O dediği de bendim.
Şaşırmamıştım. Çünkü beyefendi ilk günden beri adımı zaten hiç kullanmamıştı.
Emir' in dün geceye ait Serdar hakkında bildiği tek şey sinirli olması ve burnundan solumasıyken nerede olduğunu elbette soramamış, ama dışarıda olduğunu seslerden anlamıştı.
Geceye öylelikle son verdikten sonra zaten heves meves gittiği için eve gelmiştik. Sabah da erkenden uyanmış, Yeliz' in de alarak gurbetciler gibi, daha ayılamadan yollara düşmüştük.

Verdiğim sinyalle sol şeride geçerken Sena' nın "Ay kapat şu camı!" Sözleriyle kendimi dün geceden şimdiki zamana aldım.

Yeliz camını kapatırken Sena yine aynı hararetle Yeliz' e seslenmeye devam etti. "Konsantremi bozuyorsun, zaten sabah hazırlanırken hızımı alamadım. Adam akıllı konuşamadık."

Gözlerimi sahte bir sitemle devirerek mırıldandım.
"Sabahım dokuzuna bilet alırsan olacağı bu. Şafak operasyonuna gider gibi yedide kalktık senin yüzünden."

Otobüs yolculuklarını sevdiğini biliyordum. Saatlerce o kulaklıkla müzik dinleyip hayatı ve kendini sorgularken kafa dinlemek hoşuna gidiyordu. Ama on yedi saat de çekilmezdi be kardeşim. Mesela Çorum' daki dinlenme tesisi buz gibi oluyordu. Ben sırf onun için bile çekmezdim onca yolu.

Sitemime aldırış etmeden "Süleyman Amca olayına şok oldum ben yaa." Diyen Yeliz' e "Al bizden de o kadar." Dedi.

Serdar..
Sahi, aileme kadar gelmiştin değil mi? Buna alışabilecek miydim acaba? Ya da alışmam gerekiyor muydu ki? Peki ya yoksa abartıyor muydum?
Günler sonra yeniden işine dönmek için mahallemden gidersen aylar sonra seninle Urfa' da denk gelir miydik acaba?
Muhakkak ki gelirdik.
Belki senin de bizde olduğun bir akşam tesadüfen bende Urfa' ya, evime giderdim. O gün beni eve girerken görünce de eminim ki sen hayatının en büyük şaşkınlıklarını yaşarken ben de oturup kaderime ağlardım.

Yan yana sofralarda oturur, aynı çevre içinde misafircilik oynardık belki. Askeriyeye Süleyman Amca' mı görmeye geldiğimde seni de görürdüm belki. Hem de askeri kıyafetlerle.
Sen beni görür müydün acaba? Ya da benim kim olduğumu öğrendiğinde ne hissederdin..
Emir evlenirse onun düğününe gelirsin kesin. Hele annem de seni çok sevmişse bu işin sonu arap saçına dönerdi.
Acaba, seninle aynı ortamda tahminen ne zaman olurduk..

Ben Serdar' ı ve gelecekteki içler acısı halimizi düşünürken kızlar anlayamadığım bir konunun sonuna gelmiş, Sena sakince bana bakıp "Sen ne yapacaksın? Emir ne zaman gidecekmiş?" demişti.

Dikizden arkadaki arabaları kontrol edip şerit değiştirdikten sonra sesimi Sena' ya yönelttim. "Seni terminale götürdükten sonra eve geçerim, o da işlerini halletmiş olur işte. Birkaç gün kalacağını söylemişti ama bilmiyorum."

Sena cümlem bitince başını sallayarak "Ay hadii ayrıntı istiyorummm kaos istiyorumm, dün geceyi yeniden anlatın!" Diye sızlanıp aramıza giren Yeliz' e heyecanla döndü.
Sabahtan beri anlatıyorduk?
Bu ikilinin hiç kesintisiz yirmi iki saat dedikodu kotası vardı.

"Ay bak şimdi anacım, biz dün Hazan' la mağazadaydık Alper aradı."

Sena tüm hikâyeyi tekrar başa sarmışken Yeliz heyecanla oturduğu koltukta arkasını döndü ve Sena' ya anlatması için heyecanla gaz takviyesi yaptı..
"Eeeee ee!."

Gözlerimi devirdim.

Yeliz hâlâ arkası dönük bir vaziyette, yaklaşık beş dakikadır Sena'yla tekrar tekrar aynı olayı konuşuyorken ben tek kelime dahi etmemiştim. Çünkü zaten içimden atamadığım bir akşam, düşünmekten uyuyamadığım bir gece geçirmiştim. Şimdi birde konuşarak aynı sahneleri yaşamak istemiyordum. Sabah eve gelmeyen adamı merak etsem de düşünecek hali kendimde bulamıyordum. Zaten hep de böyle oluyordu.
Serdar beni ne zaman biriyle yanlış bir şekilde görse gidiyor ve birkaç gün sonra geliyordu.

Hazan Vakti ■ ASKERİ KURGUWhere stories live. Discover now