Bölüm 37💎

29.7K 1.6K 717
                                    

Bölüme isim verdim :)

BU SEVMELERİN SONU YOK❤

Sınır 245 oy 400 Yorum🖤
Sınır 245 oy 400 Yorum🖤
Sınır 245 oy 400 Yorum🖤
Sınır 245 oy 400 Yorum🖤

Arkadaşlar 36 part 2 olarak 2 bölümden oluşuyor. Bazılarımıza bildirim gitmemiş görünmüyor diyenler oldu. Kitabı silip yeniden yüklerseniz gelir :)

💎

Bir adamın kollarında uyanmak, tenine çarpan solukla hafiften huylanmak, aldığın o mis kokuda huzur bulmak çok başkaymış. Üstelik sarıldığın adam sevdiğin adamsa bu dünyada cennetini yaşıyormuşsun. Ben bu sabah kendi cehennemimde var ettiğim cennetime uyandım...
Gün, bana daha evvel hiç bu kadar güzel aymamıştı. Hayat bana daha evvel hiç bu kadar güzel bir huzur sunmamıştı. Ben hiç böylesine bir bedende, böylesine naif bir sevgiyle sarmalanmamıştım..

Tüm gece koynunda bir sağa bir sola dönüşlerim, her dönüşümde farklı bir uzvuna tutunuşum asla son bulmamıştı. Bazen kollarında, bazen boynunda ve bazen göğsünde delice nefes alırken Serdar' ın kolları her daim bedenimi sarmıştı.

Beni, özellikle üşüyen ayaklarımı ayaklarıyla ısıtırken en çok benimle olmuş, rüyalarım arasında en çok saçlarımı, alnımı öpmüştü.. Açılan belimi okşarken rahat etmem için belki de kirpik kirpiğe vurmamıştı. İzlendiğimi çoğu zaman uyku arasında olsa hissetsem de gözlerimi açamayacak kadar yorgun hissediyordum.
Saçlarımın yastıkta dağılması, elimin göğsünde bulunması, burnumun teninde gezinmesi onu da mest etmiş olmalı ki, tüm gece bir şekilde hareket dahi etmeden benimle ilgilenmişti. Öyle ki, bazı derin uykulu anlarda bile o kalın sesindeki şefkatle alnımı öpüp "Yavrum benim." Dediğini hatırlayabiliyordum...

Dudaklarım tüm gecenin aksine bu defa ensemde hissettiğim yumuşaklıkla gerildi. Yüzümdeki sakin ifadenin sebebi kollarında olduğum adamken belime sarılışı bu hamlemle daha da güçlendi. Nasıl uyuduysak öyle uyanıyor, ben yine sırtımdaki bedenin varlığıyla gözlerimi aralamaya çalışıyordum.
Bu o kadar güzeldi ki, kendimi güzden sonra bir bahar sabahının papatyalarla dolu bahçesinde gibi hissediyordum.

Bacaklarımı arasına alıp saran bacaklar biraz daha gevşemiş, fakat çıplak kalan karnımın üzerimdeki el halâ duruyordu. İki kolu belime sarılı, başı enseme eğikken burnunu saç diplerime bastırarak "Yavrum." Dedi.
Sesindeki etkileyici buğu kendimi ona bırakmam için bile yeterliydi.

Gözlerimi daldığım bu güzel uykudan alamıyor, şekerleme yapmak için içten içe biraz daha izin istiyordum. Böyle yarı uyanık bir şekilde yatakta uzanmayı küçüklüğümden beri çok severdim de şimdi ayrı bir güzelliği vardı. Bu yüzden de asla uyanmak istemiyorcasına "Hmm m." Diye mızmızlandım.

Bu süreçte başını ensemden kaldırmış, ellerini gevşeterek beni izlemeye başlamıştı. Bunu hissedebiliyor, fakat hafif sarkıttığım alt dudağımla asla ona bir karşılık veremiyordum.

Yastığım fazlasıyla rahatken yorgan omuzlarıma kadar çekilmişti. Serdar yastığa dağılan saçlarımdan rahatsız olmuyor gibiydi. Nitekim tüm gece onlardan rahatsız olduğunu hissettiğim bir hareketi de olmamıştı.
"Günaydın." Derken sol elini yavaşça belimden alıp yorgandan çıkartarak alnıma düşen bukleyi kenara ittirdi.

Sesi o kadar güzeldi ki herhangi güzel bir kelime ya da alışık olduğumun aksime yavrum dememiş olmasına aldırmıyordum bile. Beni izliyor oluşu bana yetiyor, hattâ daha da ayılmamı sağlayıp uyuşan kolumla sırt üstü dönmeme sebep oluyordu.

Hazan Vakti ■ ASKERİ KURGUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin