Bölüm 88

180 36 38
                                    


BÖLÜM 88

MENAF

Karların içinde bata çıka ilerlerken bir yandan da içine düştükleri bu yeni durumu hazmetmeye çalışıyordu. Behrem ile konuşurken ve ona kabullenmesi için haklı nedenler sunarken bir yandan kendisini de avutuyordu fakat içten içe bildiği bir şey vardı ki; o da Eren Kerim'in yine aynı durumda olsalar aynı şekilde davranacak olmasıydı. Menaf'ın adama karşı bir garezi yoktu. Daha doğrusu hissettiği herhangi bir duygusu da yoktu bu yüzden onun hakkında düşünürken objektif olduğuna inanıyordu. Bu onu rahatlatıyor muydu? Hayır. Ancak en azından ona karşı dikkatli olması gerektiğini artık biliyordu. Eren Kerim, yanında durduğunda sırtını yaslayacağın, karşında durduğunda gardını sonuna kadar kuşanacağın bir adamdı. Ve bunun kendisi de farkındaydı. Eve doğru ilerlediği sırada araç yoluna giren aracı görüp kaşlarını kaldırdı. Yağmur'un evden çıktığını duymuştu fakat Cihan'ın ona ne zaman katıldığını bilmiyordu.

"Selam." Diye seslendiğinde arkadaşları gülümseyerek yanına geldi.

"Nereye gidiyorsun?" diye sordu Cihan.

Menaf başıyla evi işaret edip "Üzerimi değiştireceğim" dedi "Siz nereden geliyorsunuz?" diye sordu.

Cihan, Yağmur'a baktı. Yağmur "İklim'i görmeye gittim." Deyince Menaf hayıflanarak "Neden?" diye sordu. Yağmur kaşlarını çatınca, onun konuşmasına izin vermeyen Menaf "Ne konuştuğunuzu inan duymak istemiyorum. Sadece şunu söyle, yola geldi mi?"

"Bilmiyorum." Dedi Yağmur "Göreceğiz."

Menaf "Gelmedi. Serseri mayın gibi etrafımızda dolaşacak öyleyse." Sinirlendiğini hissederek başını sallarken "Sen iyi misin?" diye sordu Cihan.

"Değilim." Dedi Menaf "Behrem'e göstermiş olduğu tepki yüzünden kızıyorum fakat bunların dostluklarına olan inançlarını gördükçe Behrem'in tepkisi daha gerçek geliyor."

Yağmur "O nasıl? İyi mi?"

Menaf, başını salladı "İyi sadece hayal kırıklığına uğramış durumda."

"Tamu çok kötüydü." Dedi Yağmur "Tüm hıncını Minel'den çıkarmak istedi." Deyince Menaf kaşlarını çatarak ofladı. "Halledeceğiz bir şekilde. Kahvaltı ettiniz mi?" diye sordu.

Yağmur başını iki yana sallayınca Cihan "Biz evde yaptık ama ikinci bir kahvaltıya hayır demem." Dedi.

"O zaman kahvaltı işi sende. Bende üstümü değişip geliyorum" diyen Menaf arkadaşlarının yanından ayrılıp yürümeye devam etti. Bahçeyi geçip, ana kapıdan içeri girdiğinde annesini Derin teyzesiyle ciddi bir konuşma içerisinde görüp, seslendi. "Ben geldim." Dedi.

"Duyduk." Dedi Derin teyzesi. Menaf gülümseyerek yanlarına gitti. Eğilip her iki kadının da yanaklarına birer öpücük kondururken "Hayırdır Kuzgun Hanım biri canınızı mı sıktı?" diye sordu.

Annesi kıkırdayarak elinden tutup, yanına oturması için çekiştirdiğinde Menaf ona direnemeyip yanına oturdu. Bir kolunu annesinin omzuna sarıp onu kendisine çekerken, bakışlarını merakla teyzesine çevirdi. "Evet, seni dinliyorum." Dedi.

"Bugün keyfin yerinde." Diyen teyzesine bakıp tatlı tatlı gülümsedi "Yo aslında başım çok ağrıyor fakat seni evde görünce gülümsememe engel olamıyorum." Dedi.

Teyzesi "O ne demek?" diye sorduğunda Menaf "Seni seviyorum." Deyip göz kırptı ve kadının kahkaha atmasına neden oldu. "Şu dünyada bana böyle kahkaha attıran sayılı kişilerden birisin Menaf." Diyen teyzesinin bakışlarına karşılık verirken, başını annesinin saçlarına yaslayıp iç geçirdi "Ortak evde işler karıştı." Dedi. Olanları anlatmayı bitirdiğinde "Gerçek bir orospu çocuğu." Diye tıslıyordu Derin Hanım "Bu bizim gözümüzden nasıl kaçtı?"

ARKADAŞKÇA -2 (KİLİD)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin