57.bölüm

2.1K 103 226
                                    

"Neden sustunuz?"

Şüpheli gözlerle etrafını süzen halitin gözleri Selmanın ve benim aramda gidip geliyordu. Ondan saklanan birşeyler olduğunu seziyor yine de ses etmiyordu.

"Bende şimdi çıkmıyordum Halit bey."

"Öyle mi?"

"Evet efendim, leyla hanımın yokluğumda ilaçlarını düzenli olarak alıp almadığını kontrol etmek için gelmiştim."

"Peki sen öyle diyorsan öyle olsun bakalım Selma. Bugünlük bu konuyu  görmezden geleceğim. Şimdi çıkalım da Leyla uyusun."

"Peki efendim."

Siyah gözleri son defa gözlerimi bulan Halitin odadan çıkmasıyla bir başıma kala kalmıştım.

Selmanın söylediklerini düşünmekten uyuyamıyordum. Aradan ne kadar zaman geçmişti bilmiyordum. Gözlerimi açtığımda içimi eriten o sıcacık gülümsemesiyle Barlas karşımdaydı, gülümsüyordu.

"Barlasssss!"

"Mervemmmm!"

"Sen misin gerçekten?"

Kusursuz güzellikteki mavi gözleri göz çukurların içersinde ışıl ışıl parıldıyordu. Sanki hiç gitmemiş sanki tutmaktan yorulduğu ellerimi  hiç bırakmamış gibi gülümsemeye devam ediyordu.

"Gel buraya."

Kollarını kocaman açmıştı. Karşımda kusursuzca dikilen iri bedene doğru ilerleyen ayaklarım tipide kalmış gibi buz kesmişti. Titriyordum!

Attığım her adımda içinden çıkılamayan bir çıkmaza doğru itilen bedenim kurbandı.

Bedenim kalbimin en büyük kurbanıydı. Titreye titreye attığım cılız adımlarım son bulmuştu. Karşımdaydı!

Mavi gözleri sevdiğini hiç terk etmemiş onu hiç bırakıp gitmemiş sevgi dolu bir adamın gözleri  gibi şefkatle parıldıyordu.

"Sar beni öyle bir sar ki...
Geçecekmiş gibi."

Titremeye devam eden dudaklarımın arasında can çekişen sözcüklerin arasında Barlas bedenimi yavaşça kucağına doğru çekmiş ve güzel dudaklarını zerrelerimi küle çeviren büyük bir istekle dudaklarımla birleştirmişti.

Dudaklarımı sanki daha önce hiç öpmemiş gibi büyük bir açlıkla öpüyordu. Dili ağzımın içinde usta bir keşfe çıkmış gibiydi. Dil darbeleri bütün mantık kırıntılarımı yerle bir ediyordu.

Bacaklarımı beline sarmış sevdiğim adamın üzerinde oturuyordum. Sevdiğim adamın sırtımdaki uzun parmakları öyle bir dokunuyordu ki tenime dokunuşları her bir hücremi esir ediyordu parmaklarına.

Tutsaktım ben zincirleri kilitli olmayan bir tutsak.

Parmaklarım istemsizce sarıya çalan kirli sakallarının arasında dolaşmaya başlamıştı. Güzel yüzü elimin altındaydı.

Ona dokunmaya bayılıyordum. Güzel yüzünün ezber ettiğim her bir satırını sanki beynimin en ücralarına kazımak istiyormuş gibiydi dokunuşlarım.

Dudaklarım öpülmekten adeta morarmıştı. Alt dudağımdaki diş izleri canımı fazlasıyla yakıyordu. Dudaklarımın arasından kaçan küçük iniltileri hapseden duvarlar görünmeyen günahların izlerini taşıyordu.

Dudaklarımı ısırarak öpen adam dudaklarımdan boynuma doğru yol alıyordu.

Dişleri boynumda adeta benim ona ait olduğumu haykıran derin izler bırakıyordu.

Arı Kovanı #wattys2023Where stories live. Discover now