Bölüm 60

231 52 8
                                    

BÖLÜM 60

MİNEL KÜBRA 
Ada tezgâhın etrafında Tamu ve Yağmur’la oturmuş, annelerinin yemeleri için hazırladığı pilavı yiyorlardı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


MİNEL KÜBRA

Ada tezgâhın etrafında Tamu ve Yağmur’la oturmuş, annelerinin yemeleri için hazırladığı pilavı yiyorlardı. Minel bandajını ıslatmadan duş almış, üzerini değiştirip başında havlusuyla aşağı indiğinde kızları salonda kendisini beklerken gördüğünde şaşırmıştı. “İyi misin?” diye sormuştu Tamu “Yaralandığını duydum.”

“Evet, bileğin nasıl?” diye sormuştu Yağmur ve yanına giderek bandaja sarılan bileğini tutmuştu. “Acımıyor.” Demişti Minel “Gerçekten.”

Kızlarla mutfağa girdiklerinde annesini hazır yemekleri ısıtırken bulup gülmüştü. “Bunca hazır yemeğe rağmen nasıl hala inceciksin aklım almıyor anne.” Diye sitem etmiş, annesini güldürmüştü. “Doğumdan kalan göbeğimi görmüyorsun sanırım.” Demişti Senem Hanım eliyle kasığının üzerine doğru çıkıntı yapmakta olan karnını severek.

“Olabilir ama o doğum sonrası göbeğin, ben genel halinden bahsediyorum. Ben bir tane fındık yesem ertesi gün alnımın ortasında sivilce çıkıyor, su bile içsem bana yarıyor.” Diyerek dudaklarını büzmüştü.

“Sen daha gençsin” demişti annesi “Olur öyle şeyler hem o sivilce de bir tane fındık yediğin için çıkmıyor bilgin olsun.” Dediğinde kıkırdayarak gülmüşlerdi. Şimdiyse annesi sol yanında oturmuş, Tamu sağında ve Yağmur da hemen karşısındaydı. Minel genel olarak neler olduğunu anlattığında durup bir tepki vermelerini bekledi.

“Ben senin yerinde olsam beni bıçakla kestikleri için ağlayıp dururdum” demişti Tamu “Ama sen kalkmış bana o embesilden bahsediyorsun. Ya sen gerçekten oyuna getirilmekten hoşlanıyorsun ya da gerçekten salaksın herhalde?” diyerek kızdığında Minel ona kötü bir bakış atmıştı. “Ne alakası var?” demişti

Tamu “Haftalar önce kendinden geçecek kadar kötü bir durumdaydın. Onun yüzünden. Hepimiz onun cezasını keseceğimizi söyledik.”

Minel “Bunu biliyorum ve hala cezasını çekmeli bunu da bilmelisin.” Dediğinde Tamu “Böyle olmaz ama.” Demişti “Sen, bu adamın her tatlı sözüne inanacak olursan olmaz. Ne biliyoruz yeni bir plan peşinde olmadığını?”


Minel omuz silkti “Bilmiyoruz ve bende zaten gardımı aşağı indirmiyorum. Sadece artık kavga etmek istemediğini söyledi ve bende bunu anlaşılır buldum, Tamu. Hepsi bu.”

“Bilmiyorum” demişti Tamu “Yani benim bu adama karşı zerre inancım yok. Yalanı çok kolay söyleyebiliyor ve çokta iyi rol yapabiliyor.”

“Lakabının hakkını veriyor diyorsun yani?” diye sormuştu Senem Hanım.

Tamu omuzlarını silkmişti. “Minel’e hukuk fakültesinden yeni mezun olduğunu ve burada staj yapacağını, bir ev aradığını söylemişti. Ama öğrendik ki adam otuzuna merdiven dayamış, işinde gücünde ve derdinin ne olduğunu kendisinin de bilmediği bir mal. Ben ona güvenmiyorum. Ondan gelecek arkadaşlığa da öyle. İnan bana, bağırıp çağırması daha iyi çünkü böyle seni istediği gibi manipüle edebileceğini biliyor. Seni biliyor Minel.” Demişti.

“Minel de ona karşı temkinli olur öyleyse.” Demişti annesi.

Minel ise konuşmaktan ziyade dinlemekle meşguldü. Kalbini kırdığı, onu paramparça ettiği doğruydu. Onu ağlattığı, incittiği de öyle. Ve hatta ölmesini istediğini söylediği zamanda da ne hissettiğini hatırlıyordu. Bunları söyleyen bir adamın bir günde değişeceğine zaten inanmıyordu. Minel’e göre de Eren Kerim bir şeylerin peşinde olabilirdi ama bunu kötüye yormak istemiyordu işte. Saf kalbi Eren Kerim’in sadece Minel’in peşinde olmasını arzuluyor ve bu arzu en olmadık hayallere kapılıp gitmesine neden oluyordu. İçini çekerek başını kaldırıp Tamu’nun kendisine dik dik bakan gözlerinin içine bakmıştı “Bakma bana öyle.” Demişti.

Tamu gözlerini devirmiş, başını iki yana sallamıştı. Yeniden gözlerinin içine baktığındaysa “Eğer seni bir daha ağlatacak olursa Minel onu doğduğuna pişman ederim.” Demişti.

“Arkadaş olmayı deneyeceğiz.” Demişti Minel.

“Hı hı, denersiniz canım. Birbirinize uymadığınızı anladığında göreceğim ben seni.” Diye homurdanmıştı Tamu ve içini çekerek kaşığını pilava daldırmıştı.

ARKADAŞKÇA -2 (KİLİD)Where stories live. Discover now