Bölüm 86💎

23.9K 992 769
                                    

Selam, biz geldik. Buralardayız ama aynı zamanda Meftun' a başladık☁️
Hikayeyi profilimde bulabilirsiniz, beğeneceğinize eminim hepimizi dinlendirecek kadar hoş❤

Sınır 930 oy 700 yorum ama bir kişi 100 yorum yapmasın lütfen 🤞 Öpüldünüz😘

Keyifle okuyun💐
  
               
                                     💎
 

"Serdar, sırtım üşüdü." Çok derin sayılmayacak güzel bir uykudayken rahatsız olduğum tek şey soğuk bir histen ibaretti. Serdar' a sıkıca sarılmak her ne kadar gönlümü ve bağrımı ısıtsa da aynı şeyi üzerimde sadece atlet olduğundan sırtım için söyleyemiyordum. Bu sebeple başımı hareket ettirip Serdar' a daha da sokuluyordum ki ince yorganı başıma kadar çekip hoş bir mırıltıyla şakağımı öptü, "Yavrum dur bakalım." Ona sarılmamam için müsaade istiyordu, hareketlenip yataktan yavaşça kalkınca bunu neden söylediğini anladım.

Koca yatakta yönümü değiştirip bir şekilde ısınmak için kıvrılmaya ihtiyaç duyuyordum ama uykum hareket etmeme pekala mani oluyordu. Bu halde kalmak daha daha ağır bastığından düzenli soluklarımla gözlerimi açmadım.

"Gel bakayım." Beni çağırıyordu, yatağın kenarı çöktüğünde ellerini üzerimde hissettim. Çıplak kollarımı kavradı, üşüyüp üşümediğimi kontrol ediyordu. "Üzerini kapatıyorum kolun sürekli dışarıda, bunu yapmasan olmuyor mu güzel yavrum?" Sözleri sitem doluydu ama bir yandan da uzun kollu pijamamı başımdan geçirmiş, kollarımı pamuk gibi yumuşacık kumaşa yöneltmişti. Dudaklarımın arasından öyle bir iç çeker gibi homurdandığımda bunun benim için bir önemi olmadığını anlatmaya çalışıyordum.

Pijamamı sırtımdan aşağıya doğru indirdi, elleri belimde "Neden üşüdün böyle? Hava da soğuk değil." Diye diye bana eğilince kaşlarımı çattım, gözlerimi açmadan itirazla "Soğuuk." Diye mırıldandım. Bu sırada kollarımı boynuna sarmış burnumu keyifle tenine sürtmüştüm.
Bu onu gülümsetti, "Geel." Dedi keyifle uzanırken yanıma, "Gel yavrum ben ısıtacağım seni şimdi." Ondan yalnızca birkaç saniye ayrılmıştım, bu sırada yatağa girmiş ve beni derin bir nefesle "Ohh." Diyerek dolu dolu kollarına çekmişti.

Uykunun en tatlı hali, en güzel zamanıydı uyanmaktan köşe bucak kaçıyordum. Yüzümü öperken, etli dudakları yanaklarımda ve şakağımda sıkıca gezinirken Serdar' a sokuldum, "Daha sabaha çok var dimi Serdar? Çok olsun uyuyalım Serdar' ım." Mızmızdım, aynı zamanda erken kalkma telaşıyla biraz da huysuz.

Elini sırtıma kapattı, sırtım şimdi sıcacıktı. "Çok var yavrum, az olsa da sen istedin diye çok var. Uyu hadi." Yeni mi yattık o zaman? Gözlerimi açamadığım için bu konuda fikrim yoktu ama daha erken olmasına sevindim, "Çok güzel." Hatırı sayılır bir gülümsemeyle bunu homurdanabilmiştim. Onun çıplak bedenini, bağrını öperken dilimde yalnızca bu vardı.

Başını sallar gibi oldu "Hıhı, çok." mırıldanarak beni onaylıyordu. Böyle mis gibi yatakta içimi kuvvetle kıpırdatan hoş bir andaydım.

Alnımı, yanağımı yüzümün her yerini Serdar' ın çıplak teninde gezdirirken gayet mutluydum, nitekim Serdar' da beni sarıp sarmalarken aynı hisleri kuvvetle barındırıyordu bunu aldığı derin soluklardan dahi hissedebiliyordum. Bir elim çıplak bağrında, ki bu beni delice heyecanlandırır... Öteki sırtına doğru ilerliyordu ya, başımı yasladığım bu koca sığınak yanında ufacıkken bana bir an daha cennet gibi hissettiriyordu.

Bir süre sonra uyuşan kolumla ona arkamı dönüm. Dudakları omzumdan enseme geçmiş, bana sarıldığı yerde eli karnımı bulmuştu. Ayaklarımı bacaklarının arasına sıkıştırıp tüm tenimi yakar gibi ısıttı, bu sürede soluğuyla inip kalkan göğsünü sıcacık olmuş sırtımda hissediyordum. Aslında derdim uyumakla Serdar' ı sevmek arasındaydı, bu ikilem çok zor geldiğinden kendimi zorda kalmış gibi hissediyordum.

Hazan Vakti ■ ASKERİ KURGUWhere stories live. Discover now