2

75.5K 2.7K 250
                                    

Bir hafta boyunca yüksek ses ile uykularımı sikmişti. Başlarda evi toplamam için bana motivasyon olacağını düşünmüştüm ancak dolu dolu iki günün ardından evin her metrekaresi temizlendikten sonra, yorgun argın uyumaya çalışırken hemen yanımdaki duvardan yükselen müzik sesi şakaklarımdan beynimin en derinlerine kadar uzanan korkunç baş ağrılarına sebep oluyordu. Müzik sesine alıştığımı düşünürken bu kez müzik sesini bastıran inlemelerle uyanıp kapısına dayandığımda bir kez lsun kapıyı açmamış ya da bana karşılık vermemişti.

Eve taşındığımdan beri ağabeyimin beni aramasını bekliyordum. Elimde telefon gezerken gelen linç mesajlarını, hakkımda yapılan pek hoş olmayan esprileri dayanamayıp okumak zorunda kalıyordum. Olayın üzerinden neredeyse bir ay geçmişti ancak insanlar unutmuyor, üsteledikçe üsteliyorlardı. Her gün hakkımda dönen acımasız esprilerin sayısı artıyor, televizyon kanallarında benim hakkımda doğru yahut yalan olduğuna bakılmaksızın röportajlar yapılıyor, grup arkadaşlarım beni karalayan hikayeleri Instagram'da paylaşıyor, Tiktok'ta alaya alındığım videolara düet atıyor ve Twitter'da bana sallayan insanların tweetlerini favorilere alıyorlardı.

Sivri tırnaklarımı saçlarımın arasına sokup sertçe saçlarımın derisini kazıdım ancak bunun bir faydası olmuyordu. Gerçek dünyadaydım, kabus görmüyordum. Her geçen gün, sessiz kaldıkça elimde neyim var neyim yoksa kaybediyordum. Ağabeyim için değerdi ancak çıkıp beni savunmasını isterdim. Durumun bu olmadığını söylemesini isterdim.

Telefonu sıkıştırdığım yastıkların arasından çıkarıp ağabeyimin numarasını buldum. Uzun saatlerden bu yana telefonum sessizdi çünkü tüm sosyal medya uygulamalarını silmiştim. Telefonu kulağıma götürürken uzun zamandır kimseyle konuşmadığım için boğazım kuruydu. Yarısı içilmiş birayı yudumlarken ağabeyimden hala ses seda çıkmıyordu.

Ağabeyim bana sırt dönmezdi. Annem ve babam alkolikti. Kendimi bildim bileli her zaman ağabeyim beni idare etmiş ve ben de ona şimdi karşılık verebildiğim için mutluydum lakin... İşler kötüye gidene kadar. Yeniden ona baskı oluşturduğum için kendimi kötü hissediyordum.

Telefonu tam kapatmak üzereydim ki "Gazel," sesiyle telefonu yeniden kulağıma götürdüm.

"Abi, seni çok merak ettim. İyi misin?" diye sorarken arkadan gelen insan sesleri ve müzik kesilmişti.

Boğazını temizledi, sigarasından bir yudum aldığını duymuştum "Ben iyiyim. Aklım hep sende. İyi misin?" diye sordu.

İç geçirdim "İyiyim," diye mırıldandım ve derin bir sessizliğin ardından "Bir şeyler yapabiliyor musun?" diye sordum.

Burnunu kabaca çekti, bu kokainden sonra edindiği mecburi bir alışkanlıktı, bazen o kadar çok burnunu çekerdi ki kan gelirdi "Uğraşıyorum ama tehdit ediyorlar, seni de etkileyeceğinden korkuyorum, küçük bebeğim," dediğinde dişlerimi sıktım ve kendimi koltuğun üzerine atıp top gibi kıvrıldım.

"Benim için endişelenme,"

"Nasıl endişelenmem. Sen benim küçük kardeşimsin ama arkadaşların tam bir orospu çocuğu. Yerine yeni bir solistle anlaşmaya çalışıyorlar, bir süre daha gölgede kal küçük bebeğim, insanlar unuttuktan sonra ışıldayacaksın. Kapatmam gerek, sana para göndereceğim," dedi ve telefonu suratıma kapattı. Kucağımda telefonla öylece kalmıştım. Dertleşeceğin tek bir insan bile kalmamıştı, kendimi işime -müziğe- o kadar çok vermiştim ki kendi grubumdan başka kimse kalmamıştı etrafımda.

Yürüdüm ve kendimi yatağa yüzüstü bıraktım. Uzun zamandır doğru düzgün yemek yemiyor ve doğru düzgün uyuyamıyordum. Karnım her guruldadığında evde olan tek şey, ilk ve son kez çıktığım tekel bayisinden aldığım on iki biradan kalanını içiyordum. Ailem alkolikti ancak bu hiçbir zaman beni alkolden soğutmamıştı. Ben, onlar kadar iradesiz değildim. Yediklerimi, yaptıklarımı kontrol edecek kadar irade sahibiydim. Yine de artık doğru düzgün bir şeyler yemem gerektiğinin farkındaydım.

KOMŞU ✔︎Where stories live. Discover now