma götürdü. Karşıdaki sesi duyunca içimde bi rahatlama oldu. "Sonunda arayabildin" Karamel'di. Sonunda beni aramak aklına gelmişti. Hep oğlan çocukları bu kadar ilgisiz olmak zorunda mıydı ? Tabi ki Neymar hariç. O fazla ilgiliydi.

"Biliyorum ailemin yanındaydım o yüzden aramadım neler yapiyorsun ?"."Konuşmamız gerek ama sonra ilk önce antremana gitmeliyim" taksiye bindip telefonu kapattı. Bu sabah Bruna cadısı yüzünden gergin uyanmıştım. Başım ağrıyordu. Gelince dün sabah gibi kızlarla konuşmak istiyordum. Ama fısıldayarak konuşuyordı ve ben gelince herkes bana bakmaya başladı. Ne olduğunu anlamamıştım. Kendime bakma gereksinimi duydum. Yalnış bişi mi giymiştim ? Ama gayet normal görnüyordum. Ana kızların yanından sıyrılıp bana elinde ki gazeteyi uzattı. Üstünde Neymar'la sinemaya gittiğimiz gün ki fotoğrafımız vardı. Ben Ney'in koluna girmiştim beraber yürüyorduk. Şimdi neden herkesin bana baktığı belli olmuştu. Neden durduk yere böyle bi haber yapıyorlardı ki sanki ? Offf nasıl bir açıklama yapıcaktım ? Ana heyecanlı heyecanlı "Bana herşeyi anlıyorsun !!" Dedi. Bi tepki vermedim. Diğer kızlarla hala bana bakıyorlardı. Lucy ve adının Breezy olduğunu hatırladığım kız yanımıza geldiler. Breezy "Hurry cidden sevgili misiniz?" Dedi. Bunu boş bi zamanda anlatmalıydım. "Kızlar antremandan sonra anlatsam olur mu ?"."Tamam ama anlat lütfen"."peki"

Antreman çok yorucuydu. Ama sonunda baş ağrım dinmişti. Çünkü akşam maçı izlemeye gidecekti ve bir baş ağrısıyle maç pekde güzel  izlenmezdi. Antremandan sonra kızlar peşimi bırakmadılar. Birlikte güzel bir arkadaş grubu olmuştuk. Umarım bu sadece şuanlik olmazdı.  Baştan buraya neden geldiğimi onu çok sevdiğimi ve bu aralar sevgili gibi olduğumuzdan bahsettim. Ana git gide daha heyecanmıştı. Sanki bir dizi izliyormuş gibiydi. Bi ara cidden sandelyeden kalkacak diye korktum. "Yani şuan onunla mı kalıyorsun ?"."Evet ama kalmamalıyım çünkü  eski sevgilisini eve getirdi ve bu beni deli ediyor!"."Eski sevgilisini getirdi ? Yok artık. Neden ?"."Çünkü kaza yapmış o yüzden iyileşene kadar kalicakmiş"."Başka yerde kalsın!"."Becede! Ama kalmıyor" Ana konuştukça beni dahada kaza getiriyordu. Uzun uzun bu konu hakkında konuştuk. Daha sonrasında yemek yemeye gittik. Bu konuştuklarimizi takimdakilere anlatmayacaklarını söylediler. Bu hoşuma gitmişti. Sadece dedikodu isteyen kızlar dan değillerdi.  Arkadaş olabilirdik. Saat geldiğinde Breezy de bizimle gelmek istediğini söyledi. Böylelikle maça üçümüz gittik.                       

Camp Nou da ilk günümdü. Buraya ilk kez geliyordum. Ve sadece stadın içinde bile olmak yetmişti. Atremandan kalan yorgunluğum...Neymar'ın evinde Bruna'nın kalması...hepsini bi kenara bırakmıştım. Bunların bi önemi yoktu. Artık evindeydim. Kızlarla buranin ne kadar geniş ve güzel olduğundan bahsediyorlardı. Ama hiç biri benim hissediğim şeyleri hissetmiyordu.

Bizimkiler sahaya çıkınca tam maç moduna girmiştim. Dani'yi Messi yi Rafinha yı daha önce görmüştüm.  Ama hepsi şimdi birer savaşçı gibi duruyorlardı. Bütün maçı ayakta izleyip deliler gibi bağırdım. Nasıl göründüğüm umrumda değildi.  İçimde acayip bir enerji vardı. Maç 2-0 bitti. Bu benim için çok azdı.  Normalde olsa pek sevinmezdim bile ama bu sefer televizyon ekranın dan izlemiyordum. Herşey gerçekti. O yüzden mutlu olmaktan kendimi alamadım. Barcelona bir bağımlılıktı. Asla vazgeçmeyeceğim bir bağımlılık.  Ve mutsuzken gerginken veya sinirliyken beni mutlu edebilecek tek şey oynu. Benim takımım.

Neymar maça geldiğimi bilmiyordu.  Çünkü evde Bruna yı görünce konuşabileceğimiz herseyi unutmuştum. Maç bittikten sonra kızlarla vedalaştık. Ilk eve dönmekte tereddüt ettim. Yürürken düşünmeye fırsatım oldu. Evde onu Ney'le yalnız bırakmak çok daha kötü olurdu. Ney'i ona bırakıp gitmeyecektim. Pes etmek yoktu. Hurricane asla pes etmez. Omuzlarımı dikleştirip emin adımlarla eve girdim. Çantamdan kızların verdiği gazeteyi çıkardım.  Salona girince Bruna koltukla uzanmış televizyona bakıyordu.Ona bi tepki vermeden gazeteyi sehpahaya koyup üst kata çıktım.  Çok belli ki bakacaktı. Hep benim mi sinirlerim bozulacaktı ? Birazda o sıkılsın. Artık kendisine bir yer olmadığını görsün. Üstümdekileri banyoya girdim. Küveti doldurup şu banyo köpüklerin birini içine attım.  Bi kaç saniye sonra su pembe köpüklerle dolmuştu. En çok ihtiyacım olan şey. Suya girip uzunca bi süre keyfini çıkardım. Su sıcacıktı. Bi süre arkama yaslanıp gözlerimi kapadım. Yüzüme su gelince gözlerimi açtım. Ney bana bakıp gülümsüyordu. Yüzüme su atmıştı. "Sen ne ara geldin ? Hiç sesini duymadım"."Bile bile ses çıkarmamaya çalıştım eve ne zaman geldin ?"."Çok olmadı. Maçtan geldim. Ve çok iyiydin ama şimdi çık burdan ben banyo yapiyorum"."Bi dakika sen maça mı geldin ? Benim niye haberim yok ?"."Brunayla ilgilenmekle o kadar meşguldün ki söyleyemedim"."Hurry....tamam alınmış olabilirsin Üzgünüm..."."sonunda farkına vardın herneyse sonunda gidicek dimi ?"."Evet"."Güzel. Ha bu arada beni bi daha kitleme" gülümsedi. "Ona söz veremem"

Sizi seviyorum gençler

El ClásicoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin