Bölüm 18💎

22.3K 1.2K 79
                                    

Yorum yapalım mı?..

                                    💎

Öğleden sonra saat üç gibi sokakta top oynayan çocukların sesine gözlerimi açmış, elimdeki telefonla yatağımda uzanırken sosyal medyada gezinip arkadaşlarımdan ve akrabalarımdan gelen mesajlara teker teker cevap veriyordum.
İnstagram hesabıma girip gelen istekleri kabul ettikten sonra atılan artı on sekiz mesajlara iki misliyle sövüp sabah enerjimi bu sayede attım.
Sena' nın 'sensiz sarmaaaay' yazarak beni etiketliği çaylık fotoğrafına güldükten ve cevap verdikten sonraysa sonunda telefonu tekrar yatağa bıraktım.

Sabah rutinim gece geç saatlere kadar kahvede kumar oynadıktan sonra eve gelip ceketini bile çıkartmadan uyuyan ve güne berbat uyanan Hayri Amca gibiydi.
Öyle berbat, öyle hissiz ve öyle sancılı hissediyordum ki kendini. Yeni ve bitmek üzere olan bir günün en matah anlarından birini yaşıyordum. Hayattan ne beklentim ne de yeni beklentiler uğruna harcayacak umudum yokken odama dolan güneş ışıkları aksini iddia eder nitelikteydi. Tüm bunlar bir yana, henüz birkaç saat evvel Serdar ve Murat Abi ikilisiyle yaşadığım o karmaşık ve sessiz oluşum beni rahmetli Ali Rıza Bey gibi öylece boş boş duvara bakmaya itiyordu.
Bazı şeylerin bir sonu vardı elbette. Fakat o an ki ruhsuzluk iliklerime kadar işlemişti adeta. Serdar' ın bana baka baka arkasını dönerek arabasına gidişi çıkmıyordu aklımdan. Şortuma ve başımdaki havluya kilitlenişini hele..
Bakışlarından bir anlam çıkartmak, ya da kendimce bulduğum o anlamda yoğrulmak değildi amacım. Ben sadece kendi içimde bir türlü ölmeyen duygularla sıkıntıdaydım ve sadece kendi kendime ölçüp biçiyordum. Bununla beraber bazı şeylerin imkânsız olduğunu bildiğimden de zaten asla bir atak yapmayacaktım.

Bu yüzden az önce de dediğim gibi ruhsuz ve hissiz bir boşlukta bir Hayri Amca edasıyla yattığım yerden kalkarak omuzlarımdan dökülen saçlarımla önce banyoya daha sonra mutfağa ilerledim.

Dün geceden midir bilemem ama şu an inceden ağrıyan belim bir yana dursun sağ göğsümün hemen altındaki o ince sızıyla üzerime bir bluz geçirmiş elimdeki kakaolu sütle balkona ilerlemiştim.

Belli bir kahvaltı düzenim yoktu. Ne zaman acıkırsam o zaman yiyordum ve aileden uzak olmamın tek getirisi de şimdilik sadece bu gibiydi. Çünkü aksi halde benim annem kahvaltı yapmadığımda dünyanın sonu gelmiş gibi davranıyordu.

Kuruyan saçlarımı sabahın aksine özgür bırakırken dudağımdaki bandı yeni değiştirmiştim. Elimde tuttuğum cam şişeyi masaya bırakırken sokaktan gelen neşeli seslerle başımı geriye yatırıp gözlerimi yakan güneşe kapattım.
Bacaklarımı karşı sandalyeye uzatıp elimde duran kakaolu sütümü yavaş yavaş yudumlarken bir yandan da bu, havası güzel günde mahallede top oynayan çocukları izliyordum.
Tabi bu sırada Serdar' ın arabası kapıdaydı. Sabah gittiği yerden dönmüş olduğunu düşünürken bugün Hatice Teyze' nin misafirleri geleceği için evde olmadığını da varsayıyordum.
Yoksa kadınlar günü ve Serdar bizden daha imkânsız bir ikiliydi.

Sağ bacağımı balkon korkuluğunun serinliğine iyice yapıştırdım.
Geç uyandığım için mal gibi ve halsizdim. Üstelik bu akşam Osman Amca' ya gitmem gerekiyordu ve ben bunca halsizliğimin arasında onu nasıl aradan çıkartacağımı bilemiyordum.
Zaten her şey üste üste gelmeye başlamıştı.
Zaten hiçbir zaman hayatım tam bir dengede olamamıştı. Çok da bir arzum yoktu tamam. Ama birde üzerine eklenen duygular beni iyice serseme çevirmişti bu defa. Sanki çok güçlüymüşüm, sanki hayatım çok düzendeymiş gibi..

Yanaklarımı şişirerek zihnimde be bedenimle dönen bu sıkıntılı kargaşaya ofladım.

Yarıya inmiş olan sütümden bir yudum daha aldığımda sokağın aşağı tarafında, görüş alanımın aksi yönünde muhabbet eden ve tahminen dört beş kişi olan adamların sesini duydum. Fakat o tarafa dönmemiş bunun yerine telefonumla ilgilenmeye başlamıştım.
Yürüyerek konuşa konuşa aşağıdan yukarı doğru geldiklerini git gide yakınlaşan ve artan seslerinden anlayabiliyorken arada dönen komutan ve askeriye gibi sözcükleri de az da olsa seçebiliyordum.

Hazan Vakti ■ ASKERİ KURGUTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon