Saatler geçti yanlız . Günler geçti haftalar akıp gitti üzüntü ve boşluk içinde sadece düşüncelerle .
Üç avcı her zamanki gibi ateşin başında oturmuşlardı .
Havalar ısındığından dışarıdaydılar . Harma üzüntüli gözlerle Karana doğru baktı içi acımıştı . Onun bu halini görmek içini yakıyordu .
Sencede artık unutma zamanı gelmedi mi evlat daha ne kadar böyle kalacaksın .
Karan ayağa kalkıp bir şey söylemeden içeri girdi .
İçerde fazla beklemeden bir köşeye uzanmıştı .
Bir anda kara bulutlar doldu içeriye ve gölge kral çıktı meydana . Karan en ufak bir tepki bile vermemişti .
Yine ne istiyorsun dedi bıkkın bir ifade ile .
Gölge kral gülerek sen benim ne istediğimi çok iyi Biliyorsun genç avcı . Bana katıl işte seni burada tutan ne ki bir isteğin yok bir yolun yok boşboş oturup her gün aynı şeyi yapıyorsun . Sıkılmadın mı artık böyle bir hayattan ne için bunları yapıyorsun sevdiğin kız seni unutup gitti huzurlu bir hayat hayalin bir anda uçup gitti .
Karan bir anda gülmeye başladı gerçekten yıkıldığımı mı sanıyorsun sadece dinleniyorum .
Gölge kral istesen tüm acılarını bir çırpıda unutabilirdin neden yapmadın .
Karan o acı bile güzel geldi bana onun beni bırakıp gitmesi tekrardan yanlız kalmak acı bile bazen insanı iyi hissetirirmiş . Ondan ayrılmanın acısı beni iyi hissettiriyor .
Gölge kral şimdilik iyi hissediyorsun bakalım sorunların büyüdüğü zaman ne yapacaksın .
Kara dumanların içinde kaybolup gitmişti .
Karan ayağa kalkıp ateşin başına geri döndü . Yerine oturup diğerlerine baktı . Yüzünde keyifli bir ifade vardı .
Ramon dostunu mutlu gördüğü için keyiflenmişti . Buraya geldiğinde oldukça kötü bir manzara ile karşılaşmıştı .
Harma bakıyorum keyfin yerine gelmiş Karan bunun sebebi nedir .
Karan ben kendimden başka kimse için gerekenden fazla üzülmem Tion için üç haafta başkası için bir gün fazla değil yoluma devam edeceğim .
Harma senden de bu beklenirdi zaten her şeye rağmen yoluna devam et .
Karan her neyse etrafa bakıp be kadar sıkıcı bir gün birşeyler olsada biraz eğlensek .
Derken bir haberci kuşu tam önlerine konmuştu .
Karan bunun bir kraliyet heberci kuşu olduğunu anlamıştı .
Kuştaki küçük kağıdı alıp açarken işte ben de bundan bahsediyordum .
Kağıdı alıp sesli olarak okumaya başladı .
Mektup Kadorandan gelmişti .
Mektupda yazdığına göre kuzey birliği kralları ilk birlik toplantısını yapmak için Megana geliyorlardı .
Kadoran Karanıda çağırmıştı toplantı için .
Karan keyifli bir şekilde bana yol göründü demek en azından biraz eğlenmiş olurum .
Yarın erkenden yola çıkmamı istiyor mektupta diğer krallarda bir haftaya kadar geleceklermiş .
Ramon güzel bir gece olduğuna görezi eskilerden bir hikaye anlatsana .
Harma bir düşüneyim bakalım biraz sonra .
Karanın bu yeniden doğuşu aklıma eskilerden bir efsaneyi hatırlattı bana .
Genç bir askerdi Zagi Samonyanın yıkılımına yakın zamanlardı . Diğer krallıklar birlik olmuş Samonyaya saldırıyorlardı .
Toprakların çoğu alınmıştı . Koca imparatorluk savruluyor savruldukça büyük parçalar kaybediliyordu . Zagi genç bir asker yenilmek üzere oldukları zamanda yeştişmişti . Bir savaş dahisiydi kral ona son bir şans tanıttı ve kalan tüm kaynağı onun kontrolüne verdi .
Zagin on yıllık çalışma ile kendi ordusunu eğitmişti . En zorlu şartlarda eğitim görüp yetişmiş bir orduydu bu .
Tek kafaya bağlıymışcasına düzenle hareket eden disiplinli askerler bailarında komutanları ile beraber yollara düştüler ülkelerini kurtarmak için .
Savaş meydanında bir milyon cesur Samonya askerine karşı on yedi milyon asker vardı kalabalığın sonu bile gözükmüyordu .
Üstüne üstlük bu koca ordunun sadece bir kısmıydı .
Ama Zaginin ordusundan tek bir kişi bile geri adım atmamıştı . Akşam oldu karlılıklı kamp kurmuşlardı .
Sabah olduğunda tahmin edilmeyecek bir harekette bulunup karşı kampa daha onlar uyanmadan ordusu ile beraber saldırıya geçti . Onları uykusunda basıp kılıçtan geçirdi ama o kadar çoklardı ki bu şekilde bile ancak eçte birni öldürebilmişlerdi koça ordunun arasında kalmadan geri çekildiler .
Koca ordu işlerini bitirmek üzere üstlerine geldi . Zagi savaş zekasını kullanıp çeşitli ve çılgınca taklitlerle savaşı olabildiğince uzattı ama düşmanın bu topraklardan defolup gitmek gibi bir niyeti yoktu .
Son ve nihani vuruşma baş gösterdi . Zagi ordusunun başında durup onlara şu efsane sözleri söyledi . Savaşın son gücünüzle savaşın yeteri kadar savaşırsak kazanabiliriz .
Yaşamak için savaşın savaşmak için yaşayın . Evinize dönmek için savaşın . Aileleriniz için savaşın .
Savaşamıyorsanız o zaman dayanın üst üste yığılmış kayalar gibi dayanın ve karşı koyun yeteri kadar dayanırsak kazanabiliriz . Eğer dayanacak haliniz kalmadıysa ölün ölün artık ölelim hep birlikte ölelim o kadar çok ölün ki düşmanlar cesetlerimizi aşamasın o kadar çok ölün ki düşmanlar ceset yığınları altında ezilsin . O kadar çok ölün ki düşmanlarımız kadınımızda boğulsunlar bu kadar çok kişinin ölümü uğtuna toprak bile dile gelip hakkımızı savunur korkmayın savaşın .
O gün hiç görülmemiş dercede büyük ve şanlı bir tarih yazıldı .
Milyonlarcası ölüp gitmişti . Üst üste yığılan cesetlerden tepeler oluşmuştu . Birleşik ordunun yarısından fazlası ölmüş geri kalanlar ise savaşacak cesaretlerini kaybedip kaçmışlardı .
Geride yaklaşık yüz bin kişi ve Zagi kalmıştı . Sevinemeyecek kadar çok ölüleri vardı .
Yorgun argın cephelerinde beklerken öncekinden çok daha kalabalık bir ırdu üzerlerine geldi .
Zaginin bir şey diyecek yüzü kalmamıştı artık artık onlardan bir şey istemeye hakkı yoktu zaten yeteri kadar dayanmışlardı .
Yine kalktı Zagi düşmana doğru yürümeye başladı tek başına koca ordunun karşısına çıktı komutanlara bakıp .
Bir avuç insan için bu kadar çok asker mi getirdiniz .
Bizden nu kadar korkuor musunuz sizi korkuttuk mu burdan kovduğumuz askerleriniz bizi anlatmıştır .
Artık geri dönmeniz gerek evimizi bize bırakın daha fazla savaşmanın bir faydası yok bu kadar masumun ölümü karşısında toprak bile size hesap sorar .
Ama düşmanın şerefi yoktu . Saldırıya geçecekken toprak birden sarsıldı ve yıkıldı milyonlarca kişi bir anda yeriin içine düştü .
Sonra toprak bir daha sarsılıp üstleeini kapattı insanlar bu dehşetli manzarayı izlerken korkuya kapılmışlardı .
O gün Zagi ve ordusu ülkelerine geri döndüler ve o gün bu gündür Samonyanın az kalan toprağına kimse dokunmadı .
Bu sırada mektubun önemsiz yerlerini okuyan Karan şu şansa bak birliğe sonradan Samonya da dahil edilmiş oraya gidince onlarla tanışırım umarın garip bir şekilde bu halka karşı içimde uyanan bir hayranlık var .
Bu sırada genç bir kaşısındaki binlerce kişilik yüzleri kapalı gruba bakıp şu aptal kralların toplantısa bir baskın verelimde görsünler kim olduğumuzu .
YORUM ATMAYI UNUTMAYIN.
