FINAL

2.3K 88 36
                                    

Final maçındayız. Berlin'de....dışarıda müthiş bir kalabalık bizi bekliyordu. Bunu hissedebiliyorum. Herkesin ne kadar heyecanlı olduğunu.......sahaya çıkmamızı beklediklerini.....Çünkü sesleri içeri kadar geliyor. Bizim ve Juventus'un taraftarlarının sesi....ve tabiki böyle önemli bir maçı görmek için gelen insanlar... Bende onlar kadar coşkuyu hissediyorum. Ama olması gerektiği kadar gergin değilim. Aslında El Clásico olmayacağı için halimden memnunumda denilebilir.
Formalarımızı giyip dışarı çıktığımızda karşı takımın oyuncularıyla aramızda ufak bir paravan olduğunu fark ettim. Buna neden gerek duyduklarını bilmiyorum. Nou Campta böyle bir şey yoktu. Herkes karışık bir şekilde maç saatini beklerdi. Paravanın karşısına ,takım oyuncularına, baktım. Neredeyse hiç birini tanıyordum. Ama onlar sanki tanıyormuş gibi bakıyorlardı. Öyle de olmalı. Çünkü Şampiyonlar Liginde bulunan tek kızım. Tabii sağlıkçıları saymassak. Bunu kendimle övünmek için söylemiyorum. Gerçekten olan bu.
"Hurricane!" arkama dönüp baktım. Ve Neymar'ın koşarak yanıma gelmesini seyrettim. Yanıma gelince durdu. "Yedeklerdesin. Hazır mısın ?" dedi. Kısa bir süre için bunu kendi kendime düşündüm. "Evet merak etme artık o kadar kötü olduğumu düşünmüyorum. Umarım bu maçta oynayabilirim" böyle düşünmeme sevinmiş gibi görünüyordu. "Güzel"dedi. Biz konuşurken artık diğerlerinin sahaya çıkmaya başladığını fark ettik. Zaman gelmişti. Neymar'da olayın farkına vardıktan sonra bakışlarını tekrar bende sabitledi. "Bana şans dile bebeğim" dudağıma hızlı bir öpücük kondurduktan sonra dışarı doğru koştu. Arkasından "iyi şanslar!" diye seslendim.

****************************
İlk yarı neredeyse bitmeye yaklaştığında durumu olabildiğince garantilemiştik. 2-0 önde tamamlıyorduk. Herkesin keyfinin yerinde olduğunu fark ettim. Hem oyunun dışında hem oyunun içinde. İzleyiciler maçtan keyif alıyorlardı. Bizim yedek kulübemizde de bariz bir sevinç vardı. Yine de bunu fazla belli etmemeye çalıştık. Çünkü daha hiç bir şey bitmiş sayılmazdı. Maç bittiğinde sevinmek için yeterince zamanımız olacak. Oyunda da klasik barcelona oyunu hakim. İlk golü Messi'nin asistiyle Neymat atmıştı. Sonrakini Messi pas vermeyi reddettip kendi atmıştı. Sıradaki ya Suarez ya da oyuncu değişikliğiyle ben atacaktım. Belki de başka gol olmazdı. Ne olursa olsun oyunda da herkesin keyfi yerindeydi. Öyle ki oyunda daha hiç kimse kary almamıştı.
Hakem ilk yarıyı bitirdiğin de Neymar'ı karşılamak için ayağa kalktım. Yanıma gelip bana sarıldı. Çok terlememişti. Yanımızdan geçerken Dani'nin kaldırdığı eline çaktım. Ona "harikaydın" dedim. Tekrar Ney'e dönüp baktığımda devam ettim. "Sende harikaydın. Her zaman ki gibi." Gülümsedi. Doğruca onun yeşil gözlerine baktım. Şimdi çok daha güzel görünüyorlardı. Ve karşımda duran bu adamın benin olması....Kulağa çok çılgınca geliyordu ama ben hep çılgınca şeyler yaparım. Ayrıca bu gerçekti. Bi anda duygulandığımı hissettim. Çok büyük bir gürültünün içindeydim ama kulaklarım bir kaç saniye için hiç bi şey duymaz oldu sadece
o vardı. Neymar. "Biliyorum annen falan değilim. Oda benim gibi düşüyordur ve ben...Seninle gurur duyuyorum Ney..." oda benim gibi duygulanmış gibi görünüyordu. "Avvv..bebeğim bende seninle gurur duyuyorum. Buraya kadar benim için gelmen ve dahada önemlisi bu takımda benimle oynaman.....Bunlar kolay olabilecek şeyler değil. Kimse gurur duyulmayı senden fazla hak etmiyor" ona tekrar sarıldım. Onu çok seviyorum. Herşeyden çok. Bu içimde ki his asla bitmeyecekti.
Hurricane oyuna giriyorsun!"
Luis Enrique'nin seslenmesiyle gözlerimi oyundan çekip ona baktım. Hayır bu sefer şaşırmıycam. Ben oyundayım.
Hurricane oyuna giriyorsun!"
Luis Enrique'nin seslenmesiyle gözlerimi oyundan çekip ona baktım. Hayır bu sefer şaşırmıycam. Ben oyundayım.
Zaman geldiğinde koşarak oyuna girdim. Adımın anons edilmesiyle Barcelona taraftarından bir sevinç nidası yükseldi. Bende ellerimle alkış yaptım. Dahasında tezahürat etmeye başladılar. Birbirinin aynısı şeyi söylüyorlardı. Ama ben anlayamıyordum. Bu cümle git gide taraftar arasında yayılmaya başladı. Daha çok insanın söylemesiyle saha bu sözle dolmuştu. Hemen yanımda duran Xavi'ye baktım. Oda anlamadığımı fark etmişe benziyordu. "Onlar 'Viene un Huracán' diyor. Yani 'Kasırga geliyor' demek" dedi. Gülümsedim. Bana seslenen insanlar için ellerimi salladim. Evet Kasırga bendim ! Ve onlar için burda esecektim.
Oyun başladığında çok iyi olacağım için söz verdim. Çünkü zaten ikinci yarının başlamasıyla Juventus durumu 2-1 yapmıştı. Şimdi gol sırası bizdeydi. Kaleye yaklaşmamızla birlikte önüme beni tutmak için biri geçti. tanımıyorum ama onu geçmek kolay olmayacağı benziyordu. Bu yüzden top bana geldiğinde kaleye doğru gitmedim tekrar Messi'ye pas verdim. Kaleye baktı ama kaleci topu kurtarmıştı.
Maç sürekli iki kale arasında geçtiği için kısa sürede çok fazla yorulmuş ve terlemiştim. Juventusun kalesindeyken bir kaç defa ardı ardına köşe vuruşu oldu. Bunları kaçırmamamız iyi olur. Bu sefer kaçirmamak adına 3. Kez köşe vuruşu oldunuğunda tekrar diğerlerinin yanında yerimi aldım. İtişmelerle bir karambol hali olduğunda başımla topa vurdum. Ben ne olduğunu anlamadan gol olmuştu. Neymar koşup bana sarıldı. Neredeyse yere düşecektim. "O golü ben mi attım ?" Dedim şaşıracak. "Evet. Hurricane şimdi geldi işte!" dedi taraftara bakarak. Gülerek koşmaya devam ettim. Göremediğim için kendi golüme inanamamıştım.
Oyun devam ettiğinde sürekli zamanın bitmesini bekledim. Gözüm hakemdeydi. Artık sabredemiyordum. Hakemin göz ucuyla saatine baktığını fark ettiğimde beraberinde düdük sesini duydum. İlk telaşlanıp ne yapacağımı bilemedim. Herkes Luis Enrique'nin yanına koşarken Rafinha'da beni tutup oraya doğru çekti. İşte olmuştu şampiyonduk. Herşey bi o kadar imkansızken herşey bianda imkanlı hale gelmişti. Barcelona oyuncularla birlikte sarılıp Şampiyonluk kutlayacağımı nerden bilebilirdim ki ?

Sonunda şampiyonluk fikrine alıştığımda kupa kaldırmak için sahadaydık. Neymar kolunu omzuma atmıştı. Bununla birlikte resmen bir sürü insana biz sevgiliz diye bağırıyorduk. Şampiyon olmak Neymara başka duygularıda beraberinde getirmişti. Bunu sevmiştim. Konuşmalar bittiğinde değerleriyle birlikte kupaya uzandım. Hep birlikte çok mutluyduk. Neymar eğilip beni omzuna aldığında ufak bir çığlık attım. Artık mutluluktan kahkaha atıyorum. Evet kesinlikle bir klüpte daha fazlasıydık...Bir aileydik. Ve artık bir klasiktik. Ben ve takımım.... Somos el clásico.

El ClásicoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin