Bölüm 23💎

21.8K 1.1K 249
                                    


                                      💎

2 Gün Sonra...

Çiçekleri salondaki masanın üzerine bıraktıktan sonra papatyaların arasına sıkıştırılmış notu kemirmeye başladığım dudaklar eşliğinde çekip aldım.

"Kiimmmiiiiş?"
İki parmağımın arasında sabitlediğim kartla balkona doğru ilerlerken geride bıraktığım mutfaktan gelen sese gözlerimi devirdim.

"Okumadım daha Yeliz, gel haydi."

Gayri ihtiyar adımlarla açık olan kapıdan geçerek balkon demirinin hemen yanındaki sandalyeme oturduğumda Yeliz' de peşimden gelmişti. Uzanarak parmaklarımın arasındaki notu hızla çekip aldığındaysa benden ve Sena' dan daha meraklı bir hali vardı.

Son günlerde fazlasıyla keyifsiz oluşumun birçok sebebi varken içimi asıl derleyen yoksunluk çok farklı bir yöndeydi.
Bu yüzden o ne olduğu belli olmayan notu boş vererek ifadesiz bakışlarımla Serdar' ın arabasının boşta kalan yerini izlemeye başladım. Bakarken bir şey düşünmüyordum aslında. O asfaltta ona ait bir şeyler de bulamıyordum fakat içimdeki boşluğun sebebini bana hatırlatıyor oluşu bile garip bir tuhaflıkla güzeldi.

"Seninle geçirdiğim her saniye çok özel Hazan.
Şimdiden özledim. Ali."

Yeliz' in şaşkın bir imayla notu okuyan sesiyle bu defa ona dönerken nottan sonraki "Ohaa." Deyişi ve oluşan yüz ifadesi görülmeye değerdi.

Henüz oturmamıştı. Başımda, gerilen dudaklarıyla dikilerek tüm konuya hakim olmayı tercih etmişti.

"Kız sen bizden gizli vurdurmuyorsun değil mi?" Derken de keyifli, alaycı ve umursuzdu. Oluşan birkaç saniyelik boşlukta elindeki fincanla sol tarafımdaki sandalyede otururken ona dönüp göz devirdim.

Alayla ve öyle bir şey mümkün değil dercesine "Saçmala kızım." Dedim. "Olsa söylemez miyim?"

Yeliz' in ve benim aksime karşımda oturan Sena sessizliğini korurken çatık kaşlarının ardında sakladığı, düşündüğü bir şeylerin olduğuna emindim. Neticede kuzenimi tanıyordum.

Sokağa dönerek konuşmaya devam ettim.
"Adres karışıklığıdır herhalde. Ali diye birini tanımıyorum."

Yüzümde hissettiğim bakışlar bu defa suskum Sena' ya aitti.
"Dün de Arda diye birinden gelmiş. Onu da tanımıyorum dedin."
Kupasından bir yudum alıp masaya bırakılan notla "Birde üstüne komşuna rezil olmuşsun." Diye devam ettiğindeyse dünkü olaydan söz ediyordu.

Çiçekler dün yan komşum Rukiye Teyze' ye gitmişti ve bugüne nazaran daha açık seçik bir not vardı üzerlerinde. Tabi Rukiye Teyze sağ olsun çiçeklerin ve o muhteşem notun sahibinin ben olduğumu anlamış, bunun üzerine yüzündeki o ibretlik bakışla kapımda bitmişti. Aslında Sena' nın sözlerine bakacak olursak benim açımdan tüm bu olaylarla hiç de rezil olmamıştım. Neticede beni bilen biliyordu ve bilmeyenlere de bir açıklama yapmak zorunda değildim.

"Adres karışıklığı falan değil bu." Sena devam ederken bakışlarımı sokaktan alarak ona yönelttim. "Bir Hazan sen misin bu mahallede? Böyle denk gelmez bu olmaz. Bir sikler dönüyor belli."

Yeliz benim suskunluğumun aksine Sena' yı başını sallayarak onaylarken eğilip masanın üzerindeki kâğıdı elime aldım.
Evirdim çevirdim, aptal bir fikirsizlik ile nota uzun uzun baktıktan sonra içtiğim kakaolu süt şişesinin altına sıkıştırdım.

Bunun üzerine "Çeyizime mi koyacaksın?" Deyip imayla dalga geçen Yeliz'e bakarak göz devirdim. "Yok, dürüp büküp götüme sokacam."

İkimizin bu tatlı atışmasına Sena' da eklenirken "Sana belli olmaz, yapabilirsin de." Dedikten sonra yüzüme bakarak komikmiş gibi kahkaha atmaya başlayınca sırıtıp başımı iki yana sallayarak yeniden karşı balkona döndüm.

Hazan Vakti ■ ASKERİ KURGUWhere stories live. Discover now