Bölüm 72

160 32 8
                                    


BÖLÜM 72

ESMER AİLESİ / ÖZEL BÖLÜM

YILLAR ÖNCE...

Kapı gıcırdayarak açıldı ve kadın içeri girdi. Yürüyüşünde bir bıkkınlık yüzündeki ifadesindeyse bir keskinlik vardı. Koca salonun her bir köşesi sevdiği insanlarla doluydu ve bu bile iç çekmesi için yeterliydi. Yeni bir savaşın içinden çıkmışlardı ve devam etmesini önlemek için bir oyun kurmaya karar vermişlerdi. Masanın üzerinde defalarca yazılıp çizilmiş planlar vardı ve her biri bir noktada güvenliklerini sağlamadığı için etkisiz kalmıştı. Şimdiyse yeniden aynı fikirleri öne sürmek için toplanmışlardı ve bu odadan oyunu kurmadan ayrılmayacaklardı.

"Çip Minel'de." Dedi Poyraz. İçini çekerek dirseklerini dizlerine yaslamıştı. Yüzünde yorgun olduğunu gösteren izler vardı. Bundan sonra hayatlarının nasıl devam edeceğine karar vermeye çalışıyordu.

"Onu korumak için elimden geleni yaparım." Dedi Derin. Erdem, yanında oturmuş bir elini sımsıkı kavramıştı. Birbirlerine dönüp baktıklarında Poyraz'ın "Biliyorum ama artık tehlikede olan sadece benim kızım değil," demesi üzerine ikisi de dönüp ona bakmışlardı. "Hepimizin hayatları bir kez daha tehlikede. Bu nasıl oldu, neden oldu bilmiyorum fakat çocuklarıma bir zarar gelmemesi için elimden geleni yapacağımdan emin olabilirsiniz."

Son anda içeri giren Volkan "Ne kaçırdım?" diye sorduğunda Oğuz Han "Henüz hiçbir şey." Diyerek arkadaşına çenesiyle oturmasını işaret etti. "Sende ne var ne yok?"

Volkan "Pek bir şey söylemiyorlar fakat olağanüstü hal ilan edildi. Her yerde çipi arıyorlar." Dedi.

"Bizde olduğunu biliyorlar mı?" diye sordu Serap. Kocasının yanına giderek kucağına oturdu. Kollarını boynuna dolamış, alnını adamın başına yaslamıştı.

"Tahmin ediyorlar ama doğrudan bize saldıracak cesaretleri yok." Dedi Volkan ve Erdem'e baktı. "Serdar bir şey söylemedi mi?" diye sordu. Erdem'in yanıtı başını iki yana sallamak oldu. "Bizimle bir hareket etmesi bize güvendiği anlamına gelmiyor. Bir yerde birbirimizden ayrılıyoruz." Deyince "Peki ne yapacağız?" diye sordu Demir "Yeniden mi sahaya çıkacağız? Bu daha ne kadar devam edecek?"

Hiçbirinden tek bir söz çıkmadı. Öfkeyle oturup zararla kalmamak için bir araya geliyorlardı. Çünkü gücün bir araya geldiklerinde çoğaldığını biliyorlardı. Gençlerdi, gözleri pekti ve canları yandığında karşılık vermekten ne olursa olsun asla geri durmazlardı. Her zaman hedeflerdi ve hedef olmaya devam edeceklerdi.

"Birini getirdim," dedi Volkan "Şu anda dışarıda fakat hepinizin onayına ihtiyacım var."

Ateş "Gelsin." Diyerek onayını verirken bakışlarını pencerenin önünde duran karısına çevirmişti. Konuşmuyordu, tepki vermiyordu. Gözlerini dışarıya dikmiş yine bir şeyler düşünüyordu.

Diğerleri de onay verince Volkan içini çekerek "Doruk!" diye seslendi ve kapı açıldı. Doruk ve Bade, arkalarında orta yaşlı bir adamla içeriye girdiklerinde hepsi dönüp birbirlerine baktılar. Adamın elinde deri bir çanta vardı. Minyon tipliydi. Yorgun gözlerinde bilge bir bakış vardı. Doruk, oturması için ona bir koltuğu işaret ettiğinde masanın üzerindeki kâğıtlara doğru yürüdü.

Ve yeniden konuşmaya başladılar.

"Bu çip çok önemli," diyordu Volkan adama "Yani tüm ülkeleri karıştırabilir, dengeleri bozabilir, savaş çıkarabilir."

ARKADAŞKÇA -2 (KİLİD)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin