KURTULUŞ

4.9K 378 42
                                    

Sabah güneş ufku aydınlattığında sabahın serin ve tatlı rüzgarları karanın yüzünü okşuyordu karan gözlerini ovuşturup etrafına baktı. Ahırın önünde uyuduğuna göre dün olanlar rüya değil gerçekti. keyifli bir şekilde yerinden doğulup ayayğa kalktı .
Uyuşukluğunu üzerinden atmak için esnedikten sonra karnının aç olduğunu farkedince kulübenin önüne gidip kahvaltı yaptıktyan sonra ahıran dönüp işlerini yapmaya başlayacakken uzaktan kendisine doğru gelen Kayn'ı farketti.Yüzünde oldukça şaşkın bir ifade vardı.

Karan'ın yanına gelip ona sarıldı teşekkür ederim ve herşey için özür dilerim ne olur beni affet sana çok köktü şeyler söyledim.
Karan geri çekilerek Kayn'a bakıp önemli değil neticede arkadaşımsın.
Aslında Karan bu sözlerle Kayn ona  daha  çok güvenecekti ve bu işe yarardı.

Kayn hala olanlara inanamıyordu. Ona okadar kötü söz söylemesine rağmen Karan yinede onun iyiliğini düşünmüştü.Kayn bundan sonra Karanın her sözüne güvenip hayatı boyunca ona yardım edeceğine yemin etti.Yeminini duyan karan onun gibi iradesiz birinin böyle büyük yeminler etmesini
oldukça garip bulmuştu. İçten içe her zamanki aptal kayn boş konuşmayı ne kadar da seviyor.

Karan lafa girerek herşeyi duyduğuna göre artık gecikmeden işe başlayalım. Karan sevinsede üzülsede işini zamanında yapmak gibi bir huy edinmişti.
Üşengeç biri olsada iş onun üzerine kaldığında sorumluluğunu kesinlikle yerine getirirdi.

İkili  hızlıca işlerine başladılar.Sevincini paylaşmak isteyen Kayn herzamanki gibi Kara'ın başını şişiriyordu.

Öğle olduğunda tüm işleri bitmişti.İkili duvar yaslanıp etrafı izlemeye başladılar.
Kayn Karan'a dönerek herşeyi anladım ama hala bir sorun var.Leydi Hayne gibi birinin insanları katledeceğine inanamıyorum
Bunu duyan Karan bu konuyu kapatması gerektiğini anladı tam Fergusla bir anlaşmaya varmışka Kayn ağzından birşey kaçırıp
herşeyi mahvedebilirdi.

Karan hafif üzgün bir ses tonuyla doğrusunu söylemek gerekirse banada öyle geliyor belkide ben yanlış görmüşümdür neticede hayal gücü yüksek
bir insanım sanırım kendi kafamda kurgulayıp buna inandım bu yüzden nerdeyse senin başınada bela açıcaktım böyle kötü düşünceleri bırakmam
gerekiyor artık.Karan bunu yaparak Kayn'nın merakını gidermişti.

Kayn meraklı bir ifadeyle arkadaşına dönüp sence bizde avcı gücü varmı .
Karan başını kaldırıp bilmiyorum diye cevap verdi.Kayn bu konu hakkında endişeliydi kendini gücü olduğunu pek sanmıyordu

Akşam kadar ahırın önünde oturduktan sonra Kayn kalkıp kulübeye döndü .Karan sonunda yanlız kalabilmişti.
sessizliği ve huzuru seviyordu çimenlerin üzerine uzanıp gökyüzünü izlemeye başladı. Yıldız sanki bu gece bir başka güzel gibiydi
O sırada birinin oraya doğru geldiğini farketti. Hemen kalkıp etrafına bakındı ve gözlerine inanamadı gelen Hayne'idi
Ayağa kalkıp onu selamladı. Hayne'nin yüzünde garip bir ifade vardı.

Karan başı eğik bir şekildi hanım efendi bir şeyler istedi.
Hayne ona başını kaldırmasını söyledi ve ona bakarak duyduğuma göre beni sen kurtarmışsın sesi her zamankinden garipti.
Karan ona teşekkür etmek için geldiğini anlamıştı. Bu onun gibi birinin yapıcağı türden birşey her ne kadar sahte olsada.
Ama onda bir farklılık vardı her zamanki kibar tavırlarından farkılıydı

Karan bir an için gözlerinin için bakınca Hayne kızarıp gözleri kaçırdı. Utanmış gibiydi.teşekkür ederim hızlı adımlarla geri döndü.
Karan ise sıkkın bir şekilde sanırım başımıza bela aldık diye söylendi.

düşünmeyi bırakıp tekrardan otların üzerine uzanıp gökyüzünü izlemeye devam etti.
Sonunda yıllardır çektiği zorluklar bitecekti yada daha da artıcaktı.Büyük bir risk aldığının farkındaydı.
Acaba şuanda babası ne yapıyordu ailesinden kalan son kişi oydu avcı olursam onada yardım edebilirim diye düşündü
izlemeyi bırakıp gözlerini kapadı ve kendini uykunun tatlı kollarına bıraktı.

O sırada kayn'da kulübede heycandan uyuyamıyordu sonunda şans yüzüne gülmiştü hemde hiç beklemediği bir kişi sayesinde olmuştu.
Kayn kendi için çoktan bir hedef belirlemişti en güçlü olup kendini herkese kanıtlıyıcaktı.
O zaman geldiğinde Karan'a küçük bir hediye verip borcunu ödedikten sonra başımdan savarım diye düşünüyordu.

Nankör Kayn gözlerini kapatıp uykuya daldı.

Ardından 2 hafta boyunca normal işlerine devam ettiler her geçen gün kurtuluşa bir adım daha yaklaştıklarını hissediyorlardı.

O gün geldiğinde ikisi heycanlı ve mutlu bir halde ahırın önünde fergusun gelmesini bekliyordu ve derken fergus ilerden adamlarıyla beraber göründü
ikiside heycandan bayılacak gibiydi.

İkili Fergus'u selamladı.Fergusun yüzünde sevecen bir ifade vardı.Yanındaki adamına işaret edince zırhlı adam elindeki yeni kıyafetleri çocuklara uzattı.
Fergus çocuklara bakarak acele edip bunları giyin birazdan kapıdaki araba sizi mülakatlara götürücek eğer mülakatları geçemezseniz
endişelenmeyin söv verdiğim gibi sizi yaşam standartlarının kolay olduğu bir  ülkeye yollayacağım orda yeni bir hayata başlaya bilirsiniz.

İkili hızlı bir şekilde yeni elbiselerni giyip kapıya doğru yöneldiler kapıdan çıktıklarında  burada büyüp yaşlanacağını ve öleceğini düşünen Kayn
sınırı geçmişti sonunda bir köle olarak ölmeyecekti büyük bir adam olmak için çok çalışıcaktı .
İki çocuk lüks at arabasına binip yola koyuldular.

Fergusun evi şehirden uzak olduğunda iki çocuk şehrin içine geldiklerinde mereaklı gözlerle etrafı incelemeye başladılar hepsi birbirinden büyük evler malikanaler ve şik giyinimli zengin insanlar bir şehirden çok hayal dünyasını andırıyordu fakirlik ve mutsuzluğu dair en ufak bir kırıntı yoktu.

Karan arkadaşının aksine malikanede doğmayıp  daha önceden köyde yaşadığı için hayal meyal olsada ordaki açlık ve sefaleti hatırlayabiriliyordu.
Kısık bir sesle kendi kendine.Şunlara bak ne kadarda mutlular acı çeken insanlar umurlarında değil insanlar açlıktan ölürken bunlar
zevk içinde yaşıyorlar insanlara neler çektirdikleri umurlarında bile değil masumlar sürekli ölüyor.

O sırada köydeki yıllarından bir anısı aklına geldi. Yaşlı bir kadın ona şöyle söylemişti: GÜNÜ GELDİĞİNDE TOPRAK GÖMÜLEN MASUMLAR ADINA
İSYAN EDECEK DEPREMLER OLSUĞUNDA YERDE ÇATLAKLAR OLUŞACAK VE ÇATLAKLARDAN ALEV FIŞKIRICAK TOPRAK TÜM ÖLÜLERİ
DIŞARI SALACAK ÖLÜLER SUÇLULARI BULUP  KAFALARINI KOPARACAK YERYÜZÜNÜN İNTİKAMI YAKINDIR.

Karanın birşeyler sayıkladığını farkeden Kayn ne olduğunu sormak istediği ama düzgün bir alamayacağını bildiğinden bu fikirden vazgeçip şwhrin güzelliklerini izlemeye devam etti.

Sonunda akademiye vardıklarında gördükleri şey karşısında şaşkına döndüler akademi 4 büyük şatodan meydana geliyordu ve şehirde gördükleri
evler bunların yanınd küçücük kalıyordu .Arabacı atların dizginlerine asıldı ve arabayı durdurdu.
İnip çocukalara ortadaki binaya doğru gitmelerini ve eline tutuşturduğu mühürleri göstermelerini söyledi

İki çocuk hızlıca ana binaya yöneldi kapıya vardıklarında mülakat için bekleyen onlarca kişi olduğunu gördüler.Numarası okunan kişi
kapını önündeki merdivene geliyordu tam ne olduğuna bakacakken Kayn Karanın kolunju dürtüp kayıt yerini gösterdi kayıt yerine gidip arabacıdan
yuvarlak tahta mühürleri kayıt yerinde oturan genç adama uzattılar genç adam iki mührü alıp biraz inceledikten sonra üzerinde numara yazan iki kagıt parçası uzattı 254 . 255 öndeki kalabalığı işaret ederek bıkkın bir ifadeyle şuraya gidip numaranızın okunmasını bekleyin. dedikten sonra işine
kaldığı yerden devaam etti

İkili hızlı adımlarla kalabalığa yönelip bir yandanda birbirleriyle konuşuyorlardı.Kalabalığın yanına gelip kapıy bakmaya başladılar o sırada numarası
okunan bir kız basamakları çıkıp kapının önüne geldi kızıl saçları ve delici bakışları herkesi büyülüyordu görevlinin yanına geldi

Orta yaşlarında olan adam hiç konuşmadan kızın eline bir hap uzattı. Güzel kız hapı yuttuktan sonra beklemeye başladı biraz sonra üzerinden kırmızı
saydam bir buhat çıktığını gören Karan demek yaşam enejisi buymuş dedi.
görevli sol eliyle okulun giriş kapısını gösterdi kız sevinerek içeri girdi

Mülakat kolay ve tek safadan oluşuyordu.
aradan biraz zaman geçtikten sonra 254 numara diye bağırdı.........

YORUMLARINIZI BEKLİYORUM......................

CANAVAR AVCISI Where stories live. Discover now