Adımı söyleyip ofladı "Düşünmüyorum, herkes evlenmek zorunda değil beni germe." Ona kaşımı kaldırdım "Kes sesini, seni adapte etmeye çalışıyorum."

"Daha çok manipüle gibi geldi."

"Hiç evlenmeyecek misin?" Derken kendimi sorgular halde buldum. Ne zamandan beri teyzelere dönmüştüm? Hayır dönmedim, onun bir ilişkisi vardı ve ben kardeşi olarak onun daha iyi yaşamasını istiyordum. Sena bazı şeyleri göremiyordu, kendimden biliyorum benim derdim onun bu yolu aşmasıydı.
"Olabildiğince geç. Sen de üzerime gelip durma." Ki bunu ilk defa dile getiriyordum ama bana sesini yükseltince ben de elimi mum yapıp ona yükselttim "Ya abi ben, sen, mutlu ol istiyorum."

Konuyu bastırdı "Ben onunla mutluyum zaten." İyi de anlamıyordu, bu şekilde uzun vadede ilerleyemezdi ona söylemek istediğim şeyi anlamayacağını bildiğimden yanaklarımı şişiren bir iç çektim. "Ne bo- ne halin varsa gör." Umarım her şey gönlünce olurdu tabi, ben üzerime düşeni yapmıştım. Yeri gelse yine yapardım konunun ciddiyeti bir yana, Sena' ya takılmayı seviyordum.

"Azat' da çok üstüme geliyor." Çok üzüldüm, "Bunalıyorum." Allah yardımcın olsun "Her fırsatta aynı konu," Aman aman kıyamam "Ciddi bir yola girelim de demiyor alayım seni diyor barzo." Kendini tutamayıp kıkırdamıştım yanına da "Yaaa bu romantikliği bir yerden tanıdık geliyor." Diye iliştiriverdim.
Serdar' ım, nasıl da değişmişti ama sevgilim. Hoş, Azat ondan daha kibardı bu kesin.

"Sizin ilişkiniz nasıl gidiyor? Evlilik öldürüyor mu aşkı?" Korkusu buydu, gözlerimi devirir gibi olup başımı iki yana salladım. "Ben yanlış seçim yapmadım, o yanlışa gidenler için. Sen alışmışsın mutsuz çiftler görmeye aşka olan inancın gitmiş tabi, bizi görünce bir şaşırdın. Biraz bizimle takıl."

"Sizin gürültünüzü dinleyemem." Devirdiği gözleriyle bana kinayeli bir laf söylemişti, anında cevapladım "O zaman kendi gürültünü çıkart."

"Korkuyorum." Biliyorum, biliyorum Sena ilişki üzerine kurulu her şeyden korkuyordu ama onunla da bir ömür askerlik arkadaşı gibi oturamazdı. Şerit değiştiriyordum, kısıkta olan müziği kapattım. "Denemeden aşamazsın. Hem evlilik yolun sonu değil en fazla boşanırsın." Kendim için de bunu düşünmüştüm, evlilik bana göre dönüşü olmayan bir yol değildi mutsuz bir ilişki sürdüreceğime boşanırdım.

Sanki ona yeni bir yol açmıştım, cidden heyecanla "Dimi ya?" Derken bunu mu bekliyordu? "Gelinlikle gittin kefenle dönersin diyen bir ailem yok çok şükür." Elbette, tabi sonumuz böyle olmasın ama ben bize her özgürlüğü tanımlıyorum.

"Hiç sorun etme Sena, sadece bir yerden başlaman lazım. Sevmiyor olsan neyse ama sende sadece korku var. Bunun için destek de alabilirsin, Azat' la konuş bence o senin yanında olur." Yavaş yavaş başını salladı, "Biliyorsun ben zaten evlilik öncesi cinselliğe karşıyım ama şu konumda da.. Yani nasıl desem?" O kadar gerilmişti ki parmaklarını çıtlattıktan sonra çekiştirmeye başlamıştı. Konuyu ben devraldım. "Yakınlaşamıyor musun?"

Tamam illa bir şey olsun demiyorum ama insan sevince öpüp sarılmak istiyordu. Mesela Serdar ve ben, biz de böyle şeylere pek sıcak bakmıyorduk ama o zamanlar hatırlıyorum ayrı da kalamamıştık. Pek rahat durduğumuz söylenemezdi yani.

"Sanırım psikolojik desteğe ihtiyacım var, yani bu kararı kendi kendime daha yeni verdim Azat o konularda üzerime hiç gelmediği için durumu anlamadı bence." Onu anlamaya çalışıyordum, cidden. Kıstığım gözlerimle dudaklarım bir şaşkınlığa küfürle açılmıştı "Sena, bu-" Böyle bir rahatsızlığı mı vardı? Ve bunu şimdi mi kabullenmişti? Kendimi toparladım, "Tamam. Birlikte gidebiliriz, ben girmem ama seni kapıda beklerim aşkım." Onu asla yalnız yollamazdım, tek elini alnına kapattı "Cinsellik için kime gideceğimi bilmiyorum, çok endişelerim var düşününce..." Kötü oluyordu, kötü hissediyordu evet ama "Bir de şöyle düşün." Deyip cümlelerim için soluklandım.
"Erkekler cinselliğe bir tık önem veren varlıklar ve Azat sana bu konuda hiç yaklaşmamış, seni sıkıp bunaltmamış. Yani seni düşündüğünden daha çok seviyor ve emin ol sen bu konuyu ona açtığın zaman seni dinler, her şeyi yapar. Senin için, bu konu için gidemeyeceği yer de yoktur." Biliyorum, Serdar' dan biliyorum Azat' ı tanıyorum Sena da biliyordu. Ne kadar yalnız kaldı, onu ne vakittir boşluyorum bilmiyorum ama söylediklerim onun yüzümde bir gülümsemeye sebep olunca benimkiler doldu. 

Hazan Vakti ■ ASKERİ KURGUWhere stories live. Discover now