Bölüm 16💎

23.8K 1.2K 108
                                    

Oylar ve yorumlar toparlanana kadar bir süre bölüm atmayı düşünmüyorum
Dünün devamı, keyifli okumalar.

                                                                               💎

"Ay bitti vallahi." Diyen Yeliz derin bir soluk vererek sandalyesine yaslanıp koca tencere sarmayla bakışmaya başlayınca aynı şekilde yağlı ellerimle arkaya yaslanarak cevap verdim. "Biliyorsun bu işi reyiz."

Başını biraz eğip gözlerini açıp kapatarak "Eyvallah bacımsu." Dediğindeyse yorgun bedenimle sadece sırıttım.

"Hazan be." Dedi Oktay. Adımı duyunca ona dönmemle hafif bir tebessüm eşliğinde yüzüme bakmaya başladı. "Seni ilk gördüğümüzde sana çok ayar olmuştum."
Ona afkurma dediğim ilk geceden bahsediyor oluşuyla yüzüme ufak bir tebessüm yayılmıştı. Yeniden ilk zamanlara gitmek henüz fazla da uzak gelmiyorken bana ilk ayar olanın sadece Oktay olmadığını bildiğimden bilmiş bir edayla başımı usul usul salladım.
"Genelde öyle olurlar."

Kime sorsan ilk görüşte bana sinir olmuştur zaten. Zamanla sevmelerini saymazsak ilk görüşte çok düşmen edinebiliyordum.

Gözlerini kısıp başını hafif yana yatırarak "Bana afkurma demiştin." Dediğindeyse anlaşılan o geceye giden tek kişi ben değildim.
Kaşlarımı kaldırıp indirerek onu onaylarcasına başımı sallamış ve omuz silkip gülmüştüm bu haline.

"E afkuruyordun."

Oturduğum yerde yayılırken Oktay bizi izleyen Yeliz'e baktı.
"Sen dua et sebeplerim var diye bulaşmadım sana." Dedikten sonra bana dönerek devam ettiğinde gayet samimi bir ifade vardı yüzünde. "Şu senin sahne gecende de bir kıyağın olmuştu bize, unutmadım. Yoksa çekerdin elimden. "

Yerimde dikleşirken tüm bu havasına karşılık şaşkınca Oktay' a bakmayı sürdürdüm.
"O kadar emin olma bence." Derken imayla gülümsemiş ve sağ elimi bir kol mesafemde olan Oktay' ın omzuna hafif bir sertlikle indirmiştim.
Bu, onu kısa sarsışım ve daha farklı bir tabirle el kol şakalarımla aslında düşman olmadığımızı belirtiyordum.
Elimi omzundan çekip masada çalan ve üzerinde Murat yazan telefonumu sessize aldıktan sonra yeniden Oktay' a döndüm.
Zira şu muhabbeti fazla da sevmediğim bir kuzenimin saçma istekleriyle bölmeyi asla itemiyordum.

"Yeliz olmasa da alt ederdim ben seni." Diyerek omuzlarımı silkip sinsice bizi izleyen ve benimle birlikte sırıtan Yeliz' e başımı çevirdim.
"Gerçi şu an Yeliz var, ve sen yine susmuyorsun."
Ve yeniden Oktay' a baktığımda tüm bunlar işin esprisiydi.
"Bence ayağını denk al. Çünkü sende gördün ki, Yeliz'in ilk aşkı hâlâ benim."

Tatlı ses tonum, imalı harf uzatmalarım ve mimiklerimle ona bir savaş açmıyordum.. Yer yer benimle birlikte gülen bakışlarla kaşları sürekli havalanırken gücün kimde olduğunu görsün istiyordum sadece.

Masada birleştirdiğim ellerimle keyif içinde "Yani, her türlü elimdesin be baldız." Derken bu tatlı görünen halimin altında yatan aslan parçasını ona baldız diyerek göstermiştim bence.

Dudaklarını dişleyip başını yana eğerek bana baktığında yine gülüyor ve eğleniyordu.
"Baldız olan sensin yalnız."

Dudaklarımın arasından "Cık." dedim itiraz edercesine. Aynı anda kaşlarımı kaldırıp indirdikten sonra bir derviş edasına bürünerek ısrarla devam ettim. "Bizde işler ters işliyor be baldız."

Oktay en sonunda başını sallayıp pes ederken bana olan tavrı bu saatten sonra ne şekilde ilerleyecekti bilmiyorum ama benim ona karşı yaklaşımım asla art niyetli değildi. Ki, arayı düzeltmek için baldız diye takıldığımı Yeliz' de en az benim kadar biliyordu. Biz Oktay' la konuştuğumuz sırada yeniden çalan telefonumu sessizce alan bu sefer benim aksime Yeliz olmuş, birde üzerine elinin altındaki tuşa basıp "Kim bu Murat yaa?" Diyerek yakınmıştı.

Hazan Vakti ■ ASKERİ KURGUWhere stories live. Discover now