Affetmek

1.6K 80 10
                                    

Sen gündüzüm , gecem

Sen kanımın rengisin

Sen ilacım , hastalığım

Dokunmak istediğim tek şeysin.

Sevdiğin gibi sev beni

Ailemle kaldığım günler boyunca durum benim için git gide kötüleşti. İçimde büyük bi özlem vardı. Neymar'dan bu kadar uzak olmak beni endişelendiriyordu. Onu görmek istiyordum. O kadar üzgündüm ki ne olursa olsun bi şekilde barışmalıydık. Tekrar birlikte olmalıydık. Onun için burdan İspanya'ya gitmiştim. Ondan ayrıyken orda olmamın hiç bir anlamı olmazdı. 3 gün ailemle kaldıktan sonra antremanlar için geri dönmem gerekti. Eşylarımı topladıktan sonra neredeyse evden kaçarak çıktım. Burda daha fazla kalamazdım. Bir an önce geri dönmeliydim. Annem , babam ve Sky beni havaalanına bırakmaya geldiler. Sky eğer buraya geri dönmeyecek olursam üniversite için İspanya'ya geleceğini söyledi. Üversiteye gitme hayali olduğunu bilmiyordum. Böyle düşünmesine sevinmiştim. Uçağım kalkmadan önce Ana'yı arayıp bir kaç gün onunla kalabilir miyim diye sordum. İstediğim kadar kalabileceğimi söyledi. Ailemle vedalaştıktan sonra uçağa gittim. İspanya'ya dönmek için sabırsızlanıyordum. Bu sefer ilk bindiğimde ki gibi uyuyamadım. Çok heyecanlıydım. Sürekli camdan dışarı baktım.
Sonunda uçak havalimanına indiğinde dışarı çıkabilmek için acele ettim. Biraz yürüyüp kendime bir taksi tuttum. Dışarı bakarken düşündüm. İşte yine burdaydım. Olmak istediğim yerde. Ana'nın mesaj attığı adresi taksiciye söyledim. Gelene kadar düşünmeye zamanım olmuştu. Amsterdam'dayken buraya dönünce daha iyi olacağımı düşünmüştüm. Ama hiç bir değişiklik yoktu. Buraya dönmek yetmemişti. İçimde tarifi olmaz bir acı , özlem vardı.
Ana'nın kapısını çalarken çoktan ağlamaya başlamıştım. Kapıyı açıp görünce şaşırdı. "Hurry neyin var noldu ? İçeri gel" beni içeri aldı.
Hıçkırıklarımın arasında nasıl hissettiğimi dile getirmeye çalıştım.
"Dayanamıyorum artık Ana ! Dayanamıyorum! Onu düşünmeden bir anım geçmiyor..onsuz yapamıyorum. Ben hala o gün buraya Neymar için gelen kızım. Bunu değiştiremiyorum. Ana....ben onsuz yapamıyorum." Ellerimi kalbimi üstüne koydum. Artık canımın yanmamasını istiyorum. Bu şekilde devam edemezdim. Oraya gitmeli ve bu işi tekrardan halletmeliydim. Ana göz yaşlarımı silmeye çabalarken yerimden aniden kalktım. Valizimin olduğu köşeye gittim. "Hurricane napiyorsun ? Nereye gidiyorsun ?"."Burada öylece duramam" Valizimin alıp kapıyı açtığımda bana bi kez daha seslendi. "Seni sora ararım" dedim. Ve kapıyı kapatıp evden çıktım. Koşar adımlarla ilerlemeye başladım. Buraya ilk geldiğim de hiç bir şeyim yoktu. Sahip olduğum tek şey Neymar'dı. Şuan da öyle olacaktı. Ne kadar süre yürüdüğümü bilmeden tanıdık bahçe kapısını görünce adımlarımı sıklaştırdım. İşte yine burdaydım. Benim için herşeyin başladığı yere. Tanrıya şükür ki bu sefer beni içeri aldılar çünkü beni tanıyorlardı.
Neymar kapıyı açınca ne diyeceğimi bilemedim. Yolda ne söyleyeceğimi ayarlamamıştım. Sadece boğuk bi sesle "Hey" diyebildim. "Hurricane..... içeri gel" dedi. Ağır adımlarla içeri girdim. Gereksiz bir sessizlik vardı. Çünkü ben ne diyeceğimi bilmiyorum ve oda muhtemelen gelmemi beklemiyordu. Camın yanına yaklaşınca gözlerine güneş ışığı vurmuştu. Her zamanki gibi harika görünüyordı. İçimi ısıtıyordu. Tek fark yorgun görünüyorlardı. Gözlerinin altında koyu halkalar oluşmuştu. Dün gece pek uyuyamamış gibiydi. "Valizinlesin..başka bir yerde miydin ?" Sanki aramızda hiç bişi geçmemiş gibi yapmayı tercih etmişti. Öylesine bir soruydu. "Evet...ben Amsterdam'daydım"."Anladım....ailen için."."Evet.."
Bir sessizlik daha oldu. Ne diyeceğimi bilmiyordum. Kötü bir şey yapmış olsam Özür dilerdim. Ama bişi yapan ben değildim. "Neymar.." sesim fazla güçsüz çıkmıştı. Yinede dikkatimi çekebildiğime sevinmiştim. Şimdi doğruca gözlerime bakıyordu. "Ben kötüyüm...hemde çok.....nasıl söylesem bilmiyorum. Sanki....sanki içimde bi yara var ve bu asla kapanmayacak gibi..-elimi kalbimin üstüne koydum- Neymar ben... naparım bilmiyorum..bu ayrılık , beni bitiyor" Tavana bakıp alt dudağını diliyle ıslatırken onu izledim. Onu dudaklarını tekrar öpebilmek istiyordum. "Alışırsın" dedi. Sadece bunu dediğini anlamak için bir kaç saniye geçti. "Alışır mıyım ?..Sen alıştın mı ? Bu kadar çabuk nasıl alışırsın ?"."Bende bi şekilde bunu atlatmaya çalışıyorum"."Be.....ben yapamıyorum Neymar , bunu atlatamıyorum...atlatmakta istemiyorum. Beni anlamıyor musun ? Canım yanıyor...aldığım her nefes ciğerimi yakıyor..dayanamıyorum buna. Katlanamıyorum!" Gözlerim den yaşlar akmaya başlamıştı. Bana değil yere bakıyordu. Düşüncelerini topladığında konuşmaya başladı. "Napmamı istiyorsun Hurricane ? Seni aldattım evet. Kötü bişi yaptım. Hemde çok kötü....bunu sana yapan benken tedavini bende bulamassın!" dedi. Cama bakıyordu. Bana arkadasını dönmüştü. Yüzüme bakamayacak kadar kedini hissettiği ortadaydı. "Neymar bana bak.." gözlerimden ki yaşlar görüşümü bulanıklaştırırken tekrar ettim. "Bana bak lanet olası !" Başını çevirip bana baktı. "Evet bunu mu duymak istiyorsun ?! Beni sen mahvettin ! Senin yüzünden canım acıyor. " gözlerinin dolduğunu fark ettim. Ağlamamak için kendini sıkmıştı ama fayda etmemişti. Oda benim kadar üzgündü. "Sende söylüyorsun işte. Seni kırdım. Güvenini kaybettim. Artık sana göre değilim"." Hayır.....hayır. Bunu kabul etmiyorum. Beni kırıp öylece gidemessin. Ayrılıyoruz diyip bu işten sıyrılamassın. Beni nası kırdıysan şimdi de tamir edeceksin. Bırakmak yok. Bundan kaçma. Sen....beni tekrar iyi edebilecek tek kişisin..." dedim çaresizce.
Bir sessizlik oldu. Bu sessizlik kulağımı çınlatacak şekilde rahatsız ediciydi. Hala gözlerimden yaşlar süzülüyordu. Neredeyse fısıldayarak "ben sana iyi gelmem.." dedi. Hava kararmıştı.Oda şimdi İlk geldiğimden daha loştu. Ama onunda göz yaşlarının yanaklarını ıslattığını görebiliyordum. Ağlıyordu.
Aklımdan binlerce kelime geçmişti. Ama hiç birini söylemem fayda etmiyordu. Söylebileceğim herşeyi söylemiştim. Kendimi güçsüz hissediyordumdu. Beni çok yormuştu. Bacaklarımın üstünde daha fazla durmayacağımı fark edince olduğum yere çöktüm. Neymar tepki olarak öne atıldı. Ama bişi olmadığını görünce durdu. "Daha ne söylemem gerektiğini bilmiyorum Ney...bana geri dönmen için yalvarmam mi gerekiyor ?-"."Hayır. "."Neymar lütfen-"."Hayır. Yapma" sesimi biraz daha yükselttim.
"Lütfen bana geri dön...." oda benim yanıma dizlerinin üstüne çöktü. Elini yanağıma koyup başını başıma yasladı. "Seni affediyorum" dedim. "Hayır...affetmemelisin. seni üzerim..."."o zaman yine affederim..sadece yanımda ol"."yanındayım" elimi elinin üstüne koydum. Başını kaldırıp beni öptü. Beni kendine çekmiş sarılırken bugün içimde hissettiğim acının artık yerinde olmadığını fark ettim.

Lütfen yooorummm ♥

El ClásicoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin