Başımı iki yana salladım "Umrumda değil ve olmamalı," dedim.

Siraç homurdandığında ikimiz de ona döndük "Ona bir türlü savaşması gerektiğini anlatamadım, benim yerime sen daha etkili olursun," dedi Ali'ye.

Ali bir müddet Siraç'ın yüzünü inceledikten sonra "Eğer böyle bir fikri varsa ona çok çabuk sponsor toplayabilirim," derken benim yüzüme bakmıyor, Siraç ile konuşuyordu.

"Elbette yapabilirsin. Daha fazlası gerekli, sponsorlardan daha fazlasına ihtiyacı var," dedi.

Boğazımı temizleyerek araya girdim "Eve gitmek istiyorum," dediğimde ikisi de bana döndü, varlığımı bir anda unutmuş gibi yadırgayarak bana bakarken yataktan doğruldum "Bu kostümle daha fazla dayanamam," diye ekledim.

Siraç sırıttı "Kostümün çok güzeldi aslında," dediğinde ona yapmacık bir gülümseme attım.

Ali, çatık kaşlarla Siraç'a bakmaktan kendini güçlükle alıkoydu ve bana döndü "Kapalı otoparkta şoförüm bekliyor, sizi evinize bırakırım," derken kötü bir kelime söylüyor gibi suratını buruşturdu. Yeniden gözgöze geldiğimizde bu tavrına karşılık gülümsediğimde etki olarak o da gülümsemişti.

"Gidelim o zaman," dedim.

Geride bıraktığım pek bir şey yoktu. Otele çıkışımızı telefondan bildirdikten sonra otelden birkaç görevli bile birlikte otoparka indik. Otoparka inene kadar genellikle bize eşlik eden personeller otellerinde konakladığımız için ne kadar mutlu olduklarından söz ederek bizi uğurladılar.

Bizi bekleyen Maybach'in arka koltuğuna ben ve Siraç oturmuştuk. Otoparktan çıkarken kalabalığı hayretler içinde bakıyordum. En az yüz kişilik bir muhabir ve hayran kalabalığı vardı, uzun zaman sonra bu kadar insanın benim için bekliyor olduğunu görmek hayret vericiydi.

Ali, kolunu ortadaki kolçağa yaslayarak bana döndüğünde ona gülümseyerek karşılık verdim, saniyeler içinde çatılmış kaşları yumuşadı ve yüzünde çiçek bahçesi gibi yeni bir gülümseme filizlenip gözlerine karışırken onu neden seçtiğimi anladım. İki ya da daha uzun bir sürede onu tanıyamazdım ancak dışarıdan bakıldığında masum, sessiz ve kendi halinde görünüyordu. Benden vazgeçmeyeceğini biliyordum, hayranım olarak bana gelmişti. Şimdi yeniden ona bir ilişki başlatma cesaretini tereddütsüz gösteriyor olmamın sebebi biliyor olmamdı. Ne olursa olsun, ona gülümsediğimde o benim kollarımda olacaktı. Sadıktı. Garantiydi. Onu sevmek, onu terk etmek kolaydı. Siraç'ın benim için söylediği can yakıcı şeyleri onun için de söyleyebilirdim.

Ne yazık ki...

Boğazını temizledi, suratındaki gülümsemeyi toplamaya çalışırken "Şimdi ne yapacaksın?" diye sordu.

Omuzlarımı kaldırdım ve Siraç ile aramdaki kolçağa dirseğimi yaslayıp çenemi avcuma yaslarken "Birileri sağ olsun, bütün okları üzerime çevirdi," diyerek Siraç'a döndüğümde başını telefonundan kaldırdı.

"En azından birileri bir şey yapmaya çalışıyor," dedi ve yeniden telefonuna döndü.

Ali, dudaklarındaki gülümsemeyi iyice dağıtmış, ciddi bir şekilde kaşlarını çatmıştı "Tam olarak ne oldu?" diye sordu ve hemen arkasından "Ecmel delirdi, tanıdığım en sakin insanlardan biriydi. Bir anda bu kadar öfkelendiğini hiç görmemiştim, videoyu gördükten sonra ne tepki vereceğini ben de bilmiyorum," dediğinde ona hiçbir şey anlatmadığımın farkındaydım. Bazı şeyleri sadece Siraç'a anlatıyordum çünkü o da bazı şeyleri ben anlatmadan dikkatiyle yakalıyordu.

KOMŞU ✔︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin