Bölüm 82

258 39 62
                                    

BÖLÜM 82

BİRKAÇ SAAT ÖNCE

BEHREM & DİYAR

Genç adam gözlerini nihayet açtığında sabah olmuştu. Aslında uyanalı bayağı olmuştu fakat ayağa kalkacak gücü kendinde bulamamış, insanların yüzüne bakıp onlara bir şeyler söylemek zorunda kalacağı için uyuyor gibi yapmaya devam etmişti. Solist'in parktaki sesi hala kulaklarında çınlarken onun söylediği parçayla kendisini geçmişinin bir yerinde buluvermişti. Diyar, kayıp olan hatıralarının çoğunu bulup birleştirmişti. Şimdi yapması gereken tek şey ayağa kalkıp, tüm bunlarla yüzleşmekti. Üzerindeki örtüyü bir kenara atıp doğrulduğu sırada duvarın köşesinde oturmakta olan kızı görüp duraksadı. Behrem, saçlarını tepesinde toplamış kucağında bir kitapla tekli koltuğun üzerinde oturmuş, tüm dikkatini okumakta olduğu kitaba vermişti. Kaşlarını kaldırıp, bakışlarını üzerine çevirdiğinde Diyar derin bir nefes almak zorunda kalmıştı.

"Sandığın kadar iyi rol yapamıyorsun." Diyen Behrem'in sözleriyle "Odaya ne zaman girdin?" diye sordu Diyar.

Behrem dudaklarını büzüp, bir kolunu pencereyi örten perdeye doğru uzattı. Kar yağışı tıpkı dün başladığı gibi hızını kesmeden devam etmekteydi. "Çok olmadı." Dedi dışarıya bakarken "Kar yağınca insanın uyumakla ilgili bir isteği olmuyor." Bakışlarını yeniden Diyar'a çevirip "Ağrın var mı?" diye sordu. Vardı. Başının içinde berbat bir ağrı vardı ve gün ışığına çıkacak olması onu daha da şiddetlendirecekti sanki. Başını sallayıp, bir elini saçlarının arasından geçirirken "Kahvaltını yaptıktan sonra, içmen gereken ilaçları getireceğim." Dedi Behrem. Diyar ona ters ters bakınca da ekledi "O ne bakış öyle?" diye sordu "Ağrın için sana ilaç getireceğim, iyi olman için." Dediğinde Diyar "Buraya nasıl geldim ben?" diye sordu. Bakışlarını etrafında dolaştırırken "Ortak evde değiliz." Dedi.

Behrem "Değiliz." Diyerek onu onaylayınca Diyar kıza bakıp "Neredeyiz?" diye sordu.

"Kurdun evinde." Dedi Behrem. Bekleyip Diyar'ın nerede olduklarını tam anlamıyla kavramasını izledi. Onun gözlerinin irice açılması karşısında "Burası gelinebilecek en güvenli yerlerden biri." Diye eklediğinde Diyar'ın ellerinin yumruk oluşu karşısında gözlerini devirerek "Bu durumu lütfen dramatize etme." Dedi genç kız. "Hava kötüydü. Sen kötüydün. Ezel'in acil bir karar vermesi gerekiyordu."

"Normal bir hastaneye götürebilirdiniz." Diyen Diyar'ın nefesi içinde kesilirken genç kız "Neden? Seni öldürsünler diye mi? Ya da Tamu'yu kaçırdıkları gibi seni de kaçırsınlar diye mi?" diye sorduğunda Diyar "Tamu kaçırıldı mı?" diye sorarak ayağa kalktı. Başına vuran ağrıyla gözlerini acıyla kapatıp, yeniden yerine oturduğunda "Onu bulduk." Dedi Behrem "Şu anda burada ve uyuyor. Ama arkadaşın için aynı şeyi söyleyemem."

Diyar kaşlarını çattığında Behrem "Baran, öldü." Dedi. Diyar'ın bakışları kendisine dönmüştü. "Ama dur o aslında Baran falan değildi değil mi?" diye sorunca Diyar gözlerini kısarak kıza baktı "Sen bunca şeyi nasıl bilebilirsin?" diye sordu.

"Yani onun ölümü için üzülmedin mi?" diye soran Behrem oturmakta olduğu yerden kalkıp, odanın içerisinde yürümeye başladı. Şifonyerin başına gidip üst çekmecelerden birini açarken "Anahtar'a sahip olan her kilidi açar." Diyordu "Ve bende Anahtarın ta kendisiyim. Sırlar ve diğer tüm önemli şeyler artık bana ait. Bana ve de Yağmur'a." Dedikten sonra dönüp Diyar'a baktı. Eline almış olduğu küçük kutuyu ona attığında Diyar kucağına düşen kutuya bakıp "Nedir bu?" diye sordu.

"Arkadaşına dair bir şey istersin diye düşünmüştüm" dedi Behrem.

Diyar kaşlarını çatsa da ve hatta kutunun içinde ne olduğunu bir şekilde biliyor olsa da, bir şey demeden kutuyu açtı. Baran'ın uzuvlarından bir parçayı gördüğünde gözlerini kapatarak derin bir nefes aldı. "Kim?" diye sordu "Kim yaptı?"

ARKADAŞKÇA -2 (KİLİD)Where stories live. Discover now