"Neden olmasın?" Neden mi? Bizim senle asla çocuğumuz olmayacağı için olabilir mi? Günümüzü öyle boş işlerle oyalanarak geçirdik. Akşama doğru hazırlanmaya başladık. Ben işimi bitirip aşağı indiğimde Leon da hazır bir şekilde beni bekliyordu.

 Ben işimi bitirip aşağı indiğimde Leon da hazır bir şekilde beni bekliyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(Hilal'in elbisesi)



Evden annemin duaları babamın ise sert bakışları altında çıktık. Ankara'ya uçakla geldiğimiz için arabamız yoktu. Bu yüzden babamın arabasını aldık ve annemin bizim için seçtiği Tunalı'daki bir mekana gittik. Açıkçası mekan güzeldi, manzara da güzeldi. Leon'la karşılıklı oturduk.


"Keşke biraz annene çekseymişsin. Bak kadın ne kadar iyi, ne kadar anlayışlı!" Bir de yüzsüz yüzsüz konuşuyordu.

"Annemle aramdaki en büyük fark ne biliyor musun?"

"Ne?"

"Annem aşık olduğu adamla evli. Ben değilim." Leon'la gözlerimiz birbirinde takılı kaldı bir süre. "Annem iyi bir adamla evli. Ben değilim." Gözlerinden hafif bir kırgınlık dalgası geçti. "Annem kendisine değer veren bir adamla evli. Ben değilim." Ve masada biraz daha ona doğru eğildim. "Annem mutlu. Ama ben değilim."

Leon göz temasını bir süre sonra kesti. Yemek siparişlerimizi çoktan vermiştik. Birbirimizle konuşmuyorduk. Böylesi şu an için daha iyiydi. Beraber manzarayı izliyorduk. Aslında Ankara'nın öyle diğer şehirler gibi deniz manzarası falan yok elbette. Baktığında sadece bina dersin. Ama insanı etkiler işte. Ben manzaraya dalmışken Leon'un sesini duydum.

"Sen de bu manzara gibisin Hilal." Ona döndüm. Hala bana bakmıyordu. Sonra tekrar manzaraya baktım.

"Neyim benziyor?" Bir süre sessizliğini korudu Leon. Sonra derin bir nefes alıp devam etti.

"İnsan ilk başta sana baktığında buraya baktığı gibi büyüleniyor. Sonra sadece betonlar var neyi farklı neyi özel diyorsun buraya. Ama sonra her binadaki her dairedeki yaşamı düşünüyorsun. Bu beton deyip geçtiğin şeyin içindeki acıyı, mutluluğu, hüznü her duyguyu hissediyorsun. Tıpkı burada olduğu gibi insan senin içindekileri gördükçe, onları düşündükçe sana dalıp gidiyor" Bu lafları gerçekten beklemiyordum. Şok olmuştum ve bir süre sessiz kaldım.

"Benim hakkındaki düşüncelerin o kadar çok değişiyor ki! Benden nefret edip etmediğini bile anlayamıyorum Leon! Bunların hangisi gerçek sen? Hangisi gerçek senin düşünceleri?" Bu sırada yemeklerimiz geldi. Leon cevap bile vermeden yemeğini yemeye başladı. Sinir olmuştum. Ama üstüne falan gitmeyecektim. Ben de yemeğimi başladım. Ona doğru hiç bakmıyordum bile. Yemeklerimiz bitmek üzereyken arkamdan gelen sesle şok olmam ve donakalmam bir oldu. Sonra o ses bize doğru geldi ve tam masamızın yanında durdu.

"Hilal!" Leon şaşkınlıkla ve anlamayan bakışlarla bize bakıyordu.

"Yağız!" Sonunda bulduğum sesimle sadece adını dile getirebilmiştim. Gözlerinde öfke falan arıyordum açıkçası ama yoktu. O sırada gözlerim bir ara Leon'a takıldı. Sinirle çatalını sıkıyordu. Sonunda konuşmaya başlayabilmiştim.

"Yağız, bak o günlerin üzerinden uzun zaman geçti. Bana attığın mesajda da zaten tüm düşüncelerini gayet net belirtmiştin. Artık daha fazla bir şey konuşmaya gerek yok bence. Uzatmayalım. Şimdi de burada olay çıkmasının bir anlamı yok. Ama içimde hala bir şeyler kaldı, öfkemi kusmak istiyorum dersen sen bilirsin. Ben seni dinlerim..." Yağız lafımı kesti.

"Ben her şeyi öğrendim Hilal."

(Yağız)

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(Yağız)

Sizce Leon'un bu duruma tepkisi ne olacak😉
Siz Cevdetçi misiniz yoksa Halukçu mu onu merak ettim bir de😂
Umarım bölümü beğenmişsinizdir😊

SENDE KENDİMİ KAYBETTİMWhere stories live. Discover now