"Korkma yavrum?" Kısık sesi inanamıyormuş gibiydi. Oysa uykumdan uyanmıştım bence korkmam normaldi.
Başım çıplak göğsünde, elimi yüzümün önüne koydum. Hafif kırdığım bacağımı tutarak onu üzerine çekti. Bir nevi kucağında küçücüktüm, ki bu en sevdiğim şeydi. Onun kollarında küçülmek, ona sığınmak, sokulmak..

Yüzüme doğru bakıyordu. "İyi misin?" Demesiyle ben de ona doğruldum. Göz gözeydik, bu karanlıkta o koyulukları bir bir izleyip mırıldandım. "İyiyim sevgilim." Elim ensesine ve boynuna gitti, bu temasa da bakışa da doyamıyordum. Kalbimi heyecana sürükleyen adam o kadar güzeldi ki dudaklarına da, ona da doyamayacaktım. Bu defa hareketlenen o değil, bendim. Kendimi hiç tereddüt etmeden, hatta çekinmeden dudaklarına bırakarak gözlerimi sakince verdiği karşılığa yumdum.

Gecenin bir vakti, alelen uykudan uyanmıştık ve istediğimiz tek şey bu muydu? Elbette buydu. Zamanın bir önemi yoktu öpüşerek uyumuştuk, bunu tekrar yapabilirdik.
Dudaklarım dudaklarında, beni yavaş yavaş altına alırken ıslanıyordum. Bacaklarımın arasında varlığını koruyan istek uyusam da dinmemiş, en ufak bir hareketimizle yeniden kendini ortaya çıkartmıştı.

O an, yani Serdar tam olarak üzerimdeyken kendi kendime dedim ki; tekrar uyumaya bilirdik... Sonuçta bir iki saat evvel öpüşürken de ıslanmıştım. Bunun bir sonu yoktu? Üstelik sadece ben de etkilenmiyordum her şeyin farkındaydım. Bekleyecek bir şeyimiz yoktu, evliydik, kocamdı. Birbirimizi bu kadar isterken tam bir birleşme olamazdı belki ama en azından geçen günki gibi rahatlayabilirdik.

Serdar beni bekliyordu biliyorum. Benden bir atak görmeden buna hamlede bulunur muydu bunu kestiremiyordum ama ben karanlık salonda delice öpüşürken bu istekli halimizin biraz da olsa dinmesini istiyordum.

Üzerimdeyken ellerim güçlü sırtına gitti. Niyeti neydi anlayamıyordum ama bacaklarımı iki yana açıp bükerek bir elimi yüzüne götürdüm. Kendini bıraktı, sertliği kasıklarıma inince de inledim. "Serdar." Dedim nefes nefese. Dudaklarım dudaklarında kıpırdıyordu. Kaşlarını çattı, kendini hafif geri çekti. "Özür dilerim." Hırıltılı sesine başımı iki yana sallayıp onu yeniden öptüm, geri çekilip sakinleşen gözlerine baktım. Bundan rahatsız olduğumu düşünüyordu, halbuki hoşuma gidiyordu.

Bunu istiyordum ama nasıl söyleyeceğimi bilemiyordum. Nasıl bir şey istediğim...
Pekala başa sardık, öfler gibi gözlerimi yumacaktım ki vaz geçip yeniden dudaklarına yöneldim. Ben yine ıslandım Serdar sen de beni istiyorsun mu? Olmaz. Birlikte olmadan sevişsek mi? O ney öyle ya? Öyle mi denir? Rahatlamak istiyorum? Yok daha neler masaj mı yapsın adam?

Bir şeyler açıklamaya çalışıyorum ama açıklayamıyorum. Gerçi, neden bunu ima edeyim ki?Öpüşlerimizin arasından geri çekilip yeniden ihtiyaçla  "Serdar." dedim. Karanlık olduğu için çok net değildi, bu da utangaçlığımı törpülüyordu.

Bana bakıyordu, ellerim yüzünün iki yanına koydum. "Ben sana bir şey diyeceğim ama diyemiyorum." Bir an durdu, sonra dudağını kenarı kıvrılıp yüzündeki  avcumu öptü. "Neden yavrum?" Kedifemsi sesi her şeyi anlamıştı oysa. "Utanıyorum." Diye fısıldayıp dudaklarımı dudaklarının kenarına indirdim. Bu kadar basitti işte. Tek bir anlamsız cümlemle her şeyi anlaşılır kılmıştım.

Serdar hafif gülümseyince yerimde kıpırdanıp biraz daha aşağıya kaydım. İstiyordum, şimdi. O da istiyordu, bu yüzden "Bakalım ne haldesin." Diye mırıldanıp ellerini taytımla külotumun lastiğine götürdü. Böyle kurduğu cümleler beni her defasında tahrik ediyordu. Hoştu, ondan bu cümleleri duymak çok güzeldi ne yalan söylemeliyim ki seviyordum.

Kıyafetlerim önce dizlerime indi, sonra Serdar' ın  doğrulup çıkarmasıyla yere. Üzerimde sadece sütyen, atlet, alt tarafım çırılçıplak, dudaklarıma yönelmesini heyecanla karşıladım.
Üzerime eğilirken bir eli bacaklarımın arasından kadınlığımdaki ıslaklığa gitmiş, diğeri başımın yanındaydı. Birlikte inlerken kendimi eline bastırdım. Elini dolduran kadınlığımdan olsa gerek, kaşları çatılmıştı. Bu defa eli çamaşıra gidense bendim. Parmaklarım pantolonunun kemerinde, onu istediğim belli bir arzuyla kendini yeniledi.

Hazan Vakti ■ ASKERİ KURGUWhere stories live. Discover now