Bölüm 15

485 49 1
                                    


BÖLÜM 15

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

BÖLÜM 15

MİNEL KÜBRA

Geride bir şarkı çalıyor, tüm benliğini dolduruyordu. Telefonuna gelen mesajı okurken, kelimelerin gerçek olduğuna inanası gelmemişti. Aylardır ortalıkta gözükmeyen Eren Kerim birden çıkagelmişti. Minel, onun kendi hayatına ne maksatla girdiğini bilmiyordu. Bildiği tek şey kendisine yalan söylediği ve Diyar'ın arkadaşı olduğuydu. En azından araştırmalarında bunu öğrenmişlerdi. Her şeye rağmen, ona olan hisleri onu affetmesi için yeterliydi. O da kendisini seviyordu. Bunu hissediyordu. Söylemesine gerekte yoktu ve şimdi buradaydı değil mi? Gözlerinin içine sıcacık bir ifadeyle bakarken Minel ondan başka ne düşünebilirdi? İçini çekerek gülümserken "Bunun hayal ürünüm olduğundan emindim." Diye mırıldandı. Sanki mümkünmüş gibi daha fazla gülümsediğinde Eren Kerim masanın üzerinden uzanarak yanaklarını avuçladı. Kendi ateşine rağmen onun elleri buz gibiydi. Heyecan diye düşündü Minel. Boynunu bükerek gözlerini kapatırken, Eren'in keskin bir nefes çektiğini duydu.

"Her şeyi bilmek istiyorum." Dedi Minel gözlerini açarak "Neredeydin? Ne yapıyordun?" Yanaklarındaki ellerin üzerine ellerini koyarak, onları sıktı. Tepki olarak Eren'in kaşları çatıldı. Minel buna bir anlam veremese de derin bir nefes alarak ellerini indirdi. Masalarına gelen garson tatlılarını önlerine bırakırken Eren Kerim "Bir süre yanında olamadığım için üzgünüm." Dedi. Eline aldığı çatalıyla tatlısını didikliyordu.

"Sorun değil." Dedi Minel. Az önceki hissettiklerine kıyasla şimdi kendisini hiçte iyi hissetmiyordu. Eren'in az önceki tavrıyla şimdiki arasında dağlar kadar fark vardı. Üstelik aralarına bir mesafe koymaya çalıştığını da görebiliyordu. Derin bir nefes alırken Eren'in "Sana açıklayamayacağım bazı şeyler var." Demesi üzerine "Biliyorum." Dedi Minel. Sakinliğini korumaya çalışıyordu. Eğer Eren Kerim kendi hakkındaki gerçekleri söyleyecekse demek ki o da bir şans istiyordu. Değil mi?

Genç adamın koyu bakışları yüzünde dolaştıktan sonra gözlerinin içine baktı. Minel, yerinde kıpırdamamak için kendisini sıkarken Eren Kerim soğuk bir şekilde gülümsedi ve "Daha hayatına ne maksatla girdiğimi bilmiyorsun bile." Dedi. Kızgındı. Minel bu kızgınlığın kendisine mi yoksa Eren'in kendisine mi olduğunu bilemedi.

"Açıkla." Dedi bunun yerine.

Eren Kerim, içini çekerek gülümsedi. Arkasına yaslanırken bir kolunu koltuğun kenarına attı. Diğeri hala çatalını tutuyordu. Bakışlarını yere indirip, bir süre bir şeyler düşündü. Minel onu pür dikkat izliyordu. En ufak bir detayı bile kaçıramayacak kadar dikkat kesilmişti ve içinden bir ses kesilecek bir sonraki şeyin kalbi olduğunu söylüyordu. "Bunun için çok geç" dedi Eren Kerim bir süre sonra "Ne söylesem değişmeyecek." Başını kaldırıp Minel'in yüzüne baktı. Onu kırdığını dahası onu kıracağını biliyordu.

Minel'in ağzındaki tat buruk bir hal alırken başının ağrımaya başladığını hissederek kaşlarını çattı. "Ne demek istiyorsun o halde?" diye sordu.

ARKADAŞKÇA -2 (KİLİD)Where stories live. Discover now