Bölüm 15💎

En başından başla
                                    

Onu böyle izlemeye doyamadığımı fark dahi etmediğim bir zaman dilimindeydik. Dudaklarım geriliriyor, gözlerim bir büyüde parlar gibi aralanıyordu. Çok başkaydı. Hem çok olanaklı hem de imkansızdı. Serdar bana, bende çok uzaktı. Onu izlediğim şu birkaç saniye dahi bana yetiyordu. Yanımda duruşu, bana ait olmadan benimle oluşu çok başkaydı. Bu farkı bile bile ona bakmayı sürdürürken arkasında açılan mutfak kapısıyla yeniden o tarafa döndüm.
Kapıyı örten Hatice Teyze "Kızlar poğaça hamurunu yoğurmaya geldim." Derken elindeki saklama kabını tezgaha koyuyordu. Bize doğru yöneldi. "Sarma nasıl gidiyor?" Deyip halimizden memnun bir şekilde gülümsedi.

Yeliz Hatice Teyze' ye bakıp "Yarım saate biter Hatice Teyze." Derken ben oturduğum yerden yavaşça kalkarak bana dönen Yeliz' e baktım. "Tatlının son sosunu dökeyim."

Heryerim oturmaktan uyuşmuş, sırtım yeniden ağrımaya başlamıştı. Ayağa kalkınca kan giden bölgelerim hafif karıncalanmış, fakat bu yalnızca birkaç saniye sürmüştü.

"Senin şu pastalarına böreklerine hayranım Hazan. Yapıyorsun bu işi." Servet Amca' nın sesiyle ocaktaki sosu tezgaha koyarken başımı eğip kısılan sesimle  teşekkür ettim. Bunu her zaman söylüyordu da şimdi Serdar' ın varlıhıyla utanmış ve biraz da sıkılmıştım. Böyle ortamlarda kendimden bahsedilmesinden pek haz etmiyordum.
Servet Amca çayından bir yudum alarak devam etti. "Yeliz, sen de yemek işini güzel yapıyorsun. Evlatlık mı alsak biz sizi. Ha kızlar?"

Gülerek elimdeki sosu kekin üzerinde dikkatle gezdirirken Servet Amca' ya çok kısa bir an başımı çevirdim. "Bende yeterince baba var Servet Amca. Sen Yeliz' i al bence, ben her zaman yaparım sana." Dediğimde en az benim gibi keyifli bir sesle Oktay' a baktı ve "Yeliz' i alıyormuşuz zaten." Diyerek bu defa Yeliz'e döndü.
"Kuşlar bana Oktay' dan bir şeyler söyledi ama bakalım."
Yeliz dudaklarını ısırarak başını yere eğmişken Oktay ise sadece kuru kuru öksürmüştü; ki ikilinin utandığını hepimiz görebiliyorduk ve ben bundan fazlasıyla keyif alıyordum.

Hemen yanımda elindeki kaba un koyan Hatice Teyze
"Yeter mi bu Hazan?" Dediğinde sosa şekil verdiğim kaşığı kaldırıp bir elimi tezgaha koydum. "Yeter yeter." Derken ciddi bir halde kaptaki una bakmıştım. "Az gelirse sonra yine ekleriz zaten."

Sözlerime başını sallayıp elinde tuttuğu un kabını tezgahın diğer ucuna bırakarak arkasını hafif döndü. Sonra Serdar' a baktı ve manidar bir şekilde tekrar bana döndü. Bu bakışma sonunda elbette ki "Seni de biz alalım diyorum." Demesini asla beklemiyordum.
Kalbim birden boğazımda atmaya başlayınca işi biten tatlıdan başımı kaldırıp Hatice Teyze' ye baktım. Bu cidden aklımın aldıgi bir an değildi. Zihnimin içinde yükselen uğultu a o kadar tesrti ki kendimi ana bırakamadım.
Mutfakta buz kesen sessizliğe "hıı." diyerek manasızca tepki verdiğimde göremesem de Serdar' ın da en az benim kadar şaşkın olduğunu biliyordum. Böyle konuların böyle ortamlarda konuşulmasına kesinlikle karşıydım. Hatice Teyze' nin hareketi de benim gözümde patavatsızlıktı. Serdar' ı seviyor dahi olsam bu baya baya görücü usulüydü ve hayatım boyunca bundan nefret emtiştim. Neticede her şeyi seçebilecek zekaya sahiptim ve bana bir eş ya da sevgili bulmak en yakın arkadaşlarım hariç kimsenin haddi değildi. Bunu anne bile bilip asla dile getirmezken böyle bir ortamda konuşulması cidden sinir bozucuydu.

"Servet Amca siz kaç yıldır buradasınız?"
Beni bu derin mevzudan kurtaran Yeliz' in sorusu olmuşken öylece durmamın daha da dikkat çekeceğini biliyordum. Bu yüzden borcamın altından tutarak Serdar' ın yanındaki buzdolabına ilerledim.

Sakinim.
Az evvel tatsız bir patavatsızlık yaşandı. Tüm kanım bu yüzden yanaklarıma üşüştü, kalbimin ritmi Serdar yüzünden değişti ama sakindim. Elimdeki borcamla iki adımda ulaştığım buzdolabını açmak epey zor olacaktı. Tek elimde tutsak borcam düşecek, borcamı tezgaha kim geri götürüp dolabın kapağını açacak derken sonunda tam yanımda beni izleyen Serdar' a baktım.

Hazan Vakti ■ ASKERİ KURGUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin