Bölüm 63💎

En başından başla
                                    

Keyifsizleştim, mırıldanarak ofladım. "Hallederiz tamam." Kim ne yapıyorsa yapsın kimseye bekçilik yapamazdım ama insanda heves dahi bırakmıyorlardı. Ben Serdar' ı mı düşüneyim bunları mı? Şimdi Sena arasa Yeliz' in annesini. Onun Sena' ya yaptığı gibi her şeyi söylese kim haklı olurdu? Ki Sena asla yapmazdı böyle bir şeyi orası ayrı.

Tamam dedim kendi kendime, tamam bunu da bir şekilde hallederdik gider kalırdı. Ötesine de ben karışmam bana ne? Benim zaten keyfim yok, suratım beş karış saatlerdir utanıyorum. Öyle ki daha fazla bu muhabbeti çeviremeyeceğimi anlayıp "Aşkım." Dedim. "Ben artık kapatsam?" Uyanır uyanmaz onu aramıştım, yarım saattir konuşuyorduk ama şimdi biraz kendime gelmek istiyordum. Zaten Yeliz' de dışarıya çıkıyordu seslerden belliydi. "Tamam aşkım biz de markete gidiyoruz." Diyerek beni yanıltmadı. "Öpüyorum seni çok. Bileti alınca yazarım." Tamam dedim. Hiçbir şey düşünmeden, ne nasıl olur bilemeden telefonu kapattım ve sabahtan beri kızlardan soyutlanıp ilk defa utançla net bir şekilde Serdar' a odaklanabildim.

Serdar' ın kokusuna gitti elim. Kalkıp işe gittiği yatak o kokuyor, uzandığı yastık bana bizi hatırlatıyordu. Beyaz yastığını severken dudak büktüm.
Ben dün, çok ayıp bir şey yaptım...

Düşünmek istemiyordum, hissettiğim doluluk kendimi pikeye gömmeye itiyordu. Bir yanım o anlara, bir yanım bu vakte esirdi sanki. Elimdeki büyük ve sert varlığı, teni, bana tattırdığı zevk ve onu sayıklamalarım..
Nasıl bu kadar cesur olabildim?
Hayır, sorun bana dokunması veya beni boşaltması değildi. Benim tek sorunum onun erkeliğine dokunmuş olmamdı. Bunu nasıl yaptım diyebilirim kendi kendim. Defalarca, bıkmadan, tükenmeden bir cevap arayabilirim ama bulamam.

Sadece şey var; o anki zevk.

Aldığım o zevk öylesine başkaydı ki bana en olmayanı yaptırmıştı. O kadar güzeldi ki bunu anlatamaz, kendi içimde başka bir şeyle kıyaslayamazdım.
Tüm bu olanlardan, ona dokunduğumdan pişman da değildim aslında. Sadece artık Serdar' ın gözlerine bakamayacak, o yanımda olduğunda tahminen utançtan yerin dibine girmek isteyecektim.
Aklıma onu elime alışım, utanmadan sıvazlayışım, tüm bunlarla Serdar diye sayıklayışım ve inleyişlerim gelecekti.

Öfkeyle yataktan kalkarak yarım saat evvel açtığım balkon kapısını çektim. Düşünmemeliydim, bunları düşünmek bana hiç iyi gelmiyor, kendi kendimi yiyordum.
Sessiz sedasız dün olanları olmamış sayarak yatağı düzeltmeye başladım ama kabullendiğim bazı şeyler de vardı. Mesela bir katman gitmiş gibiydi üzerimden. Bu sabah bir rahatlama hissediyordum, bedenim de dün sızlayan kadınlığım gibi kendine gelmişti sanki. Canlanmış gibiydim fakat tüm bunlara bir türlü odaklanamıyordum.

O andan sonra, yani ben onu..
İşte o andan sonra gecenin bir vakti yine duş almıştı Serdar. O duştayken ben bu defa uyuyakalmıştım. Neyse ki geldiğinde uyandırıp duş al dememişti, anladığım kadarıyla sarılarak o da bir iki saat benimle uyumuştu. Hoş, bilmiyorum uyumamış da olabilir çünkü tenimi öpüşlerini uykuyla uyanıklık arasında alenen hatırlayabiliyordum.
Sabah da sessizce kalkmış, bana yine bir şeyler yedirmişti. O sırada hala uyku halinde olduğumdan doğrulsam da gözlerimi hiç açmamıştım. Sonra da evden ayrılmıştı. Uyandığımda onu iyi ki görmemiştim, aksi halde cidden ne yapacağımı bilemezdim.

Yatağı düzelttim ve tekrar almam gereken duşa girdim. Çıktığımda saat on ikiye geliyordu, farkındayım bugün epey erkenciydim ama elimde değil uyku tutmamıştı. Saat dokuz buçuk on gibi yanımdaki yoksunlukla bir uyanmıştım o utançla da mümkün değil uyuyamamıştım. Neyse ki uyanmam boşa gitmemişti bu sayede Yeliz' le uzun uzun konuşabilmiş, bazı taşları netleyerek yerine oturtmuştum. O halinden memnundu, gayet mutlu bir tatildeydi diyebilirdim. Ben de memnumdum, tabi Sena' da. Kısaca, köy biraz karışmıştı ama köyü karıştıran da o köye karışan da mutluydu...

Hazan Vakti ■ ASKERİ KURGUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin