Bölüm 90💎 Part 2

Start from the beginning
                                    

"Bunu içme ama, ayran dökeyim sana." Bana diyordu ama kendi sodamı iki yudumda yarıya indirmişti. Kızmış gibi bakıp elindeki bardağa uzandım. "İçeceğim, bir şey olmaz." Aldım, bardağa bakıp burun kıvırdım. "Bitirmişsin zaten." Bu onu gülümsetmişti eğilip tekrar yanağımı öptüğünde mırıldandı. "Mızmız." Hiç de değilim, hamile bir kadının içeceğine göz diken oydu.

Ben kalan sodadan bir yudum alırken o dolaba yönelip bir yenisini çıkarttı, sabah sabah dünden midir bilmem keyifliydi. Yanıma ilerlemişti sessizce olan biteni izliyordum. Çekmeceden açacağı almak yerine cebindeki çakmakla kapağını açıp bardağımı tamamladı. Kalanı başına dikerken gözleri üzerimde geziniyordu, ikinci pizzamı bitirmek üzere olduğumdan tabaktan kendime bir yenisini beğenmeye başladım.
"Kahvaltını böyle mi yapacaksın?" Soda şişelerini çöpe attı, kahvaltı mı yapacaktım bir de? Ona bakışımı görünce gülümser gibi oldu, ellerini tezgahın iki yanına koyup yanağıma eğildi.

Öpüyor, bir yandan da kokumu içine çekiyordu. Bunu birkaç dakika boyu tekrarladı, ben üçüncü pizzamı yiyene kadar. Pizzamı ısırırken dudakları boynuma iniyor ve sonra yüzümde geziniyordu. Parmalarımı yalamaya başlayınca tutup sarıldı, kollarımı kaldırıp boynuna dolar gibi oldum ama o ara pizzadan kalan sosu emdim.
Elleri sırtımdaydı, hareketlenip usulca ellerimi kavradı ve yan yana tutup onları tek tep öptü. "Gel buraya." Hislerinden kaynaklı yorgun ama bir o kadar da keyifli duruyordu, onun bu halini anlayabiliyorum tahmin ediyorum ki sevgisini yine yere göre sığdıramıyordu. Sarılınca biraz dindirdiği hisleri beni de peşinde götürürken bugün onunla ne yapacağımı düşündüm, bugün ve bugünden sonra...

Kulağım bağrında, kalbinin gümbür gümbür atış sesini duyabiliyorum ellerimi sırtına sarıp onunla bir müddet böylece kaldım, "Her şeyi düzelteceğim, sen sadece benimle kal." Başka bir yönüm yoktu ki, hoş kalbime de sorsam o karışık sayfalar arasından karışık makaleler dökülürdü. Hiç kurcalamadan başımı salladım, nasıl olacaktı tam bilmiyorum ama şimdiye geldiysem gerisinin de bir şekilde hallolacağına emindim.

Nasıl yapacaktı?
Beni kalbinde kucağına alıp döndürse zaman geriye akar mıydı?
Beni sevse geçer miydi? Sevgisi yeterdi sanki.

"Telefonunu kullansan artık, en azından dışarı çıkarken alsan?" Dün getirmişti ama elime bile almamıştım, bir süre her şeyden uzak kalsam daha iyiydi. Hayatımda ilk defa telefonsuz kalıyordum ve bile isteye hal beni rahatlatıyordu. Telefon demişken onunkinde hala benim bebeklik fotoğraflarımdan biri vardı, sabah saate bakmak için dokunduğumda görmüştüm. Öyle dişlerim yeni yeni çıkmış, yüzümde bir gülümse hatırlayınca gülümsedim.

"İstemiyorum, yani bir süre." Duraksadı, siyah sakalları dudaklarından önce enseme battı sonra "Anladım." Diyerek benimle göz göze geldi "Nasıl istiyorsan." Üzerini giyinmişti, siyah tişörtü ve pantolonuna bakar gibi olup duraksadım. Soracaktım, utandım. Tabağı hafif kenara ittirirken başımı eğmiş olduğumdan cesaret bulup usulca "Bir yere mi gideceksin?" Deyiverdim.

Başını salladığını hissettim, pizzanın kenarındaki mısırı alıp ağzıma atıyordum. Güya ilgisizdim, güya çok ilgiliydim... "Birlikte gideceğiz, kahvaltıya gideriz dedim." Başımı yana eğdim, ben kahvaltımı yapmıştım ama o doymazdı. "Hazırlan hadi tepede bir yer var hava alırız biraz." Ama ben pizza yapmıştım, pizzalarıma bakarken dudağım sarktı.

"Yaptıklarını da alırız, ben yolda yerim biraz." Hayvan.
Yani, şey. Tamam çok yiyordu bu genel olarak elbette sorun değildi ama bazen de çok hoşuma gidiyordu o yerken arabada bende yerdim.

Daha bir cevap vermeden belimin iki yanından tutup beni yavaşça yere indirdi, "Elbise giyme hava esiyor, şort da yok." Omuz silker gibi oldum, kıpırdamadım. "Pantolonlarım olmuyor, rahat da değil. Ben gelmeyeyim sen git." Tayta da kızıyordu, gidesim kaçtı.

Hazan Vakti ■ ASKERİ KURGUWhere stories live. Discover now